Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


YÖK ve ÖSYM başkanlarının ertelemeye karşı çıkma gerekçeleri oldukça ilginç. Olaya hep kendi açılarından bakıyorlar. Milyonlarca veli ve öğrencinin işkence çektiği şu günlerde, gönül isterdiki YÖK ve ÖSYM, hafta içi, hafta sonu demeden sabahlara kadar çalışıp öğrencileri rahatlatsın. Ne gezer! Tam devlet dairesi. Akşam 17.30'dan sonra kimseyi bulmak mümkün değil. Hafta sonları çalışanlar ise birkaç kişiden öteye geçmiyor. Olayı daha iyi değerlendirebilme açısından, öne sürülen mazeretlere ve gerçek duruma bir göz atalım:
Mazeret: Öğrenciler ÖSS puanlarını, okul ortalamalarını, kendi diploma notlarını biliyor. Dolayısıyla Ağırlıklı Orta Öğretim Başarı Puanı (AOÖBP)'nın açıklanmasına gerek yok. İsteyen kendisi hesaplayabilir.
Gerçek: Evet her öğrenci AOÖBP'nı kendisi hesaplayabilir. Bu doğru ama aldığı puana göre Türkiye genelinde hangi sırada, hangi yüzdelik dilimde? Esas önemli olan bu? Peki bu nasıl bulunacak?
Mazeret: Bu konuda bize gelen hiçbir şikayet yok.
Gerçek: Yüzbinlerce öğrenci çeşitli kanallardan hakkını arıyor. Bize gelen telefon, faks, e - mail'lerin haddi hesabı yok. YÖK, ÖSYM ve Başbakanlığın telefonları zaman zaman kilitlendiği halde, bize ulaşan hiçbir şikayet yok demek pişkilikten öte birşey değildir.
Mazeret: Erteleme mümkün değil. Çünkü öğretim takvimi altüst olur.
Gerçek: 10 günlük bir erteleme en fazla sonuçların iki hafta geç açıklanmasına neden olur. Bu da üniversitelerin sadece birinci sınıflarının derslere iki hafta geç başlaması demektir ki, bundan da hiç kimse rahatsızlık duymaz.
Mazeret: Diploma notları bilgisayara elle giriliyor ve sadece 20 kişi çalışıyor. Yetiştirmeleri mümkün değil.
Gerçek: Herşeyin bilgisayar ortamında gerçekleştiği bir ortamda bu garipliğin cezasını niye öğrenciler çeksin? Madem öyle, günde üç vardiya halinde çalışıp, 20 yerine 100 eleman görevlendirilse sonuçlar çok daha önce bitmez mi?
Mazeret: Okullardan hala diploma notları gelmedi. Postada gecikme var.
Gerçek: Postadaki gecikmenin, okullardaki beceriksiz yöneticilerin faturasını neden öğrenciler çeksin. Postadan sonuç bekleneceğine sayıları 50'yi aşmayan okullar tek tek aranarak sonuçlar faksla istenemez mi?
Mazeret: Korsan tercih büroları kuruldu. Ortalığı dersaneler ve onlar karıştırıyor.
Gerçek. Yeni sistem getirilirken, öğrencilerin dersaneye gitmelerine gerek kalmayacak deniliyordu. Oysa yaratılan kaos ortamı dersaneye olan bağımlığı çok daha fazla artırdı.
Mazeret: Geri adım atmak sisteme olan güveni sarsar. Sistemi tartışmalı hale getirir.
Gerçek: İki hafta içinde iki farklı sınav tarihi açıklandı. Demek ki YÖK sağlıklı karar alamıyor. Madem sistem bu kadar mükemmel, tartışılmasından neden korkuluyor?..
YÖK Başkanı Gürüz ile dün bir kez daha uzun uzun görüştük. Yanlışta ısrarlı. Öyle ki yarın toplanacak Genel Kurul'un alacağa kararı bile beklemiyor. Ben nasıl istersem öyle olur havasında. Ama bu arada zaman kazanmak için sık sık "Yargı organlarının ve yüce meclisin alacağı kararlara sonuna kadar saygılıyım" diyor. Umuyor ki, onların alacağı kararlar aylarca sürer, bu sürede de herşey unutulur gider. Haklısın Sayın Gürüz, bugüne kadar vatandaş hep böyle uyutuldu. Biraz da sen uyut!




Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr