Kaçan kaçanaAbbas GÜÇLÜTıpkı batık bankalar gibi devlet üniversitelerinin de içi boşaltılmaya devam ediyor. Ama nedense bu hiç kimsenin umurunda değil. Ne MGK ve Bakanlar Kurulu'nda ele alınıyor, ne de medyanın dikkatini çekiyor...
Çinli filozofun söylediği gibi eğitimin etkileri öyle hemen belli olmaz. Bazen on yıllar, bazen de yüzyıllar geçmesi gerekir. Akademik erozyon da, gözden ırak yavaş yavaş gerçekleşiyor ve faturası çok ağır olacak. Üniversitesi hasta olan bir toplumun diğer kurumlarının sağlıklı olmasını beklemek de fazla iyimserlik olur.
Üniversitelerin boşalmasına neden olan pek çok neden var. Yolsuzluk, partizanlık, usülsüzlük, kadrolaşma, torpil... Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim konu, hocaların kaçışı. Daha önce kolejler ve dersaneler, devletin yetiştirdiği iyi hocaları alıp gözde okulları çökertmişlerdi. Şimdi aynı senaryo yüksek öğrenimde gerçekleşiyor. Özel üniversiteler, hoca yetiştirme yerine hem akademik, hem de ekonomik kaos içindeki hocalara kancayı atıyorlar...
Vakıf üniversitelerinde halen 4 bin 248 öğretim üyesi var. Kaçını kendileri yetiştirdi? İşte o belli değil. Ama birkaç yüzü geçmez. Bunlar kadrolu olanlar. Bir de ücret karşılığı gidenler var ki, onlar da binlerle ifade ediliyor. Sadece Marmara Üniversitesi'nden Yeditepe'ye gidenlerin sayısı 400'e yakın...
Bir profesör devlet üniversitesinde bin dolar civarında maaş alıyor. Özellerde bu rakam üç, beş bin dolar arası değişiyor. On bin dolara kadar çıkanlar da var. Biri yer, diğeri bakar kıyamet ondan kopar derler ya, üniversitelerdeki durum aynen öyle. Çukurova Ünivesitesi'nden Doç. Dr. İbrahim Ortaş'ın imzaya açtığı bir metin şu günlerde elden ele dolaşıyor. İlginç yaklaşımlar var:
"Bilimi izleyebilmek ve üretebilmek için kitap almam, fotokopi çekmem, kongre ve sempozyumlara katılmam gerekiyor. Maaşım yetmediği için artık söz konusu faaliyetleri yürütemiyorum. Para kazanmanın yolları olan banka batırma işlelerini bilmem, hayali ihracattan anlamam, kara para aklamayı, uyuşturucudan para kazanmayı, hırsızlığı, çete kurmayı bilmem. Fiziki gücüm de yok. Et işinden, sahte fatura ve insan ticaretinden de hiç anlamam. Adam kandırmayı, başkasının sırtından para kazanmayı hiç beceremem, gururuma da yedirememem. Anlayacağınız normal yolların dışında para kazanmayı bilmem. Bilmediğim için de adım: Enayi, beceriksiz vs..."
Özetin özeti: Üniversitelerle ilgilenmek için zaman hala gelmedi mi?..