'Kırım Türklerinin akıbetine uğrarsınız'

Bir süre önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ziyarette bulunan Ukrayna Milletvekili ve efsanevi Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile adada bulunduğu süre zarfında bir kaç kez görüşme imkanı bularak, kendisi ile Kırım'ın bugün içerisinde bulunduğu durumu ve Kıbrıs konusunda neler düşündüğünü istişare edebilme fırsatı yakaladım. Kırımoğlu, özetle ifade etmek gerekirse;

*Bugün Rusya'nın işgal ettiği Kırım toprakları içerisinde mecburi olarak Rus vatandaşı olmamızı dayatıyorlar, can güvenliğimiz tehlikede, evlerimizde, iş yerlerimizde gelişigüzel arama yapıyorlar. Tatarlar korku içinde. Gizli polis, ajanlar her yerde diyerek Kırım Tatarları'nın içerisinde bulunduğu duruma dikkat çekmek istedi.

*Kıbrıs Konusu ile alakalı olarak ise ; Müzakere sürecini takip ettiklerini, Rum tarafının ortaya koyduğu şartları Kıbrıs Türkleri için pek uygun görmediğini,

*Türkiye’nin garantörlüğünün kıymetinin bilinmesi gerektiğini,

*KKTC Vatandaşlarının kategorize edilerek bir kısmının geri gönderilmek istenmesi, Türk askerinin gitmesi, toprak tavizi gibi konuların masada görüşüldüğünü,

*Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması, Kıbrıs Türkleri'ni zaman içerisinde Kırım Tatarları'nın akıbetine uğratır diyerek garantörlük konusuna özellikle dikkatimi çekmişti.

Bu hafta Kırımoğlu'nun anlattıklarından hareketle garantiler konusuna kısaca değinmek istedim. Türk tarafı, prensip olarak Garanti ve İttifak Antlaşmalarının devam etmesini ve bu antlaşmalarda yer alan etkin ve fiilî müdahale hakkının korunmak şartıyla '' değişen koşullara göre '' kuralının uygulanarak yeni sisteme de uyarlanabileceğini belirtmektedir. Buna göre her üç garantör devletin bu hakka sahip olacağı prensibinden hareketle garantilerin devamından yana olduğunu dile getirmektedir.

Kırımoğlu’nun uyarısı

Türk tarafı, Türkiye’nin etkin ve fiilî garantisini savunurken, ‘etkin garantiden’ söz ederken Türkiye ve Yunanistan’ın ‘garantör devlet olarak asker bulundurmasından’, ‘fiilî garantiden’ söz ederken ise garantör devletlerin ‘gerektiğinde müştereken veya tek taraflı müdahale hakkının olmasından’ bahsetmektedir. Bu iki husus sağlandığı müddetçe İttifak ve Garanti Antlaşmalarının devamlığından söz etmek mümkündür. Buna göre Kıbrıs’ta toplumlararası müzakerelerde toprak ve mülkiyet gibi zor konularda yapılacak görüşmelerden sonra gündeme gelmesi beklenen garantiler ve güvenlik konusu ve bu konuya ilişkin görüşler ortaya konacağı için Türk tarafının muhataplarını ikna edebilmek için gerçekçi ve göz ardı edilemeyen gerekçeler üretmesi gerekecektir. Mustafa Cemil Kırımoğlu'nun '' Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması, Kıbrıs Türkleri'ni zaman içerisinde Kırım Tatarları'nın akıbetine uğratır '' sözlerini bence bu anlamda iyi okumak, iyi değerlendirmek gerekiyor...