Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çanakkale Zaferi konusunda hemen herkes bir şeyler söylüyor. Tıpkı Bizans düşmek üzereyken Hıristiyan din adamlarının meleklerin cinsiyetini tartıştığı gibi biz de hâlâ Mustafa Kemal Çanakkale Zaferi’nde var mıydı, yok muydu onu tartışıyoruz. Ama Allah’tan, herkes bizim gibi değil. Özellikle de Avustralyalılar...
Avustralyalı tarihçi Neville John Clark, dün, Büyükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği bir etkinliğe katıldı ve çok çarpıcı tespitlerde bulundu. Konuşmasının son bölümünde de Atatürk’ün Anzak Koyu’ndaki yazıtta yer alan, “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır” sözlerini hatırlatarak Atatürk’ün fotoğrafı karşısında selam durdu.
Her şerde bir hayır vardır derler. Tıpkı savaşların da dostluğun bir aracı olabileceği gibi.
Çanakkale’de amansızca savaştığımız Avustralyalı Anzaklar ve Yeni Zelandalı askerler, niye savaştıklarını bile bilmeden gelip bu topraklarda can verdiler. Onların torunları, şimdi en yakın dostlarımız.
Ve bunu her vesileyle dile getiriyorlar. Keşke bunu bizler de aynı samimiyetle dile getirebilsek...
O zafer herkesin
Çanakkale’de 250 binden fazla kayıp verdik ama en acı olanı, bu şehitlerimizden yaklaşık 10 bini üniversiteli, 70 bini de ortaokul ve lise öğrencisiydi. Bu yüzden Çapa Tıp, İstanbul Erkek gibi pek çok öğrenim kurumu yıllarca mezun veremedi.
Çanakkale Savaşı’nın perde arkası ve unutulmaya yüz tutmuş tüm bilinmeyenlerini, Prof. Dr. İlber Ortaylı ile bu gece Genç Bakış’ta tartışacağız. Avustralyalı tarihçi eğitimci Neville John Clark da programımızın bir bölümüne konuk olacak ve şu sorulara öğrencilerle birlikte cevap arayacağız:
- Çanakkale Savaşı’nın nedenleri ve amacı neydi?
- Çanakkale’de neler yaşandı?
- Savaşı kaybetseydik neler olurdu?
- Çanakkale Savaşı ile tarihçiler neden yetince ilgilenmiyor?
- Çanakkale Savaşı Cumhuriyet’in önsözü mü?
- 18 Mart dünya savaşları tarihinin neresinde?
- Çanakkale’deki zaferin dünya üzerindeki etkileri ne oldu?
- Dünya zaferi nasıl değerlendirdi?
- Çanakkale Savaşları 1. Dünya Savaşı’nın akışını nasıl değiştirdi?
- Mustafa Kemal neden yok sayılıyor?
- Anzaklar Çanakkale’yi nasıl değerlendiriyor?
YGS’de sular durulmuyor
ÖSYM ne yapıyor, ne ediyor, ortalığı toza dumana katıyor. Bu konuda iyice uzmanlaştı. Tartışmasız sınava yok gibi. Peki, bu ortamda görev süresi ay sonunda dolacak olan Ali Demir bir kez daha ÖSYM başkanlığına atanır mı? Onu da bekleyip göreceğiz...
YGS’de soruların dışarı sızması mümkün değil diyorlardı, sızınca da ne söyleyeceklerini şaşırdılar. Gelen eleştiriler karşısında da çareyi, sosyal ağları kapatmakta buldular.
Eleştiriye evet ama hakarete hayır. Bu konuda çok daha dikkatli olmakta yarar var. Yoksa soruların dışarı sızması unutulup, başka konular tartışılmaya başlanır.
Birkaç gündür, ısrarla, soruların tümü açıklanmadan, puanlar hesaplanmasın diyoruz. Çünkü olası bir yanlış soru, puanların yeniden hesaplanmasına neden olabilir. O da daha büyük bir kaosu beraberinde getirir.
ÖSYM yargı kararlarını dinlemeyerek, kendisini yıpratmaya devam ediyor ama ne yazık ki bunun bile farkında değil.
Düne kadar ülkenin en güvenilir kurumu olan ÖSYM, bugün en tartışmalı kurum haline nasıl geldi?
Keşke biraz da bu sorgulansa!..
Özetin özeti: Çanakkale’yi geçilmez hale getirdik ama ÖSYM’de duvara tosladık!..