Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ŞU günlerde telefonumuz en çok "Hangi okul daha iyi?" sorusu için çalıyor. Ana okulu arayanlaradan, üniversite seçimine kadar hemen herkesin kafası karışık. Hangi gelir grubunda ve hani eğitim düzeyinde olursa olsun anne, babaların en büyük özlemi çocuklarını daha iyi okullarda okutabilmek. Ama istemekle de olmuyor...
Bu konuda objektif kriter bulunmadığı için, karar vermek gerçekten çok zor. Hangi okula giderseniz gidin, en iyi okul kendileri. Ama gelin görün ki, söylenenlerle gerçekler birbirinden çok farklı...
Bana göre, özellikle ilköğretim çağında, en iyi okul, en yakındaki okuldur... Okulları, eğitim düzeyleri ve sosyal olanakları açısından A, B, C gruplarına ayırdığınızda, hangi bölgeye giderseniz gidin değişen bir şey yok. Bir başka bölgedeki en iyi okul, en yakındaki en iyi okuldan daha iyi değil. Örneğin üniversiteleri ele alalım. Ankara'da olanlar için ODTÜ iyi bir tercih. Ama İstanbul'da olanlar için de İTÜ aynı derecede iyi bir tercih.
Robert, GS, İstanbul Erkek gibi yüzlerce yıllık geleneğe sahip okullar elbette önemli. Ama onlara girmek de öylesine şansa bağlı ki... Bir soru eksik yaptığınızda girme şansınız bir anda yok oluyor. Üstelik, Almanca ve Fransızca eğitim yapan okullar için bunca yarış niye, yine anlamak mümkün değil.
İngilizce artık olmazsa, olmaz kural. Fransızca ve Almanca mutlaka ikinci dil olacak. O halde ikinci bir dil olarak kalacak Almanca ve Fransızca için onca yıl niye kaybedilsin...
8 yıldan sonra ilköğretim okulları daha fazla önem kazandı. 8. sınıftan sonra hem yaş itibarıyla, hem de üniversite yarışı nedeniyle yabancı dilin öğrenilmesi daha güç olacağı için, okul seçiminde bu konuya özellikle dikkat edilmesi gerekiyor.
Anlayacağınız hem okul, hem de meslek seçiminde "müşteri memnuniyeti" olarak nitelendirilen tatminkar sonuç çok önemli. Seçimlerde en önemli kıstas, mutlu bir öğrencilik dönemi ve ardından mutlu bir meslek yaşamı. Bu olanakları size hangi okul sağlıyorsa, işte en iyi okul o. Bu okulları da hiç uzaklarda aramayın mutlaka yanıbaşınızda böyle bir okul vardır...

Önceki gün gerçekleşen Yılmaz - Baykal zirvesinde uzlaşılan konulardan biri de özel okul harcamalarının vergiden düşürülmesi. Ama açıklık yok. Yıllardır eğitim kurumlarını bir kazanç kapısı olarak gören Maliye'nin bu işe sıcak bakması çok zor. Ayrıca, vergi indirimi yerine eğitim harcamalarının vergi dışı bırakılması da yeni rahatsızlıklara neden olur. Bu konuda kesin karar verilmeden önce iyi düşünülmesinde sonusuz yarar var...

Milli Eğitim Bakanlığı'nın lise 1'de iki yıl üst üste kalanları, anında kapı önüne koyduğunu şu günlerde özellikle hatırlatmak istiyorum. Sevgili öğrenciler ne olur biraz daha fazla çalışın! Sevgili öğretmenler siz de öğrencilerinizin öğrenim hayatlarını noktalayacak kararı verirken ne olur biraz daha duyarlı olun!




Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr