Abbas GÜÇLÜ
Sağlığımızdan daha önemli bir şey var mı? Bunu hasta olunca çok daha iyi anlıyoruz. En hafifinden, en ağırına, en ufak bir rahatsızlıkta farkına vardığımız bir diğer konu da doktorların hayatımızda ne kadar önemli oldukları.
Bu yüzden tıp eğitimi, çok ama çok önemli. Son yıllarda tıp eğitiminin erezyona uğradığı konusuna ciddi uyarılar vardı. Ama şu anda öyle korkunç bir noktaya gelindi ki, hiç zaman geçirmeden önlem alınması gerekiyor.
Vahametin boyutlarını, isterseniz
Türk Tabipler Birliği'nin YÖK Başkanı
Kemal Gürüz ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu'na gönderdiği mektuplardan alıntılar yaparak ortaya koyalım:
"Türkiye'de hekim ihtiyacının giderildiği ve asıl sorunun dağılım olduğunu defalarca ifade ettik. Tıp eğitimindeki nitelik düşmesi ve her geçen gün altyapı oluşturulmadan yeni tıp fakülteleri açılması bizleri endişelendirmektedir...
Tıp eğitimi ile ilgili pek çok olumsuzluğun kökeninde altyapısı tamamlanmadan açılan tıp fakülteleri vardır. Yıllardır insangücü (öğretim üyesi, destek personeli), bina (derslik, labratuvar, kütüphane, v.s) gibi önemli ihtiyaçları tamamlanmadan tıp fakültesi açılmaması için yürüttüğümüz mücadele sonuçsuz kalmıştır. Son altı ay içerisinde kamunun kaynaklarından yararlanma umudu ile pek çok yeni
"vakıf tıp fakültesi" de bu altyapısız guruba dahil olmuştur. Dahası bu fakülteler, başta temel bilimler olmak üzere öğretim üyelerini devlet üniversitelerinden sağlamaktadır. Bu durumda zaten öğretim üyesi sorunu olan kamu üniversiteleri ve buradaki eğitim zarar görmektedir. Yeni açılan bu vakıf üniveritelerine öğretim üyesi desteğinde bulunmak bu olumsuz sürece katkıda bulunmak anlamını taşımakta ve altyapısı hazırlanmamış diğer üniversiteleri de
"hayali fakülte" açmaya özendirmektedir..."
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr.
Füsun Sayek'in söyledikleri bunlar. Hala bu sese kulak vermeyenler, yarın bu
"hayali tıp fakülteleri"nden mezun olan hayali bir doktorun elinde yaşam mücadelesi verebilirler.
Herşeyin suyunu çıkarttık, hiç olmazsa bazı meslekleri dejenere etmeyelim...
Yılın politikacısı(!)
Ecevit, Fettullah Hoca'cıların kendisine layık gördüğü ödülü, ayaklarına kadar giderek, üstüne üstlük bir de metiye düzerek kabul buyurmuş...
Fettullah Hoca'cılar, tam MGK öncesinde
"okulları devlete devredeceğiz" diye 9 sütuna manşet oldu. Övgüler düzüldü. Şimdi ise Hoca Efendi,
"Devlet isterse devrederiz" diyor. Yarın üstüne üstlük bir de devlet yardımı isterlerse hiç şaşırmayın. Bu arada yere göğe sığdırılmayan okulların üniversite sınavlarındaki başarı durumları, ÖSYM verilerine göre yine kendileri tarafından açıklanırsa, kamuoyu bilgilenmiş olur...
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr