Eğitimin çok sorunu var. A’dan Z’ye değişmesi gerekir.
Hem de sadece ilk ve ortaöğretimi değil, üniversiteler ve YÖK’ü de içine alacak şekilde!
Bu çerçevede, Temel Eğitim Kanunu’ndaki hedefler bir kez daha hatırlanmalı ve belki de yeni bir anayasa gibi yeni bir Temel Eğitim Yasası tartışmaya açılmalıdır.
Çünkü MEB ve YÖK, çocuklarımızın ve çağın çok gerisinde kaldı!
Nasıl bir reform?
Osmanlıca ve Arapça dersler koyarak reform olmaz!
Haftada 24 saat İngilizce dersi varken öğretemediğiniz yabancı dilleri, haftada iki saatlik seçmeli derslerle öğretemezsiniz.
Gerekli olup olmadığı bir yana, üniversitede öğretemediğiniz Osmanlıca ve Arapçayı ilk ve ortaokullarda kimlerle ve nasıl öğreteceksiniz?
Yeni dönemde, böyle, niyeti ve geleceği belli olmayan popülist projeler yerine, daha önce başlanıp, adeta ortada bırakılan Bilişim Sınıfları, FATİH, Bilim dersleri gibi bizi çağdaş teknolojilerle ve 2023 vizyonuyla buluşturacak ciddi açılımlar gerekiyor.
Hükümet programı yazılırken umarız tüm bu detaylar düşünülür.
Ha bu arada, bakanlıklar ayrılırken umarız Bilim Bakanlığı da müstakil hale getirilir.
Çok önemli bir adım olmasına rağmen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın altında hak ettiği değeri bulamadı, kayboldu gitti!..
Temel felsefesi?
Bir ülke için en önemli unsurlardan biri de iyi bir yurttaş yetiştirmektir.
Ve bu da eğitimin asli görevi ama MEB’in bunu başardığını söylemek hayalcilik olur.
Çağa ayak uyduran, soran sorgulayan, milli ve manevi değerlerle donanmış, sorun yaratan değil sorun çözen, seven, sevilen, hoşgörülü nesiller yetiştirme konusunda dünden bugüne ne kadar başarılı olduk?
Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki idealist nesillerden eser kalmadı!
Bu konunun enine boyuna bir kez daha sorgulanmasında sonsuz yarar var.
Ak Parti, maalesef eğitimde yeterince başarılı olamadı.
Büyük yatırımlar gerçekleşti. Sayısal olarak neredeyse hemen her şey katlanarak büyüdü. Ama eğitimin ruhunu kaybettik!
Bunu kendileri de biliyor ve arayış içerisindeler.
10 yılda 5 bakan değişikliği, biraz da bu arayışın bir parçasıydı.
Umarız bu kez, eğitimi bilen, eğitimin sorunlarına vakıf, vizyoner bir bakan gelir.
Ülkemizin böyle bir Milli Eğitim Bakanı’na fazlasıyla ihtiyacı var!..
Bugüne kadar Tayyip Bey ne istediyse, ne hedef koyduysa, neredeyse hep tam tersi yapıldı ya da çok zaman kaybedildi. Bakalım yeni dönemde Davutoğlu’nun eğitimci kişiliği neyi, ne kadar değiştirecek!..
YÖK hani kalkacaktı?
Kurulduğu ilk günden bugüne çok yakından takip ettiğim YÖK, 34 yılı geride bırakıp, 35. yılına girdi.
İlk günden bugüne hep tartışıldı.
12 Eylül kafasıyla hazırlandı ve kaldırılacak denildikçe, daha da güçlendi.
İhsan Doğramacı, Mehmet Sağlam, Kemal Gürüz, Yusuf Ziya Özcan, Gökhan Çetinsaya ve şimdi de Yekta Saraç, hepsi de Ali kıran baş kesen oldu. Özgürlükler artacak dedikçe, her defasında daha daraldı.
Eğer ille de bir anayasal değişikliğe gidilecek ve bir eğitim reformu yapılacaksa, YÖK kesinlikle unutulmamalıdır.
Kurulduğunda 19 üniversite vardı, şimdi 200’e yaklaştı.
Yasa ve kurum hem kendine, hem üniversitelere hem Türkiye’ye artık dar ve itici geliyor.
Her ne kadar yenilense de ancak CHP kadar kendini yenileyebiliyor. Yani ne ise hep o olarak kalıyor!
Özetin özeti: 2023 vizyonu çerçevesinde bir eğitim reformu şart ve bakalım bu, bu kez gerçekleşebilecek mi?..