Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abbas GÜÇLÜ

İKİ türlü gazeteci var. Birinci grupta, suya sabuna dokunmayıp, gazeteciliğin keyfini sürenler, ikinci grupta ise gazeteciliğin gereğini yerine getirdikleri için hep eleştirilenler bulunuyor.
Methiye düzücüler açısından sorun yok. Onlar için gelen ağam, giden paşam. Arada bir meslektaşlar tarafından eleştirilseler de, şen kahkahalarına, ağdalı yazılarına, vazgeçilmez sohbetlerine her zaman müşteri buluyorlar.
Gazetecilik yapma iddiasında olanlar ise ne İsa'ya, ne de Musa'ya yaranıyorlar. Herkes onlardan şikayetçidir. Hatta hakkını savundukları bile. Zamanla, hep onların haklı çıktıkları görülse de, dün dünde kalmıştır...
Rauf Tamer, dün bu konuda müthiş bir yazı yazdı. Gazetecilerin yalnızlığı daha güzel ifade edilemezdi.
İşte "Bize dair" başlıklı yazısından bazı bölümler:
"Basında öyle güzel makaleler çıkıyor ki... siyasetçiler sırf bunları okusalar, dinleseler doğruyu hemen bulurlar.
Siyaset... ekonomi... dış politika... eğitim...
Aşağı yukarı her konuda çok iyi gözlemler, harika incelemeler ve çarpıcı öneriler var...
Okuyup da bir şey öğrenmemek mümkün değil.
Güzel yazıyorlar, tane tane anlatıyorlar, yol gösteriyorlar... Tenkitleri gayet insaflı, takdirleri gayet ölçülüdür.
Ama Ankara okumuyor.
Okusa da umursamıyor. Başkalarından fikir almayı içine sindiremiyor.
Bugün medyada uzmanlar ordusu var... Her konuda çok güzel, çok değişik fikirler, çok mantıklı yorumlar ve zeka dolu eleştiriler çıkıyor...
Söyleyin bakalım, Meclis içindeki 550 kişi mi iyi tutuyor halkın nabzını, yoksa bu dediğim arkadaşlar mı?
Sokaktaki adamı, kim daha iyi tanıyor? Ülkenin tansiyonunu, kim daha iyi biliyor? Onlar mı, bizimkiler mi?..
Büyük devlet adamları bunlar. Burunlarından kıl aldırtmazlar. Halkına nasıl tepeden bakıyorlarsa, yazar çizer takımına da öyle tepeden bakarlar.
Eleştiriye hiç tahammülleri yok... Sadece övgü beklerler...Ama her gün övseniz de tatmin olmazlar...
Onlar kendilerine yazar - çizer değil tebaa arıyorlar. Tabiyete girmeyenleri de karşı kamptan zannediyorlar...
Zavallı siyaset, felaketleri önceden sezinleyemeyecek kadar kör, sezinlese bile hemen teslimiyeti geçip demokrasiye ihanet edecek kadar nankör."
Zavallı olan sadece siyaset olsa iyi. Ya, kendilerine değişik misyonlar biçip, hayal dünyası satanlara, hoşgörüyü kendi tekellerinde sanıp, aksini düşünenleri ihbar edenlere ne demeli?..
Bu arada Cumhurbaşkanı Demirel, gazeteci ve yazarlardan çok başka kesimlerin temsilciliğini yapan Gazeteci ve Yazarlar Vakfı'nın bu akşamki törenine katılacak mı, çok merak ediyorum!..

Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr