The Others'Şimdiki sanatçılar giyinmeyi bilmiyor'

'Şimdiki sanatçılar giyinmeyi bilmiyor'

15.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Şimdiki sanatçılar giyinmeyi bilmiyor'

Şimdiki sanatçılar giyinmeyi bilmiyor
15 Kasım 1998
Dilek SANCILI

* Sizin elbise dikmeye başladığınız günden bu yana insanların giyim anlayışında ne gibi farklılıklar oldu?
Eskiden giyim hastası insanlar vardı. 1965 - 80 yılları arasında giyim açısından çok güzel bir devir yaşadık. O zamanlar bizim hiç vaktimiz yoktu. Öyle tanımadık insanlarla uğraşamazdık. Bütün artistler, radyo ve sahne sanatçıları, işadamları, hepsi benden giyinmek isterlerdi. Ben de işime çok emek verdim. O kadar yoğun dönemlerimde bile yılda bir iki kere yurtdışına gider, oradaki modayı takip ederdim. Sonra konfeksiyon dönemi başladı. Beni çok fazla etkilemese de diğer meslektaşlarımı etkiledi. Özal, tüm markaları getirdi. 1982 - 84 yılları arasında bizim işler yavaş yavaş düşmeye başladı. Her yıl daha da kötüye gidiyor. Bunların yanı sıra insanlarda da eski giyim merakı kalmadı.
* Neden artık giyime emek harcanmıyor?
Emek vermiyorlar. Bir de bütün dünyada ekonomi çok bozuldu. Mesela ben daha yeni Paris'ten geldim. Orada benim moda konusunda üst düzeyde pek çok dostum var. Paris'te modanın merkezinde konfeksiyon alışverişi hiç yok. Ismarlama dikiliyor. Biz de o döneme girer miyiz bilemiyorum. Bugün konfeksiyon, ısmarlama elbiseye göre daha pahalı. Çünkü marka. Ceketini açıp markasını gösteriyorlar. Konfeksiyon halka hizmettir. Herkes ısmarlama diktiremez. Burada yapılan konfeksiyon bizi yıkamaz. Bizi yıkan Avrupa markaları. Bunları alanlar da marka meraklısı, giyim meraklısı değil. Bana "En iyi kimler giyiniyor," diye soruyorlar. Sayamıyorum; eskiden olsa bir sürü isim sayardım. İster politikacı, işadamı, ister sanatçı olsun.
* O zamankilerle şimdiki sanatçıların giyimini karşılaştırırsanız neler söylersiniz?
O zamanki sanatçılar Göksel Arsoy, İzzet Günay, rahmetli Sadri Alışık, Ayhan Işık, Fikret Hakan, Kartal Tibet... Bunlar her zaman çok güzel giyinir, birbirleriyle yarış ederlerdi. Ama şimdi onlar yaşlandı ve sinemayı da bıraktılar. Şimdi beğendiğim kimse yok. Televizyona çıkanlar arasında da en güzel giyinen iki isim Güneri Cıvaoğlu ve Uğur Dündar. Onları gerçekten tebrik ediyorum. Mesela Bülent Ersoy'un sahneye çıktığı ilk kıyafetini ben yaptım. Mehmet Ali Erbil'e de öyle.
* Hep ünlü insanlarla çalışmışsınız. İkisinin de aynı kıyafeti istediği oluyor muydu?
Öyle bir şey olmazdı. Çünkü kime ne gideceğini çok iyi bilir, ben karar verirdim. Mesela sahne sanatçılarına smokin çok güzel giderdi. Bazen eski filmlere falan rastladığımda "Bak bunu ben dikmiştim," diyorum.
* Şimdi sanatçılar veya maddi sorunu olmayan insanlar da elbise diktirmiyorlar...
Giyim ayrı bir hastalıktır. Yok ki giyinen... Giyim düşünmüyorlar. Üstünü örten, markası olan şeyleri giyiyorlar. Zamansızlıktan yakınıyorlar. Eski sanatçıların vakti daha azdı. Setten gelir, öyle prova yaptırırlardı. Bir günde kaç sete giderlerdi... Sabah altıda kalkıp gece birlere kadar çalışırlardı. Mesela Kartal Tibet en meşhur zamanında set arasında gelir, viskisini içer, prova olup giderdi. Eski sanatçıların zamanları yoktu ama zaman yaratırlardı. Sanatçıları aşağı yukarı sinema krize girdikten sonra bıraktım. Artık yapmıyorum. Birkaç tanesi de maddi açıdan üzdüler beni. Kartal Tibet, Sadri Alışık, Bülent Ersoy gibi insanlar hiçbir problem yaşamadığım insanlardır. Onlar dostlarımdı. Her gece beraber olurduk. O zamanlar insanlık, arkadaşlık vardı. Geçtiğimiz gün 35'inci yılımı kutladım. O geceye beş tane en yakın arkadaşım gelmedi. Bu durum beni gerçekten çok üzdü
* Mesleğe nasıl başladınız?
Benim güzel sanatlara merakım vardı. Mehmet diye Paris'te yaşayan bir arkadaşım vardı. O bana "Modacı olmayı düşünür müsün?" dedi. O zamanlar burada modacı falan yok. Onun adresini aldım, birkaç ay sonra da Paris'e gittim. Gittim ama koca bir şehir, nerede bulacağım Mehmet'i? Orada Modalı olan ama yıllar önce Paris'e yerleşen biriyle tanıştırdılar. Okula kaydoldum. O dönemlerde Halil Kazaz bana çok yardımcı oldu. Sonra Türkiye'ye döndüm. Hürriyet gazetesinin sahibi, onu babam kadar çok severim. Onun katkılarıyla çok meşhur oldum. Sık sık yurtdışına çıkıp kurslara katıldım, modayı takip ettim. Türkiye'de de uyarladım. Hala da devam ediyorum. Devlet adamlarından, askerlere, sanatçılardan artistlere kadar herkese elbise diktim.
* Paris'ten yeni geldiniz. Bu yılın erkek modası hakkında neler söylersiniz?
Takım elbiselerde renk olarak gri, lacivert, siyah ve kahverengi tekrar moda oldu. Tek renk, kalın kumaşlı ve üç düğme çok moda. İki düğme ise bu yıl gardıroplara kalktı. Rengarenk spor giyim çok moda. Spor giyim daha pratik tabii. Günlük hayatta takım elbiseyi taşımak zor. Ayrıca kareli takımlar artık demode.

KEŞFETYENİ
Herkes şaşkına döndü! Çantasından 'büyü' çıktı
Herkes şaşkına döndü! Çantasından 'büyü' çıktı

Cadde | 21.05.2025 - 10:57

Evlilikleri magazin gündeminde yer alan Hailey Bieber'ın bu sefer çantasından çıkan 'aşk büyüsü' konuşuluyor.

Yazarlar