KKTC’yi yönetenler, her ne kadar ülkelerini bir eğitim adası olarak görmeseler de,KKTC çoktan bir eğitim adası oldu...
Türkiye, KKTC’ye yönelik olarak ta en başından beri çok fazla yanlış adımlar attı. Ama üniversiteler konusunda hep doğru olanı yaptı.
KKTC eğer bugün siyaseten olmasa bile, fiili olarak dünyanın dört tarafından tanınıyor ve öğrenci kabul ediyorsa bunu üniversitelerine borçludur.
Turizm ve kumarhaneler, kimilerine göre hâlâ adanın lokomotifi olarak algılansa da üniversitelerin olmadığı bir KKTC eminim ki onların da kâbusu olacaktır...
Kıbrıs Rum Kesimi’nin, KKTC’de imrendiği ve eziklik hissettiği konuların en başında üniversitelerin geldiğini de özellikle hatırlatmak isteriz...
Türkiye, sadece, adada yeni üniversitelerin açılmasını teşvik etmekle kalmadı, ODTÜ, İTÜ gibi marka üniversitelerimizi, gidip orada kampüs kurmaları konusunda görevlendirdi. İyi de yaptı. Çünkü bu üniversitelerimiz sayesinde çıta giderek daha da yükseliyor...
Nereden nereye?
10 yıl kadar önce, ODTÜ KKTC kampüsünün temel atma törenine geldiğimizde, bu Allah’ın dağında ne işiniz var, kim gelir buraya diyenler olmuştu. En büyük tepki de parayla diploma satacaklar diye Ankara ODTÜ’den ve mezunlarından gelmişti. Bu yüzden, ilk yıllar çok zor geçti. Sırasıyla Ural Hoca, Ahmet Hoca, Turgut Hoca’nın özverili ve bir o kadar da sabırlı mücadelesiyle, artık o yıllar çok gerilerde kaldı.
KKTC ODTÜ’ye her yıl olmasa da iki yılda bir geliyorum. Çok değişmiş. Ağaçlar büyümüş, beton ve bozkır havasından kurtulmuş. İnşaat azalmış, öğrenci artmış, en önemlisi de kendilerine güvenleri gelmiş. Artık, bırakın başkalarını, Ankara ODTÜ’nün altında ezilmiyorlar. Onlarla yarış halindeler. Hatta bazı konularda öne bile geçmişler...
Kuruluş amaçlarını da çoktan yerine getirmişler. Bundan sonrası için hedefleri çok daha büyük.
Dünya markası haline gelip yabancı öğrenci sayısını ve puanlarını çok daha yükseklere tırmandırmak istiyorlar. Sürdürülebilir enerji kaynakları ve kalkınma konusunda da bir hayli iddialılar...
Yeşil Beyinler
Dün, öğleye kadar jüri üyeliği yaptım. Şarkı, türkü, yemek, yetenek ya da güzellik yarışması değildi.
Enerji ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği konularında farkındalığı artırmak ve geliştirmek üzere, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik olarak gerçekleştirilen “Yılın Yeşil Beyinleri” Uluslararası Proje Yarışması’nın final heyecanına ortak olduk.
Dünyanın dört bir yanından öğrenciler ve birbirinden ilginç projeler vardı.
Öğrencilerin bazı hallerini görünce çok kızıyoruz ama böylelerini görünce de gurur duyuyoruz. İyi ki varlar ve iyi ki geleceğin mimarlığını, biz yetişkinlere bırakmıyorlar.
İşte lise üniversite öğrencilerinin ayrı ayrı yarıştıkları final projelerinