Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


On rektör cuma akşamı Başbakan Ecevit'in konuğu oldu. Milli Eğitim Bakanı'nın bulunduğu, YÖK Başkanı'nın ise davet edilmediği toplantıda, rektörler uzun uzadıya yaşadıkları ekonomik sıkıntıları dile getirdiler. Ayrıca bir de rapor verdiler. Üzerinde dikkatle durulan bir diğer konu ise, rektörlerin devlet protokolünde arka sıralara atılması oldu...
Toplantı boyunca Ecevit hep dinledi. Bol bol da haklısınız, sizleri çok ihmal ettik, düzeltmemiz gerekir dedi. Yakında bir kez daha bir araya gelecekler. Anlaşılan o ki, Cumhurbaşkanı da, Başbakan da Gürüz yüzünden ihmal ettikleri üniversiteleri yeniden hatırladılar.
Başbakan'ın önceki gün rektörleri, Cumhurbaşkanı'nın da önümüzdeki salı günü Üniversitelerarası Kurulu'un eski ve yeni başkanlarını kabul ederken YÖK Başkanı'nı devre dışı bırakması, alışıla gelmiş bir durum değil. Rektörler, son zamanlara kadar ne Çankaya'ya ne de Başbakanlığa YÖK Başkanı olmadan çıkamazdı. Ama görünen o ki, ipler hepten kopmuş...
ODTÜ, Gazi, Ankara, Hacettepe, Anadolu, Atatürk, Yıldız, İTÜ, Çukurova ve Erciyes Üniversitesi rektörlerinin katıldığı Başbakanlık'taki toplantıda Ecevit'e sunulan raporda maaşlara ilişkin çok çarpıcı rakamlar var:
* 1983 yılında profesör maaşı orgeneral aylığına eşit iken, günümüzde onun yaklaşık üçte biri miktarına düştü. 1983'te bir profesör 81 bin, kıdemli albay 68 bin, yüksek mahkeme üyesi 79 bin lira alıyordu. Oysa 2000 yılında profesör maaşı 560 milyon lirada kalırken, albay maaşı 750 milyona, yüksek makeme üyesinin maaşı da bir milyar liraya yükseldi...
* 40 yıllık hizmet süresi olan bir profesörün günümüzdeki aylığı, DİE verilerine göre ancak dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırındaki geçim düzeyini karşılar duruma geldi.
* Araştırma görevlilerinin aylıklarındaki düşüklük üniversite öğretim üyeliğinin bu doğal kaynağını kurutmaktadır. Mevcut öğretim üyeleri de, istifa ederek veya erken emekli olarak, daha iyi olanaklar sunan vakıf üniversitelerine ve yurtdışına gitmektedir...
* Vakıf üniversiteleri devlet katkısıyla ayrıcalıklı konuma getirilirken, devlet üniversiteleri giderek köhneleşen bir yapıya bürünüyorlar...
Rektörler, son 20 yılda yükseköğretimdeki okullaşma oranının yüzde 6'dan yüzde 16'sı örgün olmak üzere açıköğretim dahil yüzde 25 yükseldiğine de dikkat çekerek, üniversite sayısı 19'dan 53'e çıktı ama, bütçeden ayrılan pay artacağına hep azaldı dediler...
Üniversiteye, bilime, bilim adamına hak ettiği değeri vermek, Başbakan'a onur, ülkeyede parlak bir gelecek kazandırır. Ecevit, sanırım hocaları dinlerken hep bunları düşündü. Eminim gereğini de en kısa zamanda yerine getirecektir...