Eğitim Reformu Girişimi (ERG) yine çarpıcı bir araştırmayla dikkatleri üzerine çekti. Araştırma sonuçlarını, mevsimlik işçilerin yollara düştüğü şu günlerde, özellikle dikkate almalıyız. Çünkü bölgeler arası eğitim seviyesinin çok farklı boyutlara ulaşmasında, köyünden, kentinden başka bölgelere göç eden mevsimlik işçilerin çok önemli etkisi bulunuyor.
Mevsimlik işçiler eskiden sadece bazı bölgelere giderdi ve özellikle de Doğu ve Güneydoğu’dan giderlerdi. Oysa şu anda Türkiye’nin her yerinden her yerine mevsimlik işçi gidiyor ve çoğunluğunu da zorunlu eğitim çağındaki çocuklar oluşturuyor...
Ve giderek yaygınlaşan bu iç göçe çare bulunmadığı sürece de eğitimde taşların yerli yerine oturması mümkün değil!
Zengin-fakir ayrımı!
ERG’nin yayımladığı “Türkiye Eğitim Sisteminde Eşitlik ve Akademik Başarı” başlıklı araştırma raporu, Türkiye’de akademik başarının, öğrencinin sosyoekonomik durumundan önemli ölçüde etkilendiğine, sosyoekonomik durumu iyi olmayan öğrencilerin okullulaşma ve yüksek akademik başarı olasılıklarının da düşük olduğuna dikkat çekiyor.
ERG, eğitimde bölgeler arası ve sosyoekonomik eşitsizlikleri en aza indirmek için önemli politika önerileri sunuyor:
Çocuklar arasındaki eşitsizlikleri azaltma potansiyeli yüksek olan erken çocukluk eğitiminin tüm çocuklar için ücretsiz ve zorunlu hale gelmesi;
Okula erişim, devam ve mezuniyet konularında farklı kişisel ve/veya ailesel özellikleri nedeniyle sorun yaşayan dezavantajlı grupların hedef alınarak okullulaşmanın teşvik edilmesi;
Tüm okul ve program türlerinde verilen eğitimin kalitesini yukarı çekecek öğretmen dağılımı ve kalitesi, eğitimin içeriği ve eğitim ortamları gibi kilit konularda bütüncül politikalar geliştirilmesi;
Ortaöğretimde sosyoekonomik durum ve akademik başarı arasındaki kuvvetli ilişkinin şartlı eğitim yardımları ve taşımalı eğitim gibi farklı sosyal politika müdahaleleriyle azaltılmaya devam edilmesi;
Eğitim yatırımlarının öncelikli olarak dezavantajlı öğrenciler olmak üzere, tüm öğrencilerin eğitim kazanımlarının daha kaliteli hale getirilmesi için akılcı biçimde planlanması.
Pozitif ayrımcılık
ERG Direktörü Batuhan Aydagül raporla ilgili değerlendirmelerde bulunurken çok önemli ayrıntılara da dikkat çekti:
“Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumlarının politikalarını geliştirirken kız çocuklara, kırsalda yaşayan çocuklara, yoksul çocuklara, çalışan çocuklara, özel gereksinimli çocuklara ve diğer risk altındaki çocuklara azami özen göstermesini bekliyoruz...”
Aydagül’ün dilek ve temennilerine katılmamak mümkün değil. Çünkü bazı çocuklara yönelik pozitif ayrımcılığın özellikle artırılması gerekiyor. Yoksa, eğitimdeki dengeler altüst oluyor.
MEB, mevsimlik işçiler için ne düşünüyor bilmiyoruz ama eminiz ki eğer isterse çok şeyler yapabilir. Örneğin, onların yoğun olduğu bölgelerde eğitimlerine devam edebilmelerine olanak sağlayacak altyapılar oluşturabilir.
Önceki gün Yozgat’ta giderken, yolda, pancar çapalamaya gelen mevsimlik işçiler için yapılmış çadır kentler gördük. Devlet yapmış ve başka bölgelerde de varmış. İşte o çadır kentlere de tıpkı Suriyelilerin ve depremzedelerin çadır kentlerine olduğu gibi gezici okullar kurulamaz mı?
Özetin özeti: Her çocuğumuz bizim için çok önemliyse, onların eğitimi de önemli olmalıdır!..