Mehmet Gündüz, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yüz akı bürokratlarından biriydi. Dönem dönem kızağa çekilse de hep üst düzey görevlerde bulundu. Çünkü fazlasıyla hak ediyordu...
Müsteşar yardımcısıyken Avusturya'ya eğitim müşaviri olarak gitti. Yıllardır oradaydı. Türkçenin Türk çocukları için 1. yabancı dil olması ve eğitim düzeylerinin yükselmesi için önemli uğraşlar verdiğini sık sık duyuyorduk. Geçenlerde kendisinden mektup aldık. Hüzün doluydu. Nasıl olmasın ki?..
30 yılı aşkın süre Milli Eğitim'de çalışıp, şube müdürlüğünden genel müdürlüğe, müsteşar yardımcılığından Viyana Eğitim Müşavirliği'ne kadar çok önemli görevlerde bulunduktan sonra üniversiteden yeni mezun olan stajyerler gibi öğretmenliğe atanmasını bir türlü hazmedememiş ve istifasını vermiş...
Milli Eğitim'de dil bilen, mastır yapmış, dünyayı tanıyan, çağı yakalayan bürokrat sayısı bir elin parmakları kadar bile değilken,
Mehmet Gündüz'ün harcanması,
niye bu devlet adam olmuyor sorusuna verilecek en iyi cevaptır...
Uzunca mektuptan anlıyoruz ki,
Gündüz, görevden alınmadan önce Avusturya'daki vatandaşlarımız açısından çok önemli bir çalışmanın final aşamasındaymış. Bakan
Bostancıoğlu söz konusu çalışma nedeniyle kendisini kutlamış, tebrik etmiş. Ama aradan birkaç ay geçmeden, başkalarına yer açmak için olsa gerek, o çok önemli dediği çalışmanın sonucunu beklemeden
Gündüz'ü görevden almış. Almakla da kalmayıp, normalde eğitim müşavirliği kadrosuna ataması gerekirken, adeta taciz edercesine öğretmenlik kadrosuna tayin etmiş.
Avusturya'da 140 bin Türk varmış. Yüzde 40'ı Avusturya vatandaşlığına geçmiş.
Gündüz, bu gidişle 2010'da Avusturya'da Türk vatandaşı kalmazsa hiç şaşırmamak gerekir diyor.
İlk ve ortaöğrenimdeki öğrenci sayısı ise 29 binmiş. Üniversiteye gidenlerin oranı ise sadece ve sadece yüzde 3.
Türklerin eğitimde başarılı olamamalarının en önemli nedeni. Evde faklı, okulda farklı dili konuşmaları.
Gündüz, Türk çocukları için zorunlu birinci yabancı dilin
İngilizce yerine
Türkçe olması halinde başarılarının artacağı konusunda Avusturyalı yetkilileri ikna etmiş. Peki deneyelim, müfredat programı hazırlayın getirin demişler. Ama Ankara işi hızlandıracağına hep yokuşa sürmüş. Sonunda müfredat programını da, ders kitabını da kendisi hazırlayıp Avusturyalılara kabul ettirme noktasına gelmiş. Ancak üç gün içerisinde Ankara'ya dönün emriyle bütün yaşamı altüst olduğu gibi projenin akıbeti de meçhule terk edilmiş...
Özetin özeti: Gündüz gibi bürokratlar kolay yetişmiyor. Kolay da harcanmamalı. Bugün, başarılı kişileri keyfince harcayanların, yarın aynı tavırla karşılaşma olasılığı, başkalarına göre çok daha yüksektir. Şükranla anılanlar da kötüler değil, hep iyilerdir. Hatırlatırız!..
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr