Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KPSS’de Eğitim Bilimleri Sınavı iptal oldu. KPSS’nin diğer bölümleri ile ALES, KPSS, TUS, LGS, SBS gibi öteki sınavlar hakkında da soruşturma sürüyor.
Daha önce de defalarca yazdık. Hangi karar alınırsa alınsın kimseyi memnun etmeyecekti. Nitekim öyle de oldu.
Ama bu noktada gelen eleştirilere baktığımızda, her zaman olduğu gibi günah keçisi yine medya oldu.
YÖK ve ÖSYM’nin laçkalığına, hırsızların gözü doymazlığına, MEB’in duyarsızlığına kızan yok. Neredeyse herkes medyaya kızıyor. Oysa medya sadece bir ayna. Olup bitenleri yansıtıyor o kadar. Dahası medyada diğer kurumlar gibi “tüm bu iddialar kazanamayanların hezeyanı” diye gelişmelere seyirci kalsaydı, bu soruşturmaların hiçbiri açılmazdı. Hırsızlar da milyonlarca gencin hayalini çalmaya devam ederdi...
Ama bakıyorsunuz hırsızlara kızan da eleştiri yapan da!
Bu durum bana Nasreddin Hoca hikâyesini hatırlattı.
Evi soyulduğunda konu komşu gelip hep hocayı eleştirmiş. Kimi neden daha sağlam kilit takmadığını söylemiş, kimi de neden kapıyı pencereyi açık bıraktığını sorgulamış
Sonunda eleştiriler öylesine artmış ki, Hoca’nın tepesi atmış:
Peki, hırsızın hiç mi kabahati yok, tüm suç benim mi?
Şimdi medya olarak bu noktadayız.
Kimi, niye sürekli yazıyorsunuz diye kızıyor, kimi niye iptal edilmesini istiyorsunuz diye bozuluyor, kimi de tam tersi, niye sınavın tümünün iptali için daha fazla gayret göstermiyorsunuz diye fırçalıyor.
Oysa medya sadece olup bitenleri izliyor.
Denetleme kurullarının, yargının, siyasilerin, eğitim sendikalarının raporlarını ve görüşlerini ortaya koyuyor, o kadar.
Ne bir fazlası var ne de eksiği.
Eğitim camiası olarak öğretmeniyle, öğrencisiyle, velisiyle, bizler değil miydik, medyanın eğitim sorunlarına karşı sergilediği duyarsızlığa kızan... Şimdi ne oldu da hırsızlığın üzerine gidilmesine bu kadar kızılıyor, gerçekten anlamak mümkün değil.
Evet, gerçekten de milyonlarca gencimiz çok zor günler geçiriyor. Onların çektiği çileleri yakından biliyor ve sık sık da dile getiriyorum.
Yıllarca çok zorlu sınavlardan geçtiler, en iyi okullara girdiler, en iyi derecelerle mezun olup, KPSS ve benzeri sınavlarda da en yüksek puanları aldılar.
Peki, toplum olarak onlara verdiğimiz ödül ne oldu?
İşsizlik ve hırsızların çaldığı sorular yüzünden katmerli moral bozukluğu...
Şimdi onlardan bazıları oturup bu bir dizi yanlışa kızacağına medyaya kızıyor.
Sanki onları işsizliğe mahkûm eden medya!
Sanki ellerinde öğretmen, mühendis, hukukçu diploması olmasına rağmen onları yeniden sınava zorunlu kılan medya!
Sanki onları yeterince kadro vermeyerek KPSS’de Türkiye birincisi olsa da işsizliğe mahkûm eden medya!
Sanki soruların çalınmasına göz yumarak, gençlerin hayallerinin çalınmasına seyirci kalan, onlara aylarca eziyetin bin türlüsünü çektiren de medya!
Eğri oturalım, doğru konuşalım. İyi ki medya var.
Eğer radyosuyla, televizyonuyla, gazetesi ve dergileri ile medya olmasaydı, bugün bu noktaya gelinmezdi. Hırsızlar da her yıl giderek artan bir şekilde, çocuklarımızın, gençlerimizin, doktorlarımızın, mühendislerimizin, öğretmenlerimizin geleceklerini çalmaya devam ederlerdi.
İşte bu noktada hırsızlara kızmak yerine, medyaya kızmanın mantığını anlamak çok zor.
Peki, o zaman bu konudaki gelişmeleri hiç yazmayalım, hiç sorgulamayalım ve hiçbir şekilde de takipçisi olmayalım.
Peki, bundan kim kazançlı çıkar?
Bunun enine boyuna bir kez daha düşünülmesinde yarar var.
En çok eleştirilen konu da şu:
Neden hırsızlar bulunup ayıklanmadı da sınavın tümü ya da bir bölümü iptal edildi?
Bu konu yargının işi... Yapılan soruşturmanın boyutları yakında açıklanır. Ama görünen o ki onlarca, yüzlerce değil belki de binlerce, on binlerce hırsız söz konusu.
Ve yine görünen o ki, soruların çalınması tek elden değil, çok elden gerçekleşmiş. Yani çok farklı zincirler söz konusu ve ucu nerelere kadar gidiyor belli değil.
Örneğin aileden birine soru gönderilmiş, o da konu komşu, akraba kim varsa onlara servis yapmış.
Bunları tek tek araştırmak aylar, belki de yıllarca sürecek.
Kaldı ki sadece KPSS değil diğer sınavların da sızdırıldığı iddia ediliyor. Üstelik yıllardır.
Adı üstünde iddia, niye yazılıyor ki diyenler de var. KPSS ile ilgili iddialar yazıldığında da aynı laflar edilmişti. Hem de en yetkili ağızlardan. Ve gelinen nokta ortada.
Özetin özeti: Bugün hırsızlığa, haksızlığa ve adaletsizliğe seyirci kalanlar da yarın bu konularda mağdur olabilirler!..