Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Deprem bölgesinde okullar günlerdir kapalı. Ne zaman açılacakları da belli değil. Milyonlarca veli ve öğrencinin kafası karmakarışık. Bir yanda can korkusu, öte yanda kaçan dersler...
Böyle bir ortamda gönül isterdi ki, Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı gelip İstanbul'a, İzmit'e, Sakarya'ya, Yalova'ya karargah kursunlar. Ama ne yaptılar? Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer bakanlar gibi sanki ateş almaya gelircesine geldiler, gittiler. YÖK Başkanı, ÖSS'de yaşanan skandallar nedeniyle iyice içine kapandı. Milli Eğitim Bakanı ise koltuğunda oturmuyor. Sürekli geziyor. Dün nerede diye araştırdık. Antalya'da bulduk. Okul açılışındaymış. Belki bu arada turizmdeki krizi de yerinde incelemiştir. Nasıl olsa eğitimde her şey güllük gülistanlık!..
Büyük depremin üzerinden 35 gün geçti. Diğer alanlardaki faaliyetler bir yana, eğitimde neler yapıldı diye geriye dönüp baktığımızda, karşımıza koskocaman bir hiç çıkıyor. İstanbul'da 3 bin 174 öğretim kurumu var. 35 günlük bu sürede okulların depreme dayanıklılık testleri, eğer bütün olanaklar seferber edilseydi defalarca yapılabilirdi. Ama yapılmadı. Hala da yapılmıyor. İTÜ'lü hocalardan oluşan teknik heyet geçtiğimiz cumartesi günü, sadece ağır hasar gören 51 okulu denetledi o kadar. Diğerleri ise ya kaderleriyle baş başa ya da ehliyetsiz kişilerce kontrol ediliyor...
Milli Eğitim ve YÖK, koordinasyon konusunda da tam anlamıyla sınıfta kaldı. Ne YÖK, deprem konusundaki hocaları tek çatı altında toplayıp bilimin ortak sesini duyurabildi, ne de Milli Eğitim Bakanlığı üniversitelerle ortak bir çalışma içerisine girip teknik denetimlerde önceliğin okullara verilebilmesini sağladı. Konuşan çok, iş yapan yok. Hocalar ve Milli Eğitim yetkilileri televizyonlarda birbirleriyle çelişen görüşlerini açıklamak için harcadıkları zamanı, denetim ve hizmet içi eğitim programlarına ayırsalardı eminim çok daha hayırlı bir iş yapmış olurlardı...
Eğer istenirse deprem bölgesindeki okullar bir hafta içinde gönül rahatlığıyla öğretime başlayabilir. Yok eğer bugüne kadar olduğu gibi savsaklanırsa aradan aylar da geçse okullar açılamaz. Açılsa bile huzurlu bir eğitim zor olur. Örneğin bu aşamada neler yapılabilir?...
* İstanbul ve İstanbul dışındaki tüm üniversitelerin rektör ve mühendislik fakültesi dekanlarıyla acilen bir toplantı yapılarak, bölgedeki okulların ciddi anlamda depreme dayanıklılık testleri yapılıp, raporları asılabilir.
* Okulların açılışının ilk haftasında düşünülen psikolojik rahatlatma dersleri, uzman kadrolara verdirilerek, kasetlerinin tüm TV kanallarında yayımlanması sağlanabilir.
* Sakarya ve Kocaeli üniversitelerinin barınma sorunun çözümünde kamu ve askeri olanaklardan yararlanılabilir.



Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr