Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Önceki akşam, Kadıköy Halk Eğitimi Merkezi'nde eğitim adına gurur verici bir gün yaşandı. Türkiye'nin eski kalıplarını kırdığına bir kez daha şahit olduk...
Değerli insanlarımızın kıymetini, hep öldükten sonra hatırlarız. Ne olur, bir kez de hayattayken onları onore edelim deyip dururduk. İşte şeytanın bacağını kıran bu önemli değişimin mimarı İstanbul Valisi Erol Çakır ve Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'di...
Refet Angın, Atatürk'ün isteği ile öğretmen olan, Cumhuriyet'e ışık veren, yaşı 80'i çoktan aşmasına rağmen, yeni mezun öğretmenin heyecanıyla hala çalışmasını sürdüren çok değerli eğitimcimiz.
İşte Vali Çakır ve Milli Eğitim Müdürü Balıbey, böylesine değerli bir eğitimcimizi öldükten sonra değil de, hayattayken hatırladı. Büyük bir kadirşinaslık örneği göstererek adına gece düzenlediler. Kadıköy Halk Eğitimi Merkezi tıklım tıklımdı. Okullar, öğretmenler, öğrenciler, veliler "bir armağan da bizden" yarışına girdiler. Refet Hoca, öylesine duygulandı ki, verdiğiniz bu güçle ömrümün sonuna dek görevimin başından ayılmayacağım dedi...
O hiç koltuk sevdalısı olmadı. Öğretmendi hep öğretmen olarak kaldı. Kolay işlerin değil, hep zor işlerin peşinden koştu. Öğretmenliğin önemini kar kış, uzak yakın demeden ulaşabildiği her mekanda yılmadan anlattı...
Üniversiteler böylesine değerli bir eğitim abidesine fahri doktora vermeyecekler de kime verecekler? Verilenlere bakıyorum da, Refet Hoca, onların pek çoğundan yüz defa daha hak etti. Aynı şekilde Devlet Üstün Hizmet Ödülü alanların çoğundan daha fazla ülkeye katkılarda bulundu...
Ama tabii o eğitimci. O öğretmen. Zaten ona fazlasıyla hak ettiği bu ödülleri vermiş olsalardı, eğitimimiz bu noktaya gelir miydi...

Demokrasi Parkı da...

Özellikle büyük kentlerde olanlarımız yeşile öylesine hasretiz ki, açan bir çiçek, yeşeren bir koru, cıvıl cıvıl bir park gördük mü heyecanlanırız. Ankara giderek yeşilleniyor. Adana da öyle. Ama sanki İzmir ve İstanbul'da olan da kayboluyor...
Nurettin Sözen'in başkanlığı döneminde İstanbul'un göbeğinde müthiş güzel bir park yaratıldı. Maçka'daki bu parka Demokrasi Parkı adı verildi. Dünyanın dört bir yanından ağaçlar getirildi. Teleferik döşendi. Spor sahaları yapıldı. Birbirinden güzel mekanlar yaratıldı. Ama nedense daha sonra adeta cezalı muamelesi gördü. Yok olmaya bırakıldı. Dün bir kez daha yolumuz düştü. Sanki biraz toparlanır gibi olmuş. Ama yine de fazlasıyla ilgiye muhtaç. Ortaköy benzeri cıvıl cıvıl bir ortam yaratacak olan onlarca dükkan bomboş duruyor. O güzelim park tinerci çocuklarının, sokak hayvanlarının mekanı haline gelmiş. Yolunuz düşerse bir uğrayın. Eminim her şeye rağmen çok hoş saatler geçireceksiniz...
Özetin özeti: Demokrasiye alerjimiz her alanda sürüyor!..



Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr