The Others Özbey'den müthiş itiraf

Özbey'den müthiş itiraf

11.04.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Özbey'den müthiş itiraf

Özbeyden müthiş itiraf

       MİLLİYET Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesi olayında suikastı gerçekleştiren Mehmet Ali Ağca'ya yardımcı olduğu öne sürülen Yalçın Özbey'in uyuşturucu ticareti yapmaktan yakalandığında Alman polisince alınan ifadesini Milliyet ele geçirdi.
       İpekçi suikastına katıldığı gerekçesiyle Oral Çelik'in 25 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce istenen ifadesinde Özbey'in bilgi sahibi olduğu uyuşturucu ticareti konusunda itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı. Ülkücü terörist Özbey'in günlerce süren sorgulamasındaki itiraflarda yurtdışında faaliyet gösteren Kürt uyuşturucu grupları ve Sakık kardeşler arasındaki ilişki üzerinde durduğu belirlendi.
       İpekçi suikastı öncesinde Ağca'ya para yardımında bulunan, yakalanarak cezaevine konulan Ağca'nın Kartal Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçırılmasında aracı kullanan ve Ağca'yla bankada ortak hesap sahibi olduğu belirlenen Özbey, bu ilişkilerin ortaya çıkması üzerine çareyi 1978'de Almanya'ya kaçmakta bulmuştu. Özbey, uyuşturucu ticareti suçundan çıkartıldığı Gelsenkirchen Mahkemesi'ndeki yargılamasında Ağca'yla birlikte İpekçi ve Papa suikastına adının karıştığını, Türkiye'ye iadesi halinde idam cezasına çarptırılacağını belirterek iltica talebinde bulunmuştu. Bu talebin Alman makamlarınca kabul edilmesi üzerine mülteci statüsü kazanan Özbey'in Türkiye'ye iadesi için yapılan girişimler 1984'te Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 11. maddesine dayanılarak reddedilmişti. Özbey 1993'te 1.5 kilogram eroinle yakalanmıştı. Bochum Cezaevi'ne konulan Özbey, Alman polisine yaptığı çok önemli açıklamalar nedeniyle koruma altına alınmıştı. Özbey'in kendisinin koruma altına alınması ve yeni bir kimlik verilmesi halinde Türkiye'den görevlendirilecek yetkililerle görüşme yapacağını ve faydalı bilgiler vereceğini söylemesi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü irtibat görevlisi Nail Aydın 1995 Şubat'ında 4 gün süren bir sorgulama gerçekleştirmişti. Özbey cezasını çektikten sonra Bochum Cezaevi'nden salıverilmişti.
       İpekçi suikastını aydınlatmaya çalışan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebi üzerine Özbey'in ifadesi Emniyet Genel Müdürlüğü'nden istendi. Ancak mahkemeye Çelik'le İpekçi suikastı arasındaki ilişki konusunda yaptığı belirtilen açıklamaların yer aldığı ifade yerine Özbey'in uyuşturucuyla ilgili Alman makamlarına verdiği ifade gönderildi. Bu ifadede de bazı sayfaların özel olarak eksik gönderilmesi dikkat çekti. Halen mahkeme dosyasında yer alan bu ifadelerde Özbey katıldığı bütün uyuşturucu alım - satımlarını isim vererek anlattı.
       Kendisini 1979'da Almanya'ya gelmezden önce Türkiye'de "Bozkurt" örgütünün aktif bir üyesi olarak tanımlayan, Ağca'nın okul ve ev arkadaşı olduğunu söyleyen Özbey, "Artık aktif bir Bozkurt üyesi değilim. Ama bu konudaki ideolojim değişmedi. 1983'ten beri toplantılarına katılmadım" dedi. Özbey, Kürt orijinli olmasına rağmen Bozkurtlara sempati duymasını "anlaşılır şey değil" diyerek ifade etti. 1983'e kadar Almanya'da öğrenci olarak bulunduğunu, 1983'te ise İpekçi suikastından dolayı aldığı 3 ay hapis cezası nedeniyle iadesinin istendiğini, ilti ca talebinde bulunması nedeniyle iade edilmediğini söyleyen Özbey, 1984'te evrak sahtekarlığından mahkemeye çıktığını, 1985'te ise çeşitli suçlardan dolayı Almanya'da 15 ay hapis yattığını, 1987'de hırsızlıktan 7 yıl hapse mahkum edildiğini, 1993'te Bochum Cezaevi'nden tahliye olduğunu anlattı. Tahliye olduktan sonra 12 yıldır birlikte olduğu hayat arkadaşı Ayşe Kıyar'ın Bochum'daki evinde kalmaya başladığını belirten Özbey, maddi durumunu iyileştirmek için yasadışı ticaretler yapan kişilerle temas kurduğunu söyledi. Özbey, "Çünkü soygun ve gasp suçlarını işlemek için oldukça yaşlıydım" dedi. Özbey, ifadesi sırasında ruhsal şikayetlerinden ve depresyon geçirdiğinden sözetti.
       Günlerce süren ifadesi sırasında Özbey'in verdiği bilgilerden en çarpıcı olanı PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın sağ kolu olarak bilinen ve bir süre önce KDP Lideri Mesut Barzani'ye sığınan Şemdin Sakık'la birlikte Sakık kardeşler ve uyuşturucu ticareti arasındaki bağlantı konusundaydı.
       Özbey bu konuda şu iddialarda bulundu:
       "Adlarını bilmediğim eroin satıcılarının anlattığına göre, 2 DEP milletvekili ile Sırrı Sakık yapılan bu eroin işlerinde pazar sorumlusuymuş. Kamuoyunda suçsuzlukları için ellerini yıkayan bu kişiler eroin kaçakçılığının elebaşılarıymış. İsimleri ise Orhan Doğan ve Sedat Yurtdaş'dır"
       Özbey, Almanya'da eroin işiyle uğraşanların ağırlıklı PKK sempatizanlarından oluştuğuna dikkat çektiği ifadesinde, uyuşturucu ticaretiyle uğraşan Halil isimli bir arkadaşının eroini Türkiye'den satın aldığını ve PKK için çalışan iki kardeşle bağlantısı bulunduğunu belirterek, "Bu kardeşlerden birisi Türkiye'de DEP milletvekiliydi ve şimdi tutuklu bulunuyor. Diğeri de PKK'nın komutanı. Bu ikisinin Almanya'da yaşayan ve Servet olarak anılan bir erkek kardeşleri daha var. Bu milletvekili, Türkiye'nin Kürt bölgesinden Batı Avrupa'ya büyük eroin nakilleri organize ediyor. Almanya'da yaşayan kardeş ise bütün bu oyunun içinde uyuşturucu parasının Türkiye'ye olan transferini kontrol etme görevi yapıyor" dedi.
       Almanya'da uyuşturucu ticaretinin başındakilerden birisi olan Halil isimli Kürdün PKK, DEP ve bu partinin çeşitli askeri kanatlarıyla çok iyi bağlantılar içerisinde bulunduğunu anlatan Özbey, Sırrı Sakık'ın tutuklanmasından önceki 5 yıl içerisinde her nakliyat 300 kilogram olmak üzere Türkiye'den Batı Avrupa'ya eroin nakliyatının organize edildiğini vurgulayarak "Bu olay, Şemdin ve Sırrı Sakık yoluyla eroinin temin edilmesi ve Zeki Köse adında bir birlik örgütünün adamının, tahminen Diyarbakır'da kuyumcu, kamyonlarla İstanbul'dan buraya nakledilmesi şeklinde cereyan ediyordu" iddiasında bulundu.