Bir yıldızın trajedisi

Bir yıldızın trajedisi
Kadınların özel yaşamlarını en iyi anlatan yönetmenlerden Joseph L. Mankiewicz’in "Çıplak Ayaklı Kontes"i başrol oyuncusu Ava Gardner ile adeta özdeşleşir
ALİN TAŞÇIYAN

Sinema tarihinin en güzel kadın oyuncularından biriydi Ava Gardner. Kuzey Carolina’da bir tütün çiftliğinde büyüyüp güzelliği sayesinde Hollywood’un doruğuna tırmandı. Ama ışıltılı yaşamında bir türlü mutlu olamadı. "Çıplak Ayaklı Kontes"in kahramanı Maria Vargas’ın yaşamı farklı biçimde gelişip trajik bir sona ulaşsa da Ava Gardner’ınkine benzerlik gösterir. İkisi de yoksul bir çocukluk geçirir, hatta çıplak ayakla dolaşmayı özellikle sever, rastlantı sonucu keşfedilir ama düşledikleri erkeği bulamazlar...
"Çıplak Ayaklı Kontes" çekilmeye başladığında Ava Gardner, çoktan iki koca eskitmiş (meslektaşı Mickey Rooney ve caz klarnetçisi Artie Shaw) ve Frank Sinatra ile üçüncü evliliğini yapmıştı. Maria Vargas’ın yaşamı bu bağlamda (dansçılıktan gelişi, evlilikleri, mutsuzluğu) Rita Hayworth’ınkini de andırır. Mankiewicz, senaryolarını da yazdığı filmlerinde, sinema ve tiyatro yıldızı ya da üst sınıftan kadınların özel yaşamlarını anlatırken, elbette, yakın çevresinden etkilendi.
"Çıplak Ayaklı Kontes" hazin bir cenaze sahnesiyle açılır. Maria Vargas’ın cenazesine katılan üç adam gözleri önünde bu mutsuz, tatminsiz, sadece üç film çevirmiş ama çok ünlü olmuş aktrisin yaşamı canlanır.
Vargas, Madrit’te bir gece kulübünde dansçıdır. Bir Hollywood yapımcısı (kendisini karikatürize eden Howard Hughes!) ve asistanı / danışmanı Oscar (bu rolüyle En İyi Yardımcı Oyuncu Oscarı kazanan Edmond O’Brien) onu ABD’ye davet eder. Başına buyruk, hassas bir genç kız olan Vargas onları başından savar. Ancak, görmüş geçirmiş, alkolizmden dönmüş yönetmen Harry Dawes (bütün karizmasıyla Humphrey Bogart) onu ikna eder.
Vargas, Hollywood’un sosyal yaşamına ayak uydurmaz. Yakışıklı aktörler eşliğinde limuzinlere binip galalara gitmek, sürekli sevgili değiştirmek, partilerde içip eğlenmek ona göre değildir. O hala beyaz atlı prensini bekler... Zarif bir İtalyan soylusu, Kont Vincenzo Torlato - Favrini (rolünü eldiven gibi giyen Rossano Brazzi) beklediği erkektir. Ama evlenip İtalya’ya gitmek yaşamını alt üst edecektir. TV 8 / 00.40

Güney’in iki filmi ekrandaYönetmen, senarist ve oyuncu olarak Güney
SüperKanal’da bugün yayınlanacak olan iki film yüzde yüz Yılmaz Güney yapımı olmalarıyla dikkat çekiyor. Güney’in yönetmeni, senaristi ve oyuncusu olduğu yirmi filmden ikisini, "Pire Nuri" (21.30) ve "Bir Çirkin Adam"ı (09.00) izleyeceğiz.

Ya katil ya kabadayı
Güney’in başyapıtı "Umutötan hemen önce çektiği "Bir Çirkin Adam", usta sinemacının filmografisinde "sırıtan", auteur sinemasına adım attığı dönemde yerini şaşırmış bir Çirkin Kral çıkışı. Feri Cansel ile başrolü paylaştığı filmin kahramanı Bino, bir Batı Avrupa filminden ödünç alınmış bir kiralık katil. Öte yandan "Pire Nuri" zorlamasız ve gerçekçi bir suç filmi. Mahallenin kabadayısını canlandıran Güney, Nebahat Çehre ile uyumlu bir ikili oluştuyor.