Her ile en az bir üniversite, her ilçeye de bir fakülte ya da meslek yüksekokulu açtık.
Üniversite sayımız 200’e yaklaştı.
Peki, bu iyi mi, kötü mü?
Kalite dibe vurdu diye açılan her yeni üniversiteye şiddetle karşı çıkanlar kadar, kapı önünde 2 milyon aday beklerken en az 250 üniversite gerekir diyenler de var.
Yani hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da evetçiler ve hayırcılar oluştu ve her iki tarafa göre, haklı olan da kendileri...
Kimin haklı ya da haksız olduğunu sorgulamadan önce, isterseniz gelin ek yerleştirme sonrasında ortaya çıkan tabloya bir göz atalım. Sanıyorum ondan sonra çok daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz...
86 bin boş kontenjan
Üç beş bin değil, eğer tam 86 bin kontenjan boş kalıyorsa, hem de yıllardır böyle devam ediyorsa, bu sistemin bir değil, bin defa sorgulanması gerekiyor. Ama kimsenin umurunda değil. Olacağa da benzemiyor...
İşte arife günü ÖSYM tarafından açıklanan rakamlar:
“Açıköğretim hariç, üniversitelerde bulunan 161 bin 191 kontenjanın 87 bin 640’ına adaylar yerleşti, 37 bin 260’ı lisans, 36 bin 291’i önlisans olmak üzere 73 bin 551 kontenjan boş kaldı.
Üniversitelerdeki 54 bin 741 lisans kontenjanının 17 bin 481’ine, önlisans düzeyinde ise 106 bin 450 kontenjanın 70 bin 159’una adaylar yerleşti. Açıköğretimde ise 62 bin 906 kontenjanın 12 bin 810’u boş kaldı.”
Kazanıp da kaydını yaptırmayanlar da dikkate alındığında, boş kontenjan sayısı eminim ki 100 bini bulacaktır. Peki, bu açıklar niye oluştu?
* Kontenjanlar, olduğundan fazla şişirildi, bu yüzden mi dolmadı?
* Gençlerin üniversiteye olan ilgisi mi azaldı?
* Boş kontenjanlar, sadece bazı bölgelerde ve fakültelerde mi?
* Plansız, programsız bölümler açıldığı için ilgi mi çekmiyor?
* Sınav sisteminden kaynaklanan hatalar mı var?
Yanlış yanlış üstüne
Yukarıdaki maddelerin hepsinde doğruluk payı var.
* Evet, kontenjanlar hiçbir plan program yapılmadan, keyfiyete dayalı bir şekilde şişirildi.
* Gençlerin üniversiteye ilgisi var ama on binlerce işsiz mezunu bulunan alanları akıllarından bile geçirmiyorlar.
* Hemen her yerde, her fakültede boş kontenjan var. Çünkü sistem yanlış. Ek yerleştirmede taban puan söz konusu ve o puanın üzerinde açıkta aday kalmadığı için dolması mümkün değil. Yani iki değil, 10 yerleştirme de yapılsa, boş kontenjanların dolması mümkün değil...
Fen-edebiyat fakülteleri
Önceki yıllarda en fazla kontenjan açığı fen-edebiyat fakültelerinde kalıyordu. Bu yüzden, bu fakültelere bu yıl öğrenci ya hiç alınmadı ya da çok az alındı. Ama ona rağmen yine 100 bine yakın açık oluştu.
Temel bilimler olmadan nasıl üniversite olunacağı ise yeterince tartışılmadı. Umarız, bu yıl bu konu enine boyuna tartışılır...
KKTC üniversiteleri?
KKTC için olmazsa olmazların başında, kumarhaneler değil, üniversitelerin geldiği hâlâ anlaşılamadı ki işi oluruna bıraktılar. Bu yıl en büyük fireyi onlar verdi. Bu konu, ulusal bir sorun olarak ele alınmadığı sürece, yarattığı tahribat daha da büyük olacaktır. Umarız, daha fazla geç kalınmaz.
Özetin özeti: Akıl, bilim, öngörü, planlama, verimlilik, üniversitelerde değil de nerede olacak?..