Eğitime yeni bir bakış açısı

1 Aralık 2024

Eğitimde tıkandık. Sınav odaklı eğitim sistemi hepimizi esir aldı.

4+4+4’te de sıkıntılarımız var.

Mülakat mı, liyakat mı konusunda kafamız karmakarışık. MEB, YÖK, ÖSYM ve Eğitim Politikaları Yüksek Kurulu arasında bir eşgüdüm olduğunu söylemek abartılı olur...

Altyapı konusunda çok yol kat ettik ama üst yapıyı bir türlü oturtamadık. Sınav prangasından kurtulup, üretim ve istihdam odaklı eğitime yönelemedik.

Mesleki yetkinlik yerine diplomaya, mavi yakalı yerine beyaz yakalı yetiştirmeye önem verdik, gençlerimizi sahada çalışma yerine masa başına yönelttik!

Son 100 yıldaki bilimsel, teknolojik ve sosyolojik değişim, binlerce yıllık gelişimden, son 10 yıldaki de son 100 yıldan çok daha fazla.

Kendini önceki değişim hızına göre dizayn eden eğitim sistemleri ise şimdi bu hıza ayak uyduramıyor.

Eğitimin Kabe’si eskiden okullardı, şimdi ekranlar. Öğretmenin, kitapların, sınıfların, kara tahtanın yerini dijital dünya aldı. Okullarla ekranın vizyonu, misyonu ve sunumu uyuşmadığı için de sancılı bir süreç yaşanıyor. Bu yüzden de eğitime gün

Yazının Devamı

Diploma mı, meslek mi?

29 Kasım 2024

Her konuda olduğu gibi bu konuda da kafamız karmakarışık.

Ulus olarak diplomayı öylesine takıntı haline getirdik ki, sonunda diploma çöplüğüne döndük. Doktoralı gençlerimiz bile işsiz! Diploması çok olan değil olmayan daha kolay iş buluyor ama buna nağmen, hiç kaybolmayacak mesleklerin bile yüzüne bakan yok.

Peki çare ne?

Hem devlet hem de millet olarak şapkamızı önümüze koyup her şeyi sil baştan yeniden düşünmemiz gerekiyor:

Diploma mı meslek mi, iş mi etiket mi?, huzur mu hüsran mı?..

Zor sorular, zor kararlar ama her birimiz kendimiz için en doğru seçimi yapmak zorundayız... Hem devlet hem de millet olarak eğitime çok para harcıyoruz.

Çocuklarımızın geleceği konusunda samimi olmayanımız yok gibi. Buna rağmen sonuç memnuniyet verici değilse kabahatliyi uzakta arama yerine çuvaldızı önce

kendimize batırmalıyız.

Yazının Devamı

Eğitim+bilim+ üretim+ verimlilik+ demokrasi?

27 Kasım 2024

Eğitim olmazsa olmazımız. O en temel direğimiz.  

O olmadan ne binayı kurabiliriz ne de çatıyı çatabiliriz.  

Eğitimi bilimle taçlandırmadan da her türlü felakete dayanıklı bina yapmamız mümkün değil.  

Üretimin vazgeçilmesi ise Ar-Ge, inovasyon, kalite yani eğitim ve bilim. Her şeyi yapıp verimliliği yani ekonomiyi, pazarlamayı hesaba katmadığınızda, bir yerlerde hata yapıyorsunuz demektir. Bu yüzden eğitim, bilim ve üretim aşamalarını yeniden gözden geçirmeniz gerekir.  

Tüm bu süreçlerden başarıyla çıktınız ama demokrasiyi ciddiye almazsanız refaha ulaşmanız mümkün değil. Ulaşsanız da belki devletiniz, kentiniz, kurumunuz çok güçlü hale gelebilir ama halkınızı, çalışanlarınızı mutlu edemezsiniz. Oysa tüm çabalar, kendinizi değil onları mutlu etmek için değil miydi?.. Ne olur bu soruyu sık sık kendimize soralım!..,  

Tüketerek değil, üreterek büyüme!  

Ekonomideki sıkıntılar hepimizin canını sıkıyor.  

Peki “bütün bu yaşadıklarımızın kökeninde de eğitim&rd

Yazının Devamı

Öğretmenler neden mutsuz?

24 Kasım 2024

Öncelikle atanan, atanmayan, ücretli, sözleşmeli, kadrolu, özel de ya da devlette, eğitim fakültesi öğrencisi ya da emekli tüm öğretmenlerimizle birlikte kendini öğretmen gibi hisseden, çocuklarımıza öyle ya da böyle bir kelime öğreten, eğitimin önemine canı gönülden inanan ve bu yönde çaba gösteren tüm eğitim sevdalılarının “Öğretmenler Günü” kutlu olsun… Yılda bir de olsa öğretmenlerimizin gönülleri okşayan sözler bugün yine havalarda uçuşacak. Kimileri ters tepecek, kimilerine gülüp geçilecek, kimilerine de buna da şükür denilecek… 

Öğretmenlerimiz mutsuz hem de çok mutsuzlar. Bu konuda onlarca neden sayılabilir ve pek çoğu da ekonomik değil!.. 

Eğitim sendikalarımız Öğretmenler Günü’ne yönelik peş peşe anketler yapıyor, bilinen sorunları bir kez daha gözler önüne seriyorlar. Umarız bu kez ciddiye alan birileri çıkar!.. 

Öğretmenlerimizin yaşadıkları çileyi, yaptıkları fedakarlıkları,

Yazının Devamı

Öğretmen, öğretmen, öğretmen!

22 Kasım 2024

Napolyon savaşı kazanmak için “Para, para, para” demişti. Geleceği kazanmanın altın anahtarı ise “Öğretmen, öğretmen, öğretmen”dir! Ama ne yazık ki geleceğin mimarı öğretmenlerimiz kendi geleceklerini inşa etme konusunda bile moral ve motivasyon açısından adeta dibe vurmuş durumdalar. Yorgunlar, borçlular, dışlanmışlar, kiradalar, kredi kartıyla yaşıyorlar ve en önemlisi de yapayalnızlar!.. 

Öğretmenlik herhangi bir meslek değildir, onlar çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini emanet ettiğimiz yorgun savaşçılardır. Çok severek seçtikleri mesleklerini, başkalarına tavsiye edemez noktaya geldilerse eyvah eyvah demeliyiz. Onları bu noktaya hep birlikte getirdik ve bu konuda hiçbir mazeret kabul edilemez. Bu yüzden sorgulamaya önce kendimizden başlamalıyız. Bu süreçte ne yaptık, onlara yani çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine ne kadar sahip çıktık? 

Anadolu Eğitim Sendikası’nın (AES) Öğretmenleri Günü Anketi, öğretmenlerimizin geldiği son noktayı çok çarpıcı bir şekilde ortaya

Yazının Devamı

Eğitim nedir, ne değildir?..

20 Kasım 2024

Eğitimin ne olduğuna yönelik onlarca hatta yüzlerce tarif söz konusu. Yine aynı şekilde eğitimin ne olmadığı konusunda da yüzlerce tespit sıralayabiliriz.

Görünen o ki şu günlerde eğitimin ve eğitimcilerin nasıl olması gerektiğinden çok eğitimin ve eğitimcilerin nasıl olmamaları gerektiğini konuşuyoruz.

Bu konuda öylesine çok negatif örnekler var ki, iyi örneklere hiç sıra gelmiyor…

Eğitim ve eğitimcileri baş tacı eden kültürden geliyoruz. Bu yüzden bu geleneği ters yüz etmeye hiç ama hiç kimsenin hakkı yok.

Eğitim, ayrıştırıcı polemik alanı değil, birleştirici ve bütünleştirici olmalı ki, geleceğe çok umutla bakalım…

Sorun değil çözüm!

Eğitim çok yönlü insan yetiştirme sanatıdır. Amacı da karşılaştığı sorunları çözen, bulunduğu ortama uyum sağlayan, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kendisini ve çevresini geliştiren, soran, sorgulayan, paylaşan bireyler yetiştirmektir.

Resim, müzik, beden eğitimi dersleri, beceri atölyeleri, hobiler ve yüzlerce farklı ders bu yüzden vardır. Öğr

Yazının Devamı

Pazar keyfi

17 Kasım 2024

Pek çoğumuz cumartesi günleri de çalışıyoruz. Bu yüzden pazar günleri çok önemli. Peki onu her koşulda keyfe dönüştürenlerimiz ne kadar? Özellikle de kışa merhaba dediğimiz şu günlerde… 

Öğrencilerin ara tatili sona erdi. Yarından itibaren daha zor günler onları bekliyor. 9. sınıflara kalma geldi, 8 ve 12. sınıfları da zor sınavlar bekliyor. Bu yüzden pek çoğu, bırakın dinlenmeyi, hızlandırılmış takviye kurslarına devam ettiler… 

Öğrenciler için durum böyle de yetişkinler için farklı mı? 

Kesinlikle hayır. 

Hemen hemen hepimizin öyle ya da böyle meşgalelerimiz var. Çoğu da hafta sonlarına ve özellikle de pazar günlerine denk gelir. Bu yüzden de bırakın keyfi, daha da yoruluruz… İşte bu yüzden tatilin de, dinlenmenin de en önemli insan haklarından birisi olduğunu göz önünde bulundurup, özellikle pazar günlerini mecbur olmadıkça boş bırakıp, keyfe dönüştürecek etkinliklerle renklendirmeliyiz. 

Renklendirmeliyiz ki yorgunluk ve strese atıp,

Yazının Devamı

Hatada ısrar mı erdem, dönmek mi?

15 Kasım 2024

Atalarımız her ne kadar “hatadan dönmek erdemdir” dese de biz en bariz hatalarda bile ısrarcı olmaya devam ediyoruz. 

Örnek mi istiyorsunuz alın size mülakat, alın size hormonlu notlar, alın size sınav odaklı eğitim, alın size 4+4+4, alın size Anadolu liseleri… 

Önceki iktidarlar 8 yıllık kesintisiz eğitimde ısrar etti de ne oldu? Kazanımları ve yarattığı  

hasarlar konusunda sağlıklı bir araştırma yapıldı mı? Hayır. 

Yapılsaydı en azından imam hatip liselerinde olduğu gibi Anadolu liseleri ve yabancı kolejlerin orta bölümleri de yeniden açılırdı… 

Nasıl ki hatada ısrar yanlışsa, olması gerekenleri değil, işimize gelenleri istediğimiz gibi yapmak da bir o kadar hatalı ve eksik bir uygulama şeklidir!.. 

Anadolu liseleri 

Anadolu liseleri, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yabancı kolejlerin alternatifi olarak kurulmuş ve çok başarılı olmuş bir sistemdi. Zamanla sıradanlaştırıldı ve adeta tabela okul haline getirildiler. Fen lisesinde de durum farklı değil. Bu güzide okullarımızı, daha da iyileştireceğimize neredeyse her sokağa birer tane daha açarak sıradanlaştırdık…

Yazının Devamı