Bu ayıba son verelim!

6 Ekim 2024

Çocuklarımız söz konusu olduğunda gerisi teferruat olmalıdır. Neden mi? 

Onlar mutlu değilse aileler, aileler de mutlu değilse ülke mutlu değildir. Daha da önemlisi, onlar ülkemizin geleceğidir. 

Ne kadar iyi yetişir, ne kadar donanımlı ve mutlu olurlarsa, geleceğimiz o denli güvence altında olur… 

Eğitimde ciddi sorunlarımız var. Olmayan ülke de yok gibi. Kimi uyuşturucudan dertlidir, kimi de müfredattan, kaynak yetersizliğinden şikayetçidir. Eğitimin diğer sorunlarını bugün için bir kenara bırakıp, akademik olmayan sorunlarına dikkat çekmek istiyoruz. 

Örneğin mutlular mı, örneğin karınları doyuyor mu, örneğin ulaşım ve barınma sorunları var mı, örneğin spor yapıyorlar mı, hobileri var mı, örneğin entelektüel anlamda kendilerini geliştirecek etkinliklere rahatlıkla ulaşabiliyorlar mı? Yani kendilerini mesleklerinin yanı sıra hayata da en iyi şekilde hazırlayabilecekleri bir ortam söz konusu mu?.. Çerçeveyi biraz daha daraltıp, sadece ve sadece yemek konusunu ele almak istiyoruz… 

Yemek inadı! 

Zengin, fakir pek çok

Yazının Devamı

Sosyal sorumluluk, doğaya saygı ve eğitim

4 Ekim 2024

Eğitime sadece akademik bir misyon yüklemek büyük eksiklik olur.

Eğitim ve öğretim, iki ayaklı bir süreçtir. Öğretim ile bilgileniriz, eğitimle ise yaşam sanatını öğreniriz.

Öğretim okulda yapılır, eğitim ise evde, işte, okulda, sokakta her yerde, her yaşta gerçekleşir.

Aslında eğitim derken çoğu zaman öğretimden söz ederiz. Eğitim ile kazandırılması gerekenler ise sınavlarda karşılık bulunmadığı için zerre kadar ciddiye alınmıyor! Peki eğitimde kazandırılması gereken o değerler neler? Örneğin insan, iyi yurttaş, adil ve çalışkan olmak, doğaya saygı bunlardan sadece bazıları.

Bir diğeri ise sosyal sorumluluk.

Sosyal sorumluluk deyip geçmeyin çok geniş bir yelpazede ele almak gerekir. Hemen her konuda her şeyi başkalarından beklemenin tam aksine, bir anlamda taşın altına elini koymaktır.

* Daha temiz bir çevre

* Okuma bilmeyene okuma yazma öğretme

Yazının Devamı

Güneri Abi, Hormonlu notlar, mülakat, liyakat

2 Ekim 2024

“Her ölüm erkendir” derler. Çok doğru. Onunki de çok erken oldu…

Zor hastalıklar atlattı ama neşesi de, keyfi de, heyecanı da fazlasıyla yerindeydi.

Daha birkaç ay önce gazetede uzun uzadıya sohbet ettik. Yine kabına sığmıyordu…

O bizim çocukluğumuzun rol model gazetecilerinden birisiydi. Daha sonra, çok uzun yıllar yan yana odalarda çalıştık.

Dünyada randevu isteyip de alamadığı isim yoktu. 1950 sonrasının yıldız gazeteciler kuşağının önemli isimlerinden birisi de oydu ve hiç dur durak bilmedi...

Öylesine değerli yazıları vardı ki, bir daha ne o yazıları yazan biri çıkar ne de mesleğine böylesine sevdalı üretken biriyle karşılaşabilirsiniz.

Yaşam doluydu, kabına sığmazdı, haber atlatmayı sever ama atlamaya tahammül edemezdi.

Detaycıydı. Sıradan olanı değil, farklı olanı yapmak isterdi. Sevdiğine değer verir, sevmediğine selam bile vermezdi.

Yazının Devamı

Hatada ısrar, en büyük hatadır

29 Eylül 2024

Hata yapılmaz mı? Yapılır.

Önemli olan bunu alışkanlık haline getirmemektir.

Hele bir de bile bile yapılan hatalar vardır ki bu asla kabul edilemez.

Her şeye rağmen yapılırsa da uzun ömürlü olmaz. Hemen her konuda hatanın her türlüsünü fazlasıyla yaşıyoruz.

En masum olan farkına varmadan yapılan hatalardır ki bu da bırakın muhataplarını üzmeyi, en çok da yapanı üzer…

Hatadan dönmenin de bir erdem olduğu üst bir kültürden geliyoruz. Keskin sirkenin herkesten çok, küpüne zarar verdiğini bilmeyenimiz de yok ama buna rağmen tolerans sınırlarını aşmaya, uçlarda yaşamaya bayılıyoruz!

Çok daha hayret verici olan ise yarattığı rahatsızlığı göre göre bütün bunlara seyirci kalıyor olmamız…

Uzlaşma kültürü

Yazının Devamı

Eğitim politikaları

27 Eylül 2024

Eğitimden hemen herkesin beklentisi çok farklı.

Örneğin iktidar ile muhalefetin olduğu kadar öğretim kurumları ile öğretmenin, öğrencinin, velilerin ve işverenin beklentilerinde örtüşen yok gibi.

