Cumhurbaşkanı Demirel, artık veda turlarında. Dün bu çerçevede Asım Kocabıyık'ın yapıp Milli Eğitim'e devrettiği iki okulun imza törenindeydi. Eski keyfi yoktu. İzleyicileri eskisi gibi coşturmadı. Oysa o alkış adamıydı. Onu hayata bağlayan, onu kırk yıldır siyasette ayakta tutan hep o alkışlardı. Ama bir türlü törene katılanları alkış kıvamına getiremedi. Sonunda dayanamadı alkış beklediğini açık açık söyledi. Halbu ki eskiden nerede olursa olsun her cümlesi izleyenleri coşturur, 10 dakikalık konuşması yarım saatlik alkışla süslenirdi...
Borusan'ın patronu Asım Kocabıyık, milyonlarca dolar harcıyarak yaptırdığı okulları Milli Eğitim'e devrederken, 76 yıllık yaşamının bir değerlendirmesini de yaptı. Yakın tanığı olduğu çarpıcı olayları gelecek kuşaklara ders olsun diye bir bir anlattı. Dahası okul akadaşı Demirel'e yaşamının bundan sonrası için önemli bir öneride bulundu.
Mutlu olmak istiyorsan benim gibi, işlerden elini ayağını mümkün olduğunca çek ve zamanını ülkenin eğitim meselesi için harca...
İşte Kocabıyık'tan dinleyenleri şok eden çok çapıcı anılardan bazıları:
. Bir gün büyük partilerimizden birinin ikinci adamı geldi. Bizden yardım istedi. Ona seçimde neden Atatürkcülüğü öne çıkartmıyorsunuz dedim. Biz Atatürk bayrağı ile köy kent gezersek seçimi kaybederiz dedi...
. Yaptığımız bu okulların üstün kalitede eğitim sürdürebilmesi için dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a şu teklifi götürdüm: Bir öğrenciye ortalama 3 bin dolar harcanıyor. Gelin bunun bin dolarını biz, bin dolarını devlet, bin dolarını da öğrenci versin dedim. Yılmaz, biz veliden para isteyemeyiz dedi ve bu mesele kapandı. Oysa, en zengin ülkeler bile vatandaş katkısı omadan eğitimini iyileştiremiyor. 80 yıllık İngiliz İşçi Partisi bile veliden para almaya başladı. Üstelik velide para da yok değil...
. 60 yıl önce Afyon'da ilkokula giderken Vali 90 lira, okul müdürüm Himet Bey de 85 lira maaş alırdı. Etin kilosu da 25 kuruştu. Müdürümüz çarşıya çıktı mı bütün esnaf ayağa kalkardı. Türkiye pek çok açıdan ileri gitti ama öğretmenler hep ihmal edildi.
. 1976'da Gemlik'te anadolu lisesi kurmak istedik. Biz mevçutları kapatmak istiyoruz denilerek teklifimiz geri çevrildi...
. Cem Boyener'i kastederek, aramızdan bir arkadaşımız politikaya soyundu. İlk işi Atatürk'ü eleştirmek oldu. 0.4 oy aldı ve kayboldu giti. Niye bu yanlışı yaptın dedim. İnsanlar da hata yapar dedi...
Demirel ise konuşmasının neredeyse tamamını devletin tek başına eğitim yükünün altından kalkamayacağına ayırdı. Hayırseverleri, velileri, sanayicileri, işadamlarını kısacası herkesi eğiteme katkı yapmaya çağırdı. Artık zamanı da çok. Neden bu misyonu kendisi yüklenmiyor ki!..
Düne kadar nüfus artışını destekleyen Demirel, önümüzdeki en büyük sorunun hızlı nüfus artışı olduğunu söyledi. Atatürk'e methiyeler düzdü. Atatürk'ü sevmeyenlerin kendilerini de, ülkeyi de sevmediklerini söyledi. Acaba Demirel aynı konuşmayı Konya'da da yapar mıydı? Gerçekten çok merak ettim...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr