Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Milli Eğitim Bakanlığı, bir yönetmelik çıkartsa ve "ilköğretim okulları ancak 20 kilometrelik bir çevreden öğrenci alabilir" dese ne olur? Bugün onu tartışacağız.
İşte konunun önemini ortaya koyan çok önemli bazı veriler:
* İstanbul'da servisler için harcanan para, Milli Eğitim bütçesinden daha fazla.
* Yeşilköy'den Şile'ye, Ataköy'den Kurtköy'e, Pendik'ten Arnavutköy'e öğrenciler gidiyor. Her gün yüzlerce kilometre yol ve saatlerce yolculuk yapan on binlerce öğrenci var.
* Yaşamla iç içe kent içi okullar mı, yaşamdan kopuk kampuslar mı tercih nedeni olmalı?
* En iyi okul, en uzaktaki okul mu, yoksa en yakındaki mi?
* Çalışan anne babalar için neden ille de özel okul? Tam gün eğitim yapan devlet okulları olsa, kolejlere bu kadar para harcanır mı?..
* Anne babalar, neden kendileri okul yakınına taşınmıyorlar da, çocuklarına 7- 8 seneye varan servis eziyeti çektiriyorlar?
* Vakıf okulları hizmet için mi, yoksa kar için mi?
Benzer soruların sayısını artırmak mümkün. Ancak üzerinde ısrarla durulması gereken konu, servislerde geçen zaman eziyet mi, yoksa eğlence mi?..
Görünürde kesinlikle eziyet. Ama gırgırın, eğlencenin, şamatanın dizboyu olduğu servislerin, öğrencileri rahatlatmadığını kimse söyleyemez.
Veliler uzaktaki okullar için harcadıkları paraları en yakınlarındaki okullara harcasalar ya da çok önemsedikleri okulların yakınına taşınsalar çok daha iyi olmaz mı? Bu da ilk bakışta çok doğru bir yaklaşım. Olması gereken de bu denilebilir. Ama hala kabul görmüş değil. Veliler, bırakın gereğini yerine getirmeyi, düşünmeye bile gerek duymuyorlar.
Pek çok ülkede özellikle ilköğretimde kampus eğitiminin yerini kent içi okullar alıyor. Ama bizde, özellikle büyük kentlerde, okul yapılabilecek arazi kalmadığı gibi, olanların da yanına yanaşılmıyor. Plansızlığın, programsızlığın eziyetini de öğrenciler çekiyor.
Kolej ücretleri önümüzdeki öğretim yılı için 5 milyara dayandı. Sözde kar amacı gütmeyen vakıf okullarında da durum farklı değil. Devlet ise çalışan anne babalar için formül üretmiyor. Tam gün eğitim yapan devlet okullarının sayısı artsa, taşlar yerli yerine oturacak...
Vakıf okullarına gelince: hemen hemen hepsinde, birileri velilerin sırtından vakıf ağalığı yapıyor. Ortaya bir şey koyan yok. Veliden toplanan bağış ve öğrenim ücretleriyle veliye fiyaka satılıyor...
Özetin özeti: Kayıtların yoğunlaştığı şu günlerde okul arayışı içindeki velilerin kafası karmakarışık. Haksız da sayılmazlar. Bu aşamada bir tek doğru aramak ise çok yanlış. Herkesin kendi için en doğruyu araması, bulması galiba en mantıklısı...


Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr