Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çubukçu: Şubatta öğretmen ataması yok


Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, yüz binlerce öğretmenin dört gözle beklediği şubat ataması konusunda çok net açıklama yaptı. Çubukçu önümüzdeki yıl 55 bin öğretmen alınacağını ve tamamının ağustos ayında atanacağını söyledi.
Çubukçu, KPSS’nin içeriğinin değiştirilmesine yönelik olarak da, “İçerik mutla değişecek ve branşlara yönelik sorular yer alacak” dedi.
Milliyet’in Baba Beni Okula Gönder kampanyası çerçevesinde Erzurum’un Aziziye ilçesinde açılan Üçer Kız Öğrenci Yurdu’nun açılışına katılan Bakan Çubukçu, ilköğretimdeki okullaşma oranının yüz 99’a ulaştığını; kız ve erkekler arasındaki farkın da yüzde 1’e kadar indiğini söyledi.

Ağustosta tek atama
Bakan Çubukçu, ara atama dönemlerinin eğitim-öğretimi aksattığını ve bu yüzden tek atama döneminde kararlı olduklarını dile getirerek, şubatta atama olacağını özellikle vurguladı. Beklentiler konusunda ise yapılacak bir şeyin olmadığını ve tek atama döneminde kararlı olduğunu söyledi.
Çubukçu, yılbaşından sonra YÖK ile toplantı düzenleneceğini ve öğretmen yetişme konusunda ileriye yönelik ciddi adımların atılacağını da hatırlatarak “Aslında KPSS’ye hiç gerek kalmadan öğretmen ataması yapılması gerekir. Ama bugünkü koşullarda bu mümkün değil. İhtiyaç duyulan alanların kontenjanlarının artırılarak, fazlalık olan alanlarda da daha az alım yapılması için YÖK ile görüşmelerde bulunacağız” dedi.
Önümüzdeki yıllarda en fazla ihtiyaç duyulacak olan öğretmenliklerin ise okul öncesi öğretmenliği, pdr ve ingilizce olduğuna dikkat çekti.

Kız öğrencilere pozitif ayrımcılık
İşadamı Erol Üçer ve eşi Mine Üçer tarafından yaptırılan 100 yataklı kız öğrenci yurdunun açılışında konuşan Bakan Çubukçu kız öğrencilere pozitif ayrımcılıktan yana olduğunu söyledi. Babasının kendisini çok sevdiğini ve güvendiğini hatırlattı, bugün bu göreve gelmesinde bu sevgi bağı ve güvenin çok önemli olduğunu anlattı.
Bakan olduktan sonra kız öğrencilerin önce hukukçu, ardından da avukat olmak için hedef koymalarından büyük bir memnuniyet duyduğunu da dile getirerek, “Kız öğrencilerimizin önünü mutlaka daha fazla açmalıyız” dedi.
Çubukçu, son 8 yılda eğitimde çok mesafe kaydettiklerini ama buna rağmen yapılacak daha çok işin bulunduğunu söyledi.

Yavuz’un dolmuşu
Genç Bakış’ta önceki gece komedi vardı. Üniversiteli gençleri, gerginlik ortamından biraz olsun uzaklaştırıp, rahatlatmak için gerçekleştirdiğimiz programda, taklitler, espriler ve bol bol da kahkaha vardı. Bu yüzden eleştirenler oldu. Onlara cevabımız, biz 10 yıldır üniversitelerin, gençlerin ve Türkiye’nin sorunlarını tartışırken siz neredeydiniz oldu.
Kocaeli Üniversitesi’nde 2 bine yakın öğrencinin katıldığı programda Yavuz Seçkin’in yanı sıra çok başarılı bir performans sergileyen arkadaşları Deniz Fehmi Dalsaldı ve İsmail Baki Tuncer de vardı. İşte programdan bazı satır başları:
- Dışarıda, günlük hayatta çok fazla taklit yapmamaya çalışıyorum. Bunu yalnızca iş olarak görüyorum. Evde takma saç, sakal, bıyıkla dolaşıyorum. Çünkü evim benim laboratuarım.
- Yaptığım işi hafife alıp dalga geçenler var ama bu işin altında büyük bir emek ve çalışma var.
- Ben daha bu işlere yeni başlamışken Volkan Severcan bana “Bırak sen, yapma bu işleri” demişti.
- Ben bu piyasada iş yapıyorum ama bu sektörün dışında olduğumu düşünüyorum. Tüccarlıktan geldim. Belki yeniden ticarete dönerim.
- Sadece bir evimiz bir arabamız var. Çok büyük servetimiz yok. Biz kıt kanaat geçinen bir komedyen grubuyuz.
- Ailem bizi çok iyi yetiştirdi, parayı bulduktan sonra sapıtma durumu benim için çok gerçek dışı.
- Türkiye’de Avrupa Yakası gibi işler çok fazla yapılmıyor. Avrupa Yakası’nın üzerine çıkabilecek bir proje olmadığı için şu an en iyi yaptığım işte devam ediyorum.
- Yeni baştan bir karakter yaratmak ve birisini taklit etmek eşit oranda zor.
- Taklidini yapacağım ünlüyü bir vesileyle bir yerde yakalayıp sohbet ediyorum. Çaktırmadan mimiklerini, ses tonunu gözlemliyorum. Mesela Cemil İpekçi ve Mehmet Ali Birand ile karşılaştığımda onları hemen taklit edebildim.
- Çok zorlandığım taklitler de oldu. Onları da evde ayna karşısında çalışıyorum.
- Ünlülerle karşılaştığım zaman değişik tepkiler alıyorum. Mesela bir gün Mahsun Kırmızıgül ile karşılaştığımda “Oğlum ben bu kadar hızlı mı konuşuyorum?!” dedi.
- Çocukken aslında güzel bir kız çocuğu gibiymişim, büyüdükçe çirkinleşmişim. Çok eğlenceli bir ailemiz vardı, babam saz çalar biz dört erkek kardeş zenne gibi oynardık. Hâlâ da oynarım, oynak bir yapım var.
- Das Borak çok sevilen bir karakter oldu. Ona apaçi müziğiyle bir şarkı daha yaptık. Haftaya klibi çıkacak.
Özetin özeti: Yangına körükle gitmenin kimseye bir yarar getirmediğini Yavuz Seçkin’le Genç Bakış ve Erzurum seyahatinde bir kez daha gördük.