Daha şehitlerimizin acısı dinmeden şimdi bir de depremle sarsıldık. Ama acıların en büyüğü, her iki konuda da alınması gereken önlemlerin hâlâ yeterince alınmamış olması.
Her şehit haberi ve her deprem felaketinden sonra yapılan o resmi açıklamaları, artık duymak istemiyoruz.
Kırk yıldır aynı terane:
Şehitlerin kanı yerde kalmayacak...
Acılar sarılacak...
Peki alınan ve alınması gereken önlemler nerede?
Ara ki bulasın!..
Ülkelerin kalkınmışlığıyla ilgili yüzlerce kriter var. Üniversiteler başta olmak üzere eğitim kurumlarının reyting sıralamaları da yine çok farklı kriterlere göre yapılıyor.Peki, bilim toplumu olan ya da bu konuda çaba sarf eden ülkelerin sıralaması nasıl yapılıyor?
Yazının devamını Milliyet Gazetesi 'Eğitim Vitrini' sayfasında okuyabilirsiniz....
Şehitlerimizin acısı, cenaze törenlerinin ardından bir kez daha yüreklerimizde derin yaralar açtı. Kendilerine Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz. Acılarının ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Umarız ki en büyük tesellileri, benzer acıların bir daha yaşanmaması olur...
Benzer bir acıyı medya ve Milliyet olarak Hikmet Bila’nın ölümüyle bir kez daha yüreğimizde hissettik. Daha çok gençti, daha yapacak çok işi vardı. Ama da bıraktı gitti. Tıpkı Yalçın Çınar gibi.
Onların sevgili ailelerine de, zamansız her iki veda için sonsuz sabır diliyoruz...
Kansere yenik düşen genç arkadaşlarımızın sayısı o kadar çok ki, terör gibi artık onun da sonu gelsin...
Bilişim çağı
Son bir haftadır on binlerce kilometre yol yaptım. Kırgızistan ve Kazakistan’daki hızlı turun ardından önce Isparta’ya dün de Adıyaman Besni’ye gittim. Her ikisinde de ileriye dönük çok yararlı etkinlikler vardı.
Kazakistan’daki Süleyman Demirel Üniversitesi’nin yeni kampüsü, eğer terör ertelemesi olmasaydı, dün Başbakan Erdoğan tarafından açılacaktı. Henüz tümüyle tamamlanmamış olsa da müthiş bir kampüs. Daha şimdiden ülkenin en iddialı üniversitelerinden birisi haline gelmiş. Ama daha kat edeceği çok yol var...
Kazakistan, Türk cumhuriyetleri içerisinde en büyük ve en zengin olanı. Almaata, dün olduğu gibi bugün de Avrupa kentlerinden biri izlenimi veriyor. Ama Kırgızistan’ın sıcaklığını orada bulmak mümkün değil.
Kazakistan’da da çok sayıda cemaat okulu var. SDÜ de bunlardan birisi. Rektörü de Isparta’daki SDÜ’den gelme.
25 Milyon dolara mal olan yeni kampüsün finansmanını, tümüyle Kazakistan’daki cemaate yakın işadamları ve bu okullardan mezun olup iş hayatına atılan gençler üstlenmiş. Bu ülkelere, okul açmak için yola çıkan öğretmenlerle birlikte ya da bir süre sonra, yine yol, iz bilmeyen işadamları da gitmiş. Onlar da tıpkı öğretmenler gibi başlangıçta çok büyük sıkıntılar yaşamış ama şimdi yüz milyonlarca dolara sahipler ve on milyonlarca dolarlık eğitim kurumlarının altına imza atıyorlar.
Milyoner işadamları
Peki ilk gidişleri nasıl olmuş? Kimin hangi ülkeye
Genç Bakış’ta önceki gece, siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik boyutlarıyla terör ve terörle mücadele tartışıldı.
Işık Üniversitesi’nde gerçekleşen programda, gençlerin teröre karşı sakin, kararlı ve bilinçli tepkileri dikkat çekti.
Öğrenciler, terör konusunun partiler üstü bir konumda ele alınmasını ve terör konusunun hiç kimse tarafından istismar edilmemesini istediler.
Özellikle istihbarata yönelik yapılanmanın ve zafiyetin dile getirildiği programda, en dikkat çeken konu, terörün dışarıdan desteklendiğine yönelik tespitlerdi.
İşte sabah dek süren Genç Bakış’tan satır başları:
Sadettin TANTAN (Eski İçişleri Bakanı)
Gecikmeli ve paylaşımlı da olsa artık bir bilim bakanlığımız var. Ve umarız yakın bir gelecekte, bilim toplumu da oluruz.
Alışkanlıkları değiştirmek kolay değil.
Yazının devamını Milliyet Gazetesi 'Eğitim Vitrini' sayfasında okuyabilirsiniz....
Kırgızistan’da son 15 yılda iki darbe olmuş. Ama Türk cumhuriyetleri içerisinde demokrasiye en yakın olan yine de onlar. Gelecek hafta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini sorunsuz atlatırlarsa, zaten var olan parlamenter sistemi, daha da güçlendirmiş olurlar. Türkiye’nin tercihi ve desteği de zaten bu yönde... Kırgızistan, bizim beşte birimiz kadar bir toprağa sahip. Ama önemli bir kısmı Tanrı dağları ve onun uzantılarından oluşuyor ve o bölgelerde yaşam yok gibi. Nüfusu 5.5 milyon. Kırgızların yanı sıra Özbek, Uygur ve Ahıska Türleri de var, Ruslar da...
Sovyetler dönemindeki ekonomik ve sosyal yaşam, darbelerin de etkisiyle, yerinde saymış. Hatta eğitim ve sağlıkta olduğu gibi geriye gitmiş. Hayat pahalılığı da artmış. İşte bu yüzden, yaşlı nüfus içerisinde SSCB dönemini özleyenlerin sayısı bir hayli fazla. Hiç olmazsa evimiz vardı, karnımız doyuyordu, şimdi her şey çok daha zor diyorlar...
Ama bu arada birileri de fazlasıyla zengin olmuş ki, lüks araç sayısı ve marka ürünler satan mağazaların sayısı bir hayli fazla...
Daha iyi eğitim arayışı
Eğitim sistemindeki çöküntü Türk okullarının daha da yayılmasına olanak sağlamış. Şu anda sadece Kırgızistan’da 20’ye yakın
Birkaç gündür Kırgızistan’dayım. Bağımsızlıklarını ilk kazandıkları yıllarda gelmiştim. O günden bugüne, bazı şeyler, örneğin tuvaletler hiç değişmese de, ülkede büyük gelişmeler olmuş. Biraz huzura kavuşsalar, bölgenin en iddialı ülkelerinden birisi olabilirler. Birkaç hafta sonra cumhurbaşkanlığı seçimi var. İlk aşamada 80’e yakın aday çıkmış. Elene elene 6, 7’ye inmiş. İddialı olan ise birkaç tane. Umarız bu seçim ülkeye istikrar getirir...
Neden öncelikle istikrar temenni ettim, çünkü bir süre önce Özbekistan’la aralarında ciddi sorunlar yaşandı, 7 bin kişi yaşamını yitirdi. Şu an için fazlasıyla sakin. Dün olayların merkezi Oş ve Celalabat’taydık. Yaralar sarılmış ve geleceğe umutla baktıklarını gördük. Mutlu olduk...
Türkiye sevgisi
Türk cumhuriyetleri içerisinde Türkiye’ye en sempatiyle bakan ülke kesinlikle Kırgızistan. Sadece devlet katında değil, sokaktaki vatandaşlar için de Türkiye’den gelmiş olmak, başlı başına ilgi odağı olmanız için yetiyor da artıyor. Önceki gün bir kentten diğerine giderken bir Kırgız evi görelim diye rastgele bir evin kapısını çaldık. Türkiye’den geldiğimizi ve Kırgız yaşamını merak ettiğimizi söylemeye kalmadan içeri davet edildik,