Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, kendi talimatıyla başlatılan FATİH projesini anlatırken “Her ne kadar bazıları FATİH adıyla dalgasını geçiyorsa da, bu proje hakkıyla icra edildiğinde onlara gerekli tokadı atacaktır” dedi.
Tokadı yiyecekler kimler bilmiyoruz ama eğitim ve tokat kelimelerinin bir arada telaffuz edilmesi hiç yakışık değil.
Kaldı ki böylesi önemli bir projeye, aklı başında kim hayır der ki! Ama, eğitimin ve bilimin temeli sorgulamaya dayanır. Eğer bir proje ya da fikir sorgusuz sualsiz kabul ediliyor ve gözü kapalı destekleniyorsa, asıl ondan korkmak gerekir. Yoksa yapıcı eleştirilerden değil...
Proje ile ilgili değerlendirmeye geçmeden önce, medyadaki algılaması nasıl olmuş ona bir göz atalım.
Bazı gazeteler bu önemli projeyi garip bir şekilde hiç görmemiş, bazıları da gaza gelip ayakları yerden kesilmiş.
Aslına bakılırsa ne hiç ciddiye alınmayacak kadar sıradan bir proje ne de Fatih’in İstanbul’u fethi gibi eğitime çağ atlatacak bir girişim...
Şu anda da zaten fazlasıyla okulda uygulanıyor.
Dünyada ise farklı şekillerde tartışılmaya devam ediyor. Çünkü ne akıllı tahtalar ne de bilgisayar kesinlikle öğretmenin yerine geçemez.
Pedagojik olarak bakıldığında ise çocuklarımızın gelişimi eğitim ve öğretim gibi iki ayaklı bir süreçten geçer. Öğretim yani bilgilenme nerede olsa yapılır. Teknolojinin katkısı da büyüktür. Ama eğitim yani terbiye, yani sosyal gelişim, yani birlikte yaşama kültürünü, ne akıllı tahtalar verebilir ne de bilgisayarlar.
Teknoloji, eğitim ve öğretimin gelişmesine katkıda bulunan sadece bir araçtır. O kadar. Yok eğer FATİH projesiyle, gaza gelip atılan başlıklara bakılırsa bu ancak ve ancak hayal kırıklığı yaratır.
Aynı üçlü, yani Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ve Ulaştırma Bakanı, üç yıl önce de bilişim sınıflarının açılışında aynı sözleri söylemişlerdi.

Peki o proje şimdi ne oldu?
Yazılıma, alınan bilgisayarlara, harcanan milyar dolarlara, açılan sınıflara, atanan öğretmenlere ve en önemlisi de Bilişim Teknolojisi dersine ne oldu?
Başbakan Erdoğan, eğitimde kayıp yılları geri alacağız diyor. Haklısınız, hem de çok haklısınız. Peki ama son 8 yıldır siz iktidarda değil misiniz?
Geniş bir anket yaptırın ve sorun:
Öğretmeni, öğrencisi ve velisi eğitimden ne kadar memnun?
Değişen ne oldu?
Kısacası son 8 yıl, eğitimde bir çağ atlama dönemi mi oldu yoksa sizin de altını çizdiğiniz gibi kayıp yıllar mı?..
Ekonomideki, dış politikadaki, sağlıktaki performansınızın ne kadarını eğitimde gerçekleştirebildiniz?..
Bazı gazeteler olayı öylesine abartmış ki, projeye yarardan çok zarar verecekler. Yüksek beklenti yaratıp, arkası gelmeyince, yapılanlar da görülmüyor.
Bu 8 yıllık temel eğitimde de böyle oldu, SBS’de de, BT sınıflarında da...
Kitapsız eğitim devri başlıyor diye manşetler var. Yıllar önce de bir bakan çantasız, ödevsiz eğitim devrimi başlatmıştı. Tam bir fiyasko oldu.
Oysa projenin özü bu değil. Belki de olağandan farklı boyutlara gösterildiği için herkes bir yerlere çekiyor. Bu da projeye zarar veriyor.
Sayın Başbakan, FATİH’i eleştirenlere, daha doğrusu katkıda bulunmak isteyenlere, tokat atılmasını düşünmeden önce isterse partisinin Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’le de bir görüşse ve aşağıdaki noktaya nasıl gelindiğini sorsa ne iyi olur.

İşte bir önceki proje!
“Biz, yeni haftalık ders programına göre 4 ve 5. sınıflarda 2’şer saat dersleri ellerinden alınan Bilişim Teknolojileri öğretmenleriyiz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın teknolojiyi yakından takip etme ve eğitimde teknolojiden üst düzeyde yararlanma projesi kapsamında öncelikle dersimiz tüm sınıflarda 2 saatten tek saate düştü. Ardından dersimiz seçmeli dersler kapsamına alındı ve en sonunda da 4 ve 5. sınıflarda haftada 2 saat olan dersimiz kaldırıldı ve bizlere sadece seçmeli olarak 6, 7 ve 8. sınıflarda haftada birer saat ders kalmıştır. Eğitimde teknolojiden yararlanmak ile bilişim teknolojileri derslerinin ders saatinin düşürülmesi ters orantılı olmakla birlikte vahim bir durum değil midir?..”
Özetin özeti: Eğitim sistemimizin tepeden tırnağa kurtarıcılara ihtiyacı var ama sanal ve eli sopalı olanlarına değil!.. Bu arada tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü canı gönülden kutluyoruz...