Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yurtdışındaki master ve doktora öğrencilerinden mail yağıyor.
Türkiye’deki aileleri de dert küpü.
Oysa ne büyük hayallerle gitmişlerdi.
Ya anne babalar?
Çocuklarının devlet bursuyla yurtdışına okumaya gönderilmesi en çok onları gururlandırmıştı...
Atatürk’ten sonra, Demirel, Özal ve son olarak da Erdoğan bu projeye gönül verdi...
Ve maalesef gelinen nokta hiç de iç açıcı değil.
Bursiyer ve veliler gibi MEB’den de bilgi notu geldi.
Kısa kısa da olsa bir bölümünü sizlerle paylaşacağım. Çünkü söz konusu olan sadece o gençlerin değil, ülkemizin de geleceği ve eminim ki hemen herkes bu konuda üzerine düşenin çok daha fazlasını yapacaktır.
Gelin önce mağdurların sesine kulak verelim:
Ölünce kurtuluyorsunuz!
l Yeni gelen yükseköğretim genel müdürü, sanki bir talimat almış gibi, bütün şartları zorlaştırmaya başladı. Bu iş böyle giderse, fazla burslu kalacağını zannetmiyorum. Şu an en az 100 İngiltere burslusu, master’dan sonra doktora yapmamaya karar vermek zorunda kaldı. Bin bir uğraşla burs kazanan çoğu arkadaşımız, bu şartlarda kefil bulamadığı için, öğrenime başlayamayacak. Tazminat sadece eğitim sırasında vefat ederseniz düşüyor!
l Ben de evladımı nice hayallerle yurtdışına gönderdim. Oradaki eğitim ataşelerinin ilgisizliği, öğrencilere yardımcı olmayışı ve konuları bilmeyişi bizi kahrediyor. Bir baba olarak beni de tazminat durumuna düşürdüler. Evladımın borcunu ödemekteyiz. Milli Eğitim bu konuda hiçbir şey yapamaz, olan ailelere ve yıkılan ve yıkılacak olan yuvalara olacaktır.
l Eğer başarılı olursak, bizimle övünülecek, bir yerde takılırsak, yüzümüze bakan herkes, hem ailenin hem de kefillerinin hayatını mahvettin diyecek. Her gece yastığa kafamı koyduğumda, memleketim ve ailem adına ne yapabilirimi düşünmek istiyorum, tazminata kalırsam ne yaparımı değil.
l Annem, beni hasta haliyle okuttu. Tazminata kalırsam annemin yüzüne nasıl bakarım diye düşünmekten eğitimime motive olamıyorum. Hukuk başta vicdanlar içindir. 700 bin lirayı ömrümüzün sonuna kadar da ödeyemeyiz. İçimizde çocuklu aile kurmuş insanlar da var. Şunu sormak istiyorum; bir memur, bir siyasetçi, gazeteci, sporcu ya da x bir kişi hayatta yaptığı en küçük başarısızlıkta ya da sendelemede şimdiye kadar kazandıklarının faizli iadesi ve işten çıkarılmayla karşı karşıya kalsa ne kadar verimli olur?
l Birçok arkadaşımı biliyorum, bu ay bursunu alamadığı için kira ödeyemeyip ev sahibiyle sorun yaşıyor ve bize tavsiye edilen: “Birbirinizden borç alın verin!”. Hepimiz aynı durumdayken kim kimden borç istesin?
l Geçtiğimiz günlerde New York’ta toplantı yapıldı. Özellikle Ankara MEB çalışanlarının üslubu ve tavrı hiç hoş değil ve çok rahatsız ediciydi.
l Yurtdışına gönderilenleri, MEB’de ya da YÖK’te hayatından bezmiş bir memurun ya da avukatın eline bırakmamak lazım. Kendimize de çocuklarımıza da ayıp ediyoruz...
MEB ne diyor?
“5 Yılda 5 Bin Öğrenci projesi kapsamında 2006’dan bugüne kadar 6970 öğrenci bu burslardan yararlanmaya hak kazanmıştır. Halen yurtdışında 22 farklı ülkede 2734 öğrencimiz bu burslardan yararlanarak yüksek lisans ve doktora eğitimini sürdürmektedir.
Öğrencilerimizin yurtdışına gitmeden önce imzaladıkları taahhüt senetlerinde de belirtildiği gibi, mecburi hizmet karşılığı yurtdışına gönderilen öğrencilerden; öğrenimlerini gönderiliş amaçlarına uygun bir dereceyle tamamlamayanlar, öğrenim görmekten vazgeçenler, öğrenimlerini tamamladıktan sonra yasal süre içerisinde görev talep etmeyenler, teklif edilen göreve başlamayanlar, taahhüt/yüklenme senedi hükümlerine uymayanlar, mecburi hizmetlerini tamamlamadan görevlerinden istifa edenler veya devlet memurluğundan ihraç edilenler, mevzuata aykırı hareketlerden dolayı öğrencilikle ilişiği kesilenler, Bakanlığımız tarafından kendisi için yapılmış bütün masrafları, masrafın yapıldığı para cinsinden ödemeyi, Türk Lirası cinsinden yapılmış harcamaları yüzde 50 fazlası ve yasal faiziyle birlikte, fiilen döviz olarak yapılmış her türlü masrafları aynı döviz cins ve miktarı üzerinden yasal faiziyle birlikte ödemek zorundadırlar.
Bakanlığımız geçmişte olduğu gibi gelecekte de kendi elinde olmayan sebeplerle eğitimini tamamlayamayan öğrencilerimizin mağduriyetini gidermek için ilgili taraflarla görüşmeler yaparak hukuki sınırlar içinde gerekli tedbirleri almaya devam edecektir.
Bu nedenle bursiyer öğrencilerimizin çalışmalarına odaklanması ve çalışmalarını bir an önce başarıyla tamamlayarak ülkelerine dönmesi en büyük arzumuzdur.”
Özetin özeti: MEB, paradan para kazanan tefeci değil, Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Batık bankerlerden bile faiz artı yüzde 50 fazlası alınmadı!..