Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Eğitim sistemi öldü de ağlayanı yok diyenlere, eskiden kızardım.
Hepimiz bu okullarda okuduk, bu kadar da abartmayın derdim. Ama olup bitenleri gördükçe, yönetenleri tanıdıkça, velilerin tavırsızlığı tavan yaptıkça, benim de kafam karışmaya başladı...
Beni asıl şaşırtan ise, 8, 9 zayıfı olanların sınıf geçmesi değil, bu konudaki umursamazlık...
17.5 milyon öğrenci karne alıyor, ne siyasetin ve medyanın umurunda ne de bu konulara kafa yorması gereken akademisyenlerin.
Asıl yangın eğitimde ama ne gören var, ne duyan ve konuşan!..

Bu kadarı da olmaz!
Eğitim sistemi nasıl bu hale geldi? İşte size cevabı:
“Az sonra karneleri vereceğiz...
9 zayıfla bile, hem de sorumsuz olarak bir üst sınıfa geçen öğrenciler var...
Öğrenim hakkını 46 ortalama ile tamamlayan ya da sınıf tekrarına kalan öğrenciler de ayrı bir mesele.
Çünkü 9 zayıfla geçen öğrencinin not ortalaması 52 iken, kalanlara baktığımızda ortalamaları 46 civarında...
6 puan. Bu öğretmeni tamamen devre dışı bırakan, iyice tembelliğe alıştıran sisteme isyan ediyoruz...
Duyun artık bu isyanımızı...”
“Lise 9. sınıfta okuma yazma bilmeyen, öğrenmek istemeyen, edebiyat ve dil anlatımdan da kalan öğrenci, ortalamayla sınıf geçti. Nerede mi? M. Ticaret Meslek Lisesi’nde.”
“Ekte 9. sınıf öğrencilerinden birinin karnesi var. Karnede yıl sonu puan ortalaması 50’nin altında olan, yani başarısız sayılan 7 (yedi) ders var. Bu dersler, belli olsun diye yanlarına “Zayıf” olarak yazdım. Öğrencinin yıl sonu başarı puanı da 50.92 olduğundan, ortalama ile başarılı sayılmış ve bir üst sınıfa geçmiştir.
“Çocuğumuz yabancı özel bir lisede okumakta iken, okulların kapanmasına 15 gün kala öğretmenlerden çocuğumuzun 3 dersten fazla dersinin karne notunun zayıf gelmesi durumunda direkt sınıfta kalacağını öğrendik.
Özellikle okula güven nedeniyle böyle büyük değişikliklerin tarafımıza özel tebliğ edilmesini beklerken okulun bu bilgilendirmeyi yapmamış olması hata olarak görülebilir.
Bununla birlikte kendimizi bildik bileli okullarımızda bütünleme sınavı sistemi vardı.
Bu kadar köklü bir değişiklik konusunda etrafımızdaki velilerde sorduğumuzda haberlerinin olmadığını gördük.
Çocuğumuzun karnesinin 2013-2014 öğretim yılında 3 dersten fazla zayıf sonucuyla karşı karşıya kaldık.
Bu sonuç karşısında lisede okuyan çocuğumuzu ve ailesi olarak bizleri çok üzdü.
Perişan olduk desek yanlış söylememiş olurum.
Yeni çıkan bu yasanın bu sene geçiş dönemi olarak okullar açılmadan bütünleme sınavı açılabilme şansı olur mu?
Son umudumuz bu görünüyor...”

Bütünleme verilecek mi?
Eski olan her şey kötü mü?
Tümüyle değiştirilmesi mi gerekir?
Örneğin hemen herkes, öyle ya da böyle, öğrencilik hayatında birkaç kez de olsa bütünlemeye kalmıştır.
Ve o dersten sınıf geçebilme uğruna, bütün yaz tatilini heba ettiği için bir daha ikmale kalmaya tövbe eden çok öğrenci gördüm.
Yani herkesin zayıfı olabilir ama bunun yolu, ortalamayla sınıf geçirmek değil, eksiklerini tamamlatarak bir üst sınıfa atlatmak olmalıdır.
Eskiden öğrencileri dershaneye muhtaç etmemek için okullarda ücretsiz bütünlemeye hazırlık kursları da açılırdı. O da kaldırıldı.
MEB’in, bakanlar değiştikçe değişen reform çabalarında, aksaklıklara çözüm getirilemediği gibi, iyi işleyen sistemler de zarar görüyor. Bugün böylesine vahim noktalara gelinmesinin en önemli nedenlerinden biri de maalesef bu!..
Özetin özeti: Önce eğitim ama bu kimin umurunda!..