Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abbas GÜÇLÜ

AKTÜEL dergisi iki haftadır, Ankara'daki üniversiteli seks satıcılarını yazıyor. Gelecek hafta da devam edecekmiş!
Hayali bir öğrencinin ağzından anlatılan ve porno romanlara taş çıkartan anılarda, yatma karşılığında öğrencilerini geçiren hocalardan, lolita sever milletvekilleri ve oluk gibi para akıtan işadamlarına varıncaya kadar herkes var.
Anne babalardan telefon yağıyor. Hepsinin sorduğu ortak soru: "Bu üniversite hangisi?"
Aşağıdaki satırları okuyup da tepkisiz kalmak mümkün mü?
"Bazı kızlar sırf iyi not almak için hocalarıyla içmeye gider, gerekirse yatardı..."
Olayın kahramanı Ebru, bir gün üniversitenin "Tonton" yöneticisiyle tanışır ve artık sınıf geçmek problem olmaktan çıkar. Ancak ilişki uzun sürmez. "Tonton" bir süre sonra onu Arkara'nın tanınmış politikacılarından birine "ikram" eder. Ebru'nun da hoşuna gider...
Ebru, bir yandan da aynı sınıftan Hakan'la birlikte yaşarken, bölümün tüm erkekleriyle çıkmayı ihmal etmez...
Hikaye bu minvalde devam ediyor. Yakında da bu anılar "Başkentin Paralı Aşk Geceleri /EBRU ANLATIYOR" ismiyle kitap olarak piyassaya çıkacakmış.
AktüEl yaptığı işle öylesine gurur duyuyor ki, sormayın. Şu yazdıklarına bakın:
"Geçen hafta boyunca Ankara'nın politikacı - bürokrat mağfillerinde ne AB'ye rest, ne Yılmaz'ın ABD gezisi, sadece Ebru ve arkadaşlarının, anlattıkları konuşuldu..."
Haksızlık etmişler. Kardeş yayın organları Sabah'ın ortaya attığı Beşiktaşlı Oktay sansasyonu da az konuşulmadı.
Gazetecilik etiği konusunda konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayanlar. Bu iki önemli olay karşısında ne diyecekler? Mesela habercilik anlayışını tüm Türkiye'nin takdir ettiği Ali Kırca, bu haberleri yaratan, süsleyen ve bununla da övünen, aynı mekanı paylaştığı arkadaşları için ne diyecektir?..
Beni asıl şaşırtan, her şeyiyle tarif edilip, bir tek adı yazılmayan Ankara'daki sözkonusu üniversitenin olaya tepkisiz kalışı. Belki yaptıkları doğru. Ama bu gidişle, anne, babalar çocuklarını bu üniversiteye, daha da kötüsü üniversiteye göndermezse ne olacak?
Üniversitelerde benzeri istisnai olaylar olmuyor mu? Olabilir. Toplumun diğer kesimlerinde ne kadar oluyorsa, orda da o kadardır. Nasıl ki Fadime Şahin olayı bir istisna ise, eğer gerçekten böyle biri varsa Ebru olayı da istisnadır.
Durum böyleyken, üniversiteleri böylesine zan altında bırakmak, sadece ve sadece irtica çığırtkanlarına malzeme yaratmak olur. Yarın ellerine Aktül dergisini alıp, "bakın üniversiteler ne hale geldi" diye genelleştirmeye giderlerse ne olacak?
Lütfen, biraz duyarlılık!


Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr