Tercih aşamasında bize en çok yöneltilen sorulardan biri de "Hangi üniversiteyi ve hangi mesleği seçelim?" şeklinde. İlk on bine girenler de bu durumda, 250 bininci sırada olan da...
Karar vermede zorlanmaları çok doğal. Çünkü yaşamlarının bundan sonraki bölümü, hazırlayacakları tercih listesine bağlı. Hayattaki en önemli iki karardan ilki eş seçimiyse, ikincisi meslek seçimi derler. Hatta kimilerine göre meslek seçimi, eş seçiminden daha da önemli. O halde yapılacak olan öncelikle meslek seçimi, ardından da bu konuda eldeki puana en uygun fakülteyi seçmek. En iyi fakülteyi demiyorum, çünkü istemekle olmuyor. Puanın da yetmesi gerekiyor.
Meslek seçimi konusunda öncelik yine ilgi, yetenek ve sevgi doğrultusunda olmalıdır. Bir ömür boyu yaşam tarzı olarak seçilen mesleğin her şeyden önce sevilmesi gerekiyor. Eğer bu konuda hala kararsızsanız, en azından sağlık, mühendislik, ekonomi, sosyal bilimler, öğretmenlik, fen bilimleri, sanat, hukuk, medya gibi sektörel bir alana yönelmekte yarar var. Bu arada şu soruları da sürekli kendinize sorun: Devlette mi, yoksa özelde mi çalışacağım? Maaşlı bir iş mi, yoksa kendi işim mi? Büro mu yoksa açık hava mı?
Üniversite konusunda ise ilgili puan türünde ilk 10 bine giriyorsanız Ankara, İstanbul, İzmir'i; ikinci on bine giriyorsanız Eskişehir, Bursa, Adana, Koacaeli, Gaziantep, Adapazarı, Erzurum, Samsun, Konya, Antalya'yı; 30 bindeyseniz evnize en yakın diğer kentleri seçebilirsiniz. 50 binden sonrakilerin şansı yok demiyorum ama kazanmaları çok zor. Bir yere girseler bile gözleri hep dışarıda olacak.
Vakıflara gelince, her biri farklı bir çabanın içinde. Çok ciddi olanı da var. Ne olacağı belli olmayanı da. Ama eğer paranız varsa, açıkta kalmanıza değmez. Birine girin, bitirin hiç olmazsa elinizde bir diplomanız olsun!..
Ayrıca tercihlerinizi mutlaka 05'le çarpılacak bölümlere yoğunlaştırın, 02'lerde şansınız gerçekten çok zor...