Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hayal etmek, büyük düşünmek, vizyoner olmak nedir?
Yarını göremeyenler, on yıl, yüz yıl, bin yıl sonrasını görebilirler mi?
Eğer hayatınızda büyük düşünmeye, hayal etmeye değer bir şeyler yoksa, siz ne kadar varsınız?
Büyük düşünmek, geleceğe yönelik büyük hayaller kurmak, sadece birilerinin ya da devletlerin imtiyazında mı?
Büyük düşünemeyen, büyük hayaller kuramayan mutlu olamaz mı?
Büyük düşünenler mutlu, küçük düşünenler mutsuz mu olacak?
Sizin için önemli olan düşünceler, büyük hayaller başkaları için de aynı anlama geliyor mu?
Büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak genetik bir özellik mi yoksa sonradan mı kazanılıyor?

Eğitim köreltiyor mu?
Eğitim sistemimiz, büyük düşünmeyi, büyük hayaller kurmaya öğretiyor, destekliyor ve önümüzü mü açıyor yoksa köreltiyor mu?
Peki ya aileler ve devlet?..
Mezun ya da emekli olup gidildiğinde veya hayata veda edildiğinde, on, yüz ya da bin yıl sonra hatırlananlar, büyük düşünenler, büyük hayal kuranlar mı olacak yoksa sevgiyle anılanlar mı?
Büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak ve onları hayata geçirmek için ille de büyük adam mı olmak gerekiyor?
Çok daha önemlisi, büyük projeler için her şey mubah mı?
Yani büyük düşünüyor, büyük hayaller kuruyor ve büyük oynuyorsanız, ufak ayrıntıların hiç mi önemi yok?..
Büyüklük sadece hayal, düşünce, icraat, güç ve yaptırımla mı sınırlı yoksa içinde sevgiden saygıya, maneviyattan çevreye etik değerler de barındırıyor mu?...
Benzeri soruları uzatıp gidebiliriz. Birileri buna felsefe yapma diye tepki gösterebilir. Kimileri de polemik yapıyorsun diyebilir. Ama gerçekten de üzerinde önemli durulması gereken bir konu. Ne olur siz de biraz kafa yorun!..

Sınırları var mı?
Büyük düşünmenin ve büyük hayallerin sınırları nerede başlıyor, nerede bitiyor?
Örneğin sizin için, Türkiye için, dünya için en büyük düşünce, en büyük hayal ne? Ya da icraatlar ne olabilir?
Elbette, zamana ve şartlara göre değişebilir.
Dünden bugüne baktığımızda, dünün büyük hayal ve büyük düşüncelerini, bugün demode bulanlar olabilir. Ama onlar olmasaydı bugüne gelinebilir miydi?..
Tamam, dünü dünde bırakıp, geleceğe bakalım. Gelecek on yıla, yüz yıla, bin yıla damgasını vuracak olan büyük düşünceler, büyük hayaller ne olabilir?..
Bari bu konuda kafa yorun!..

Kim daha değerli?
Ne yaparsak yapalım, bir süre sonra zaten unutulup gidecek diyenlere, belki de asıl büyük düşünenler onlar diye saygı duyup pes mi edelim yoksa yola devam mı diyelim?..
Duymuşsunuzdur, Bektaşi’ye neden bütün gün ağaç gölgesinde keyif yapıyorsun diye sormuşlar. Peki ne yapmalıyım demiş. Çalış, üret, kazan, büyü, daha büyü, herkes seni görsün, tanısın, saygı duysun, etkilensin diye bir dizi akıl vermişler. Peki, en sonunda ne olacak siz onu bana söyleyin demiş. Bütün gün keyif yaparsın dediklerinde, ben zaten şu anda onu yapıyorum diye kestirip atmış.
Evet bu da bir düşünce tarzı ve kimilerine göre büyük olan da o...
Bu konuda herkes herkesi eleştiriyor da peki doğru olan ne?..
Özetin özeti: 100 yıl sonra kaçımızı kaç kişi tanıyacak ya da yaptıklarımızı nasıl konuşacak?..