Baba Beni Okula Gönder kampanyası artık kabına sığmıyor. Artık, sadece kız öğrencilere yurt yapma ve burs vermekle yetinmiyor, eğitim politikalarının oluşmasına da büyük katkılarda bulunuyor. İstanbul’da düzenlediği son çalıştay da bunun en önemli göstergelerinden birisiydi. Türkiye’nin önde gelen eğitimcileri ve sivil toplum örgütleri bir araya gelmiş ve “Eğitim Sürecinde Öğretmenin Rolü’ tartışılmıştı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte sürdürdüğümüz bu zor yolculukta, çalıştaylara da ortaklaşa ev sahipliği yapıyoruz.
İşte 24 Aralık’ta Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’nde gerçekleşen çalıştayın sonuç bildirgesi:
Eğitim politikaları
1. Öğretmen yetiştirme konusunda ulusal eğitim politikası belirlenmeli, sürekli değişen politikalar yerine sistemde süreklilik sağlanmalıdır.
2. Öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüzüdür. Milli Eğitim Bakanlığı’nda müfredata ilişkin geliştirilen tüm bilgileri öğrenciye aktaran öğretmendir. Öğretmenler kadar tüm toplum bu görevin öneminin farkında olmalıdır. Medya da bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır.
3. Öğretmenlerin önceliği nitelikli yurttaş yetiştirmek olmalıdır.
Kişisel nitelik ve eğitim
1. İntörn öğretmenlik uygulamasına geçilmelidir. Öğretmenler eğitim fakültesinden mezun olmadan yurdun muhtelif bölgelerinde en az 1 yıl intörn öğretmenlik yapmalıdır. İntörn öğretmenler de sigortalı olmalıdır.
2. Öğretmenlerin niteliği yükseltilmelidir. Bilmek ve öğretebilmek farklı kavramlar olduğundan nasıl öğretebileceğini bilen öğretmenler yetiştirilmelidir.
Öğretmenlere eğitim fakültelerinde genel kültür, halkla ilişkiler vb konularında dersler verilmelidir. Öğretmenler kendini doğru ifade edebilen, entelektüel düzeyi yüksek, ideolojiler üstü bakış açısına sahip, topluma katkı sağlayabilecek bireyler olarak yetiştirilmelidir.
3. Öğretmenlerin kendilerini güncel bilgilerle yenilemesi çok önemlidir. Bu nedenle tüm öğretmenler düzenli aralıklarla, en fazla 5 yılda bir, hizmet içi eğitime tabi tutulmalıdır. Bu eğitimlerde ve devamında öğretmenlerin kendi kendilerini sürekli olarak yenileyebileceği eğitim modelleri geliştirilmelidir.
4. Öğretmen okulları, eğitim fakülteleri öğretmen yetiştiren eğitim merkezleri olmalıdır. Bu okullarda okuyan kişiler meslek olarak öğretmenliği seçmelidir. Bunu sağlayabilmek için öğretmenin toplumdaki saygınlığı yeniden kazandırılmalıdır.
5. Müfredatta yapılan değişiklikler öğretmenlere daha geniş zaman diliminde ve anlayabilecekleri bir dilde aktarılmalıdır. Bu şekilde, merkezde yapılan tüm değişikliklerin uygulamaya konulabilmesi sağlanabilecektir.
Sosyal konular
1. Öğretmen yeni bir şehre atandığında bir süre oryantasyona tabi tutulmalıdır. Yaşayacağı yeri tanıması, koşullarını öğrenmesi, diğer öğretmenler ve mülki idare amirlerle tanışması, kendine yeni sosyal bir çevre edinmesi önemlidir.
2. Öğretmenlere yönelik sosyal etkinlik projeleri geliştirilmelidir. Özellikle daha küçük illerde, mülki idare amirleriyle birlikte sosyal bazı etkinliklerde bulunması sağlanarak motivasyonları artırılmalıdır.
Ekonomik koşullar
1. Öğretmenlerin özlük hakları düzenlenmeli, ekonomik olarak iyileştirilmelidir.
2. Sözleşmeli öğretmen kavramı kaldırılmalı, tüm öğretmenler tek çatı altında toplanmalıdır.
3. Zorunlu bölgeler tanımlanmalı ve bu bölgelerde öğretmenlik yapanların özlük haklarında artış olmalıdır.
4. Öğretmenler öğretmen kimlikleriyle, en azından okula giderken hafta için belli saatler içinde, toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanabilmelidir.
5. Öğretmenlerin tuttuğu nöbetin ekonomik karşılığı olmalıdır.
6. Öğretmenlerimize, yılda iki kez, kıyafet yardımı yapılmalıdır. Devlet öğretmenin görüntü kalitesine katkıda bulunmalıdır.
Özetin özeti: Öğretmene verdiğimiz önem ve saygı, aslında kendi çocuklarımıza ve ülkemizin geleceğine gösterdiğimiz saygının bir göstergesidir. Ve bu önem ve saygı maalesef giderek azalıyor!..