Arkeoloji Kral Midas’tan dünyaya selam

Kral Midas’tan dünyaya selam

23.10.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne adını yazdıran Gordion Antik Kenti, Tunç Çağı’ndan Kurtuluş Savaşı’na kadar pek çok farklı döneme ait izler taşıyor. Kültürlerarası köprü niteliğindeki bölge, Kral Midas’ın babası Gordias’a ait olduğu düşünülen tümülüsteki ahşap mezar odası ile meşhur. Bu mezar odası, günümüze ulaşabilmiş en eski ahşap yapı örneği olarak biliniyor.

Kral Midas’tan dünyaya selam

İklim Demir | demir.iklim@gmail.com -Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı’nın birleştiği noktanın yukarısında, Ankara’ya 94 kilometre uzaklıkta yer alan Gordion’da ilk yerleşimin tarihi M.Ö. 2500 yıllarına dek uzanıyor. Bronz (Tunç) Çağı’nda -M.Ö. 3300’den M.Ö. 1200’e kadar- Gordion’un bağlantılı olduğu kültür potası Hitit etkili olarak ifade ediliyor. G. L. Huxley, Troya’nın düşüşünden sonra Gordion’un da içinde bulunduğu Orta Anadolu’ya bir göç dalgası gerçekleşmiş olabileceğini aktarır. Fakat Gordion’u bu denli önemli yapan unsur, Demir Çağı’nda -M.Ö 12. yüzyıldan M.Ö. 6. yüzyıla- hüküm sürmüş olan Frigler ve onların efsanevi kralları Midas’tır. Frig Dönemi’nde Gordion’un artık politik olarak bir merkez olmaya başladığı, artan imar faaliyetlerinden de anlaşılabiliyor. Gordion Kazı Heyeti Başkanı Brian Rose, Frig Krallığının M.Ö. 1. binde Anadolu’nun üçte birine hâkim olduğunu ve Türkiye’deki en iyi korunmuş Demir Çağı tahkimat alanlarından birisini barındırdığını belirterek, Gordion kalelerinin zeminlerinde en erken tarihli çakıl mozaik dekorasyon unsurlarının, erken tarihli mimari çizimlerin ve çok iyi korunmuş tekstil ürünlerinin de bulunduğunu vurguluyor.

Haberin Devamı

Midas Tümülüsü

Gordion ve çevresinde çok sayıda tümülüs mevcut. Bakanlık kaynaklarına göre, sadece Gordion 1. Dereceden Arkeolojik Sit Alanı’nda 73 adet tümülüs bulunuyor. Bu tümülüsler arasında en görkemlisi ise Tümülüs MM, nam-ı diğer Midas Höyüğü. Kültür Bakanlığı’nın Gordion kazı ekibiyle hazırladığı Yönetim Planı’nda yer alan bilgilere göre, Kral Midas’ın babası Gordias’a ait olduğu düşünülen dünyanın en eski ahşap mezar odasında kumaşlara sarılı, ağaçtan bir tabuta yerleştirilmiş 60 yaşlarında bir erkek bulundu. Tabutta bulunan mobilya ve kapların ise cenaze töreninde kullanılmış olduğu düşünülüyor. Kazı ekibinin kaplar üzerinde yapmış olduğu incelemeler sonucunda şarap, bira ve bal liköründen oluşan bir içeceğin kalıntılarına ulaşıldığı Penn Museum kaynaklarında belirtiliyor. Bölgedeki farklı bir höyük olan Tümülüs P’de ise 4-5 yaşlarında bir çocuğun mezarına ulaşıldığı bilgisi de aynı kaynakta aktarılan bilgiler arasında.

Haberin Devamı

Kral Midas’tan dünyaya selam

Gordion Antik Kenti, bu yıl UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girdi.

Kibele’nin oğlu

Gordion’da bulunan, Anadolu Medeniyetleri Müzesi envanterindeki elinde kuş veya kap tutan kadın figürü Ana Tanrıça Matar ile ilişkilendiriliyor. Bu dini form, daha sonra karşımıza Kibele olarak çıkıyor. Tanrıça Kubaba, Matar ve Kibele gibi “ana tanrıça” referansları, benzer bir anlatının devamı niteliğinde. Hepsi birer Magne Mater, bir başka deyişle Tanrıların Anası. Doğuran ve yaratan anne hikâyesindeki düğümler Meryem Ana figürü ile çözülüyor. Ovidius’un Dönüşümler adlı eserinde Kibele, Anadolu kökenli ve Batı’ya sonradan gitmiş bir kült olarak tanımlanıyor. Frig Kralı Midas, sadece siyasi bir karakter değil, aynı zamanda Yunan anlatılarının merkezinde olmayı başarmış efsanevi bir isim. Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü’nde Midas’tan Gordion’un kurucusu Gordias ve Ana Tanrıça Kibele’nin oğlu olarak bahseder. Bazı kaynaklar, Kibele’nin oğlu Midas ve Frig Kralı Midas’ın aynı kişi olmayabileceğini aktarır ancak çoğunlukla bu kişi Kral Midas olarak ele alınmış. Midas figürü, Yunan anlatısının tam ortasında bulunan Anadolulu bir karakter olarak karşımıza çıksa da, Yunan kültürü ve dini içerisinde eşsiz bir köprü adeta. Midas miti burada bitmiyor. Tanrıça’nın oğlu Midas anlatısının ardından bu sefer, Batı Anadolu’da bugün Bozdağ olarak bilinen Tmolos Dağı’nda kralımız Midas, Apollon’un “lir”ine karşılık ısrarla Frigyalı bir satir (belden üstü insan, belden aşağısı at biçiminde yaratıklar) olan Marsyas’ın kavalının üstün olduğunu savunur. (Ovidius’un Dönüşümleri’nde Marsyas yerine yine bir satir olan Pan’ın ismi geçer.) Tanrı, Midas’ı bu tercihinde ısrar etmesi nedeniyle cezalandırarak kulaklarını eşek kulağına dönüştürür. Bu mit sayesinde Gordion’un büyük kralı Midas günümüz popüler kültüründe hala “Eşek Kulaklı Midas” lakabıyla tanınmaktadır.

Haberin Devamı

Kral Midas’tan dünyaya selam

Tekstil endüstrisi açısından önemli bir yerleşim olan Gordion’daki seri üretim atölyeleri.

Yok olan kültür

Bir dönem Lidya etkisi altına giren Frig hinterlandı, ardından Pers istilaları ile sarsılır. Buna rağmen Gordion, ekonomik ve kültürel zenginliğini kaybetmez. Penn Museum kaynaklarına göre asıl değişim İskender’in Pers seferine çıkmasıyla başlar. Frig kültürü yok olmaya başlayarak tamamen Yunan etkisi altına girer. Bölgenin tarihi yakın dönemle de zenginleşiyor. Bölgede Sakarya Meydan Muharebesi’ne ait siper hendekleri ve şehitlere ait bazı parçalar da bulunuyor.

Haberin Devamı

Kazıların tarihi

Gordion, Alman filolog Alfred Körte’nin 1893 yılında BerlinBağdat tren yolunun inşası sırasında ortaya çıkan kalıntıları görmesiyle keşfediliyor. Körte, Latin ve Yunan kaynaklarında yaptığı araştırmalar sonucunda buraya Gordion ismini veren kişi. İlerleyen yıllarda Gordion’a arkeolog kardeşi Gustav ile gelerek ilk kazı çalışmalarına başlıyorlar. Kazı Başkanı Brian Rose “Gordion Antik Kenti’nin yüzde beşinden daha azını ortaya çıkarmış bulunuyoruz. Dolayısıyla kazıların uzun süreceği düşünülebilir” açıklamasıyla 1900’lerin başında başlayan kazıların, devam edeceğini vurguluyor

Ortak amaç tanınırlığı artırmak

Gordion Antik Kenti ile ilgili pek çok kurum iş birliği içerisinde çalışıyor. Ortak amaç ise antik kentin tanınırlığını artırabilmek. Gordion kazılarını yürüten Rose’a Dünya Miras Listesi’ne kaydolmanın kazançlarını sorduğumuzda, “bölgenin korunması sürecini hızlandıracağını ve artık daha fazla insanın Türkiye tarihinin bu kısmından haberdar olacağı” cevabını alıyoruz. UNESCO Türkiye Milli Komitesi de listeye girmenin ülkeye ve listeye giren yer için kazanımlarına ilişkin sorumuz üzerine, bu kazanımları şöyle sıralıyor: “Uluslararası bir topluluğun parçası olunması, miras alanının görünürlüğünün artması, taraf devletin listeye kaydedilen miras alanının sürdürülebilir korunması ve yönetimi açısından kararlılığını ortaya koyması, miras alanının korunması için gerekli olan farkındalık yaratma eylemlerine katkıda bulunulması.” Peki, listeye giren kültürel miras unsurunun mevcut durumu ile ilgili bir kontrol mekanizması var mı? Komite’nin bu soruya yanıtı da şöyle: “Listeye kayıtlı miras alanlarının koruma durumları taraf devletler tarafından yıllık hazırlanan raporlar vasıtasıyla Dünya Miras Komitesi toplantısında komite üyeleri tarafından değerlendiriliyor. Taraf ülkelerin yer aldığı bölgelere göre altı yılda bir periyodik raporlama adı verilen kapsamlı bir anket çalışması Dünya Miras Merkezi tarafından hazırlanıyor. Periyodik raporlama süreci tamamlandıktan sonra her bölge kendi içinde değerlendiriliyor ve raporlanıyor. Periyodik raporlamayı, miras alanlarının koruma ve yönetim durumlarıyla ilgili taraf devletlerin öz denetimlerini yapmalarına aracılık eden bir uygulama olarak tanımlamak mümkün. Miras alanının üstün evrensel değerine etki edebilecek projeler gerçekleştiriliyor ya da bir acil durum/ afet miras alanında meydana geldiyse, danışma organlarının uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Reaktif İzleme Misyonu sırasında miras alanını yerinde ziyaret ediyor ve durumu Dünya Miras Merkezine raporlandırılıyor.

Haberin Devamı

Kral Midas’tan dünyaya selam

Gordion düğümünü kesmek

Gordion düğümü” deyimi, Büyük İskender’le ilgili bir hikâyeye dayanıyor. Buna göre İskender, Gordion’da iken Zeus Tapınağı’nda bulunan bir arabanın boyunluğunda bulunan karışık bir düğümü çözen kişinin tüm Asya’ya hakim olacağı kehanetini duyar. Düğümü çözmek isteyen İskender bunu başaramaz ve kılıcıyla düğümü tek seferde kesip atar. Bu hikâyeye dayanan “Gordion düğümünü kesmek” deyimi, detaylarla zaman kaybetmeden sorunu kökünden çözmek anlamına geliyor.

Yazarlar