Örtüşmesi şart mı?

Elbette hayır ama tek tip bir bakış açısı ne kadar sorgulanması gerekiyorsa, ortak beklentilerin giderek azalıyor olması da mutlaka dikkate alınmalı ve gerekçeleri sorgulanmalıdır! Eğitimin diğer sorunları gibi nedense bu konu da kimsenin umurunda değil, çünkü hemen her kurum ve herkes kendini haklı görüyor!..

Devlet politikası!

Genelde her ülkenin anayasal ve küresel değerler çerçevesinde kendilerine özgü devlet politikaları vardır. Eğitim de bunların en başında gelir.

Devletler görünürde iyi insan, iyi yurttaş, donanımlı bireyler ister ama dünyanın neresine giderseniz gidin devlet politikalarından daha çok iktidarların bakış açıları ön plana çıkar. Bu da tartışmaları beraberinde getirir.

Siyasiler, devletten çok iktidar sempatizanı ister, muhalefet, eğitimciler ve sivil toplum örgütleri de buna

Yazının Devamı

O, 0.1’lik puanlar kader belirliyor!

25 Eylül 2024

Küsüratlarla uğraşmayı çok sevmeyiz.  Bir Alman, bir Amerikalı bırakın bir euroyu, bir doları, bir centi bile tezgahta bırakmaz. Onlar için saniyeler önemlidir. Pek çoğu da iş bitmeden günü bitirmez…  

Biz de öyleydik önce, madeni paraların yüzüne bakmaz olduk, sonra saniyeler, dakikalar üzerinde durulmayacak kadar ufak detaylar oldu…  

Toplumlar bileşik kaplar gibidir. Bir konuda ne ise diğer konuda da odur. Bir alanda yukarı çıkarsanız o sizi yukarı çeker, aşağı düşerseniz o sizi aşağıya çeker.  

Eğitimde ise kafamız karmakarışık. Hâlâ düzeni oturtamadık.  Tek dersten kalan sınıfta kalırken, önce borçlu geçirdik, sonra da 7, 8 zayıfın hiçbir önemi yok deyip sınıf tekrarını adeta kaldırdık. O yetmedi bir de diploma verdik. Hormonlu notlarda ise sınır tanımadık. Neredeyse tüm okulu 100 tam puanla mezun ettik… Kolay yoldan diploma almaya böylesine alışmışken, sınıf tekrarı yeniden geldi, devamsızlık konusunda ise ortaokul ve lise son sınıfları, sınavlara daha iyi hazırlansınlar diye

Yazının Devamı

Gecikmelerin sorumlusu kim?

22 Eylül 2024

Yeni öğretim yılı sancılı başladı.

Hemen her gün yeni bir sorunla uyanıyoruz.

Hiçbirisi de çözülmeyecek sorunlar değil ama görünen o ki karar alma süreçlerinde zafiyetler yaşanıyor.

Örneğin öğretmen atamalarının hâlâ yapılamaması, örneğin okullara yeni temizlik görevlilerinin yarından sonra alınacak olması, örneğin LGS’deki hatalı sorunun yargı kararı ile okullar açıldıktan sonra iptal edilmesi, örneğin kapısı kırılan müdür yardımcısına yönelik yaptırımın öğretmenin başvurusundan sonra değil de görüntülerin sosyal medyaya düştükten sonra gerçekleşmesi, örneğin taşımalı eğitim ve engellilere yönelik servis uygulamasının yeterince düşünülmeden hayata geçirilmesi, örneğin hormonlu notlar, örneğin bir yandan zorunlu bağış yok denilirken öte yanda velilerin zorunlu bağış yapma noktasına gelmeleri?..

Haftada üç gün çalışacak ve günlüğü 566 TL olan sigortasız temizlik görevlileri ile bu sürecin yürümeyeceği gün gibi

Yazının Devamı

Efsane üniversiteler (2)

20 Eylül 2024

Eğitimin genelinde olduğu gibi yükseköğretimde büyük sıkıntılarımız olduğunu dile getirmeyenimiz yok gibi.

MEB, YÖK, ÖSYM ve rektörlere göre her şey mükemmel ama diğer paydaşlara göre her şey o kadar da toz pembe değil. Sayısal olarak müthiş yol kat ettik. Gazeteciliğe başladığımda 19 üniversitemiz vardı, şimdi 208. Öğrenci sayımız yarım milyon bile değildi şimdi 8 milyon.

Üniversiteye girmek çok zordu, şimdi çok kolay…

Medyada da benzer süreç yaşadık. Gazetelerde tiraj, televizyonlarda reyting, sosyal medyada da tık sayısı her şeyin önüne geçti.

Üniversitelerimizde ise dünya sıralaması takıntı haline geldi. Oysa derecelendirme kuruluşları, BM gibi günümüz koşullarına göre kendini yenileyemedi, kriterler de TUİK kriterleri gibi genel görünümün aynası olmaktan çoktan çıktı.

Akademik hayatımızın olmazsa olmazı haline gelen uluslararası dergilerde yayınlanan makaleler, hocalarımıza ünvan kazandırmanın ve sıralamalarda üniversiteleri yukarılara taşımanın ötesinde ne işe yaradı sorgulamak

Yazının Devamı