Abbas GÜÇLÜ
BİR furyadır gidiyor. Önce Fethullahçılar, ardından da askerler okullarını görücüye çıkarttı. Gidenler anlata anlata bitiremiyor...
İzlenimleri abartılı bulanlar var. Bence haksızlık ediyorlar. Hepsi de anlı, şanlı gazeteci. Elbette bir bildikleri var. Tek kusurları, 15, 20, hatta 30 yıl aradan sonra, ilk kez eğitim kurumuyla yüz yüze gelmeleri. Bu yüzden de, kıyaslamayı, Türkiye ve dünyadaki günümüzün çağdaş eğitim kurumlarını tanımadıklarından, yıllarca önce mezun oldukları kendi okullarına göre yapıyorlar. Ortaya böyle şaşaalı tabloların çıkmasının nedeni o.
Fethullah Hoca'nın yurtdışındaki okullarını ve harp okullarını ben de gezdim. Galiba benzerlerini fazlasıyla gördüğümden, beni böylesine şaşkına çevirmemişti. Hele hele Fethullah Hoca'nınkiler bırakın etkilemeyi kafamda bir sürü soru işareti bırakmıştı. Ama harp okulları, sivil öğretim kurumlarında görülmeyen bir atılım içerisindeydi...
Sanırım 5, 6 yıl önceydi.
"2000'li Yılların Komutanları" diye 15 günlük bir yazı dizisi yaptım. Harp okullarını öyle vitrin gezer gibi değil günlerce inceledim, uzun uzun görüşmeler yaptım. Geçekten etkileyiciydi. Siyasilerin, kamuoyunun eğitim konusundaki duyarsızlığı, onlarda aşırı duyarlılığa dönüşmüştü. En iyi öğrencileri alıyor, en iyi eğitim ortamanı sunuyor ve gelişmiş ülkelerle sıkı bir ilişki içerisine giriyorlardı.
Her şeyden önce
"iyi asker, iyi komutan" yetiştirilmesi gerektiğine gönülden inanmışlardı. Aslında onlar olması gerekeni yapıyorlardı. Yaptıklarının şimdi bu kadar abartılı gözükmesi, diğer kurumların zaafiyetinden kaynaklanıyor. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı
iyi öğretmen, Adalet Bakanlığı
iyi hukukçu, İçişleri Bakanlığı da
iyi polis istese ve bunun için askerler gibi gayret gösterse, benzer sonuç almaları işten bile değil. Ama yapmıyorlar...
Bu arada sivil öğretim kurumlarına karşı çok büyük haksızlık yapıldığının da altını çizmeden geçemeyeceğim. Bugün Türkiye'de Fethullah Hoca'nın okullarından çok daha iyi, askeri okullardan hiç de aşağı kalmayan pek çok okul var. Ama anlı, şanlı medyacılar oraları ziyaret etmediğinden seslerini pek duyuramıyorlar.
Milli Eğitim Bakanı, YÖK Başkanı, özel okul dernekleri bence hiç zaman geçirmeden aynı gazeteci ekibini kendi okullarına da davet ederek Türkiye'de başka iyi okulların da olduğunu göstermelidir.
Gelmezler demeyin, gelmek zorundalar. Yoksa eğitime olan ilgilerinden kuşku duyarız.
Özetin özeti: ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Robert, Galatasaray, İstanbul Erkek, Haydarpaşa Meslek, İngiltere Özel Türk Lisesi ve diğerleri... Kamuoyu sizleri de tanımak istiyor. Kim mi tanıtacak? Örneğin M. Ali Birand, bu işleri iyi biliyor!..
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr