Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Üniversiteler bilimin kalesi olması gereken yerler. Ama onlar aylardır rektör kim olacak diye yatıp kalkıyorlar. Sanki Ahmet değil de Mehmet rektör olsa bilime çok daha fazla önem verecek...
Bütün kavga, koltuğa hangi tarafın adamının oturacağı yönünde. Kim daha fazla bilimsel üretkenliğe sahip bu hiç kimsenin umurunda değil!..
YÖK, doçent ve profesör olacaklarda uluslararası bilim arenasından kaynak gösterilmiş yayın zorunluluğu istiyor. Aynı yeterliliği rektör ve YÖK üyesi olacaklarda da arasa ya! Ama nerdeee...
Eğitim, bilim ve teknoloji, yoğun bir şekilde Türkiyenin gündemine hiç bir zaman girmedi. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasasının çıktığı dönemde, eğitim biraz konuşulur gibi oldu ama çok çabuk unutuldu. Bilim ve teknoloji ise bu çağda bile hala öcü gibi korktuğumuz kavramlar.
Cumhurbaşkanının, başbakanın, başbakan yardımcılarının internetle henüz tanışmadığı, TBMMM'nin bilim ve teknoloji bakanlığına sıcak bakmadığı, TÜBİTAK, Deprem Konseyi gibi bilimsel kurulların liyakattan çok ahbap çavuş ilişkisiyle seçildiği bir ülkede bilim, elbette bugün olduğu noktadan daha ileri gidemez...
Bakın bu konuda dün gelen bir mail içinde bulunduğumuz vahim durumu ne güzel özetliyor.
"Doktoramı yurt dışında yaptım. Sık sık bilimsel konferanslara katılıyorum. İnanırmısınız, bu toplantılarda hemen hemen her ülkeden insanlarla tanışıyorum ve de bir Türk bulabilirmiyim diye avam tabiriyle fellik fellik Türk bilim adamı arıyorum. Bana neredensin dediklerinde İngiltere'den, fakat aslında Türkiye'den diye cevap veriyorum. Çünkü Türkiye'den bir allahın kulunu göremezsiniz. Nerede muassır medeniyet seviyesi, nerede bilim adamlarımız? Bu millet buna mı layık?
Bu beceriksizler bizim kaderimiz mi? Üniversitelerimizin hali insanı dışarıdan bile ürkütüyor, bırakın içine girip çalışmayı, bilimin B'sini bile yapamazsınız. Lütfen bu konuyu sık sık kamuoyunun gündemine getirin..."
Benzeri yakınmaları, özellikle yurtdışından gelen bilim adamlarından sıkça dinliyoruz. Ama bugüne kadar bir önlem alınabilmiş değil. Batı standartlarında yetişen, dünyada söz sahibi olacak noktaya gelen genç bilim adamlarımızı, bağnaz ve kadrocu yaklaşımlarla ya köreltiyoruz ya da bir bir kaçırıyoruz...
Özetin özeti: Türkiye kısa sürede eğitim bilim ve teknoloji konularında çağdaş politikalar üretip, hayata geçirmek zorundadır. Bugüne kadar yitirdiğimiz zaman, kaçırdığımız fırsatlar, küstürdüğümüz bilim adamları son olsun artık!...


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr