Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Erdoğan ile kendi hükümetindeki Milli Eğitim Bakanları arasında sık sık görüş ayrılıkları yaşanıyor. Örneğin Erdoğan, sınavları bir “garabet”e benzetip, kaldırılmasını isterken dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Anadolu liselerine girişteki sınav sayısını birden üçe çıkartmıştı.
Şimdi ise Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, KPSS’nin öğretmen seçiminde yetersiz olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini sık sık vurgularken, Başbakan Erdoğan’ın KPSS’de başarısız olanları niteliksiz olarak göstermesi, hem hükümet içindeki çelişkileri ortaya koydu, hem de öğretmenlerin tepkisine neden oldu.
Bu konuda gelen çok sayıda mailden birini sizinle paylaşmadan önce, artık sorularının çalındığı su götürmez bir şekilde ortaya çıkan KPSS ile ilgili bir kaç ayrıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum.
KPSS bir sıralama sınavı yani bir başarı sınavı değil. Örneğin önceki yıl KPSS’de Türkiye birincisi olan Fizik öğretmeni, o atama döneminde hiç Fizik öğretmeni alınmadığı için açıkta kalmış, onun yarısı kadar puanı olanlar ise okul öncesine çok sayıda öğretmen alındığı için atanmışlardı. Dolayısı ile öğretmen olarak atananlar başarılı, atanmayanlar başarısız gibi bir değerlendirme kesinlik doğru değildir. Kaldı ki Müzik ve Beden Eğitimi öğretmenlerine bile Matematik sorusu sorulacak kadar saçma sapan bir seçme sınavı KPSS!
Son sınavda, genel yetenek sorusu olarak da Avrupa Merkez Bankası Başkanı’nın adı sorulmuştu! Ne alakaysa!
Şimdi gelin, atanamadığı için Başbakan Erdoğan tarafından niteliksiz olarak gösterilen öğretmenlerden gelen maillerden birini hep birlikte okuyalım:

“Başbakan’a kırgınım”
“Öğretmen Lisesi çıkışlı, ODTÜ mezunu, eğitimin bir kısmını Avrupa’da almış, daha sonra Avrupa’daki okullarda çalışmış 3 dil bilen bir ilköğretim matematik öğretmeniyim.
Üniversitemde aldığım bütün dersleri, üstün başarı ile tamamladım. Bu zamana kadar öğrencilerime Matematik dersini severek öğrettim ve bunda da başarılı oldum.
KPSS’nin benim nitelikli bir öğretmen olup olmadığıma karar verdiğine inanmıyorum ve buna şiddetle karşı çıkıyorum.
Başbakanın bir televizyon programında KPSS’den 70- 80 altı alan öğretmenleri NİTELİKSİZ öğretmen olarak tanımlaması, çok ağrıma gitti. Kendi Milli Eğitim Bakanı bile KPSS’nin bir ölçüt olmadığını vurgularken, Başbakanın bizi bu ölçütle NİTELİKSİZ diye değerlendirmesi, hiç hoş olmayan bir durum. Üstelik KPSS’den 90 alıp atanamayan bir Fizik öğretmeni “Niteliksiz” oluyor ama Okul Öncesi ya da Psikoloji ve Danışmanlık bölümlerinden 50 alan bir öğretmen “nitelikli” olup atanıyor.
Tabii şöyle bir durum da var:
KPSS’den 7080 alan bir öğretmeni atamayıp onun yerine pedolojik formasyonu bile olmayan birisini ücretli öğretmen olarak da çalıştırabiliyorlar.
2 yıldır öğretmenlik yapıyorum ve mesleğimi öğrencilerimi inanılmaz derecede seviyorum ve artık bize hak ettiğimiz gibi davranılmasını bütün öğretmenler adına istiyorum.
Lütfen Başbakanın “niteliksiz” öğretmenler diye tanımladığı öğretmenlerin, bu konuda çok rahatsız olduğunu dile getirin. Hiçbir şeyin bizleri yıldırmasını istemiyorum ama bazen dayanacak gücümüz kalmıyor...”

Haberin Devamı

KPSS’de dananın kuyruğu pazartesi günü kopuyor!
Biz üzerimize düşeni yaptık. Umarız birileri de Başbakan Erdoğan’a şu KPSS gerçeğini anlatır!
KPSS ile ilgili denetleme kurulu raporları Başbakanlığa sunulmuş, pazartesi günü nihai karar verilecekmiş. Niye şimdi değil de pazartesi günü ve niye Milli Eğitim Bakanı, YÖK ve ÖSYM başkanları değil de başbakan?
Umarız bu sorunun cevabı da pazartesi günü verilir ve umarız, yüz binlerce öğretmenin dört gözle bekledi karar, referandum nedeni ile geciktirilmiyordur!
Ve yine umarız referandum sonuçlarının curcunası içerisinde KPSS skandalı ve atamalar unutulmaz!
Ankara’da çok şeyler oluyor ama anlayana aşkolsun...
ÖSYM’de olup bitenleri düne kadar sadece izleyenler, teşkilat yasasını çıkartmayanlar, şimdi nasıl da zeytinyağı gibi üste çıktılar şaşmamak elde değil. Yeni ÖSYM yasasına yönelik düzenlemelerin hemen şimdi gerçekleşmesi de çok manidar!
Güdümlü bir YÖK’ten sonra güdümlü bir ÖSYM! Oh ne ala!
Özetin özeti: Eğitimde o kadar çok küskün yaratıldı ki yeter artık!