Eğitime olan ilgi bütün dünyada giderek artıyor. Türkiye de 8 yıllık kesintisiz eğitimi 12, hatta 15 yıla çıkartmanın hesaplarını yapıyor. Başarır, başaramaz o ayrı bir konu ama, en azından bunu istiyor. Çünkü mecbur!..
Dünyadaki gelişmelere baktığımızda eğitime önem veren ülkeler aldı başını gidiyor. Eğitimi ciddiye almayanların ise esamesi bile okunmuyor...
Dünkü gazetelerde okulum.com'un tam sayfa ilanı vardı. Siyah bir zemin üzerine şunlar yazılıydı:
"Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, büyük ve yüksek bir toplum olarak yaşatır, ya da esirlik ve yoksulluğa terk eder." M. Kemal Atatürk
Okuma çağında 25 milyon çocuk ve gencimiz, 20 milyon velimiz ve bir milyona yakın eğitim personelimiz var. Ağızlar açıldığında Türkiye'nin en önemli meselesi eğitim. Ama gelin görün ki, arkası gelmiyor. Sanılıyor ki, eğitimsiz de pekala oluyor. Ama olunmadığı anlaşıldığında genellikle iş işten geçmiş oluyor...
Milli Güvenlik Kurulu'nun geçen hafta içinde aldığı karar bu açıdan çok önemli. Altında Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, bakanların ve askerlerin imzası var. Atatürk'ün arzuladığı çağdaş bir ülke istiyorsak, eğitime her zamankinden daha fazla önem vermeliyiz diyorlar...
Demeye diyorlar da, dedikleriyle kalıyorlar. Devletin en tepesindeki bu heyecan fırtınasını bir türlü tabana yayamıyorlar.
Eğitim meselesi, ne zaman ki sadece devlet zirvesinin değil, vatandaşın da öncelikli gündem maddesi haline gelir, işte o zaman Türkiye kurtulur! Yoksa gerisi hikaye...
Ek kontenjan
Üniversiteler yeni öğretim yılına başlayalı neredeyse iki ay oldu. Hala ek kontenjan sonuçları açıklanmadı. Bu öğrenciler ne zaman belli olacak, ne zaman kayıt yaptıracaklar ve ne zaman derslere başlayacaklar? Böylesine hantallık olur mu? Öğrenciler iki aylık ders açığını nasıl kapatacaklar? Ankara'da bir Allah'ın kulu yok mu öğrencilerin haklarını savunacak?..
Meslek liseleri
Bazı gazetelerde iletişim meslek lisesi mezunlarının, iletişim fakültelerine girişte ortaöğretim başarı puanlarının 0.5'le çarpılacağına ilişkin haberler vardı. Keşke hem onlara, hem de diğer meslek lisesi mezunlarına kendi alanlarıyla ilgili fakültelere girişte benzeri bir hak tanınsa. Ama nerdee! YÖK ve MEB bu konuda kesinlikle bir değişiklik olmadığını ısrarla vurguluyor...
Öğretmen tayinleri
İlk ve orta dereceli okullar açılalı aylar oldu. Ancak hala öğretmen ve yönetici tayinleri tamamlanmadı. Dahası, son atamalarda sınıf öğretmenliklerine kimin atandığı hala muamma. Örneğin ilahiyat fakültesi mezunları atandı mı, atanmadı mı? Birçok ilahiyat mezunu, arkadaşlarının atanmasına karşın neden kendilerinin atanmadığından yakınıyor? Bakanlık ise ısrarla kimlerin atandığını açıklamıyor. Bu işte kesinlikle bir bit yeniği var. Eninde sonunda da ortaya çıkacak...
Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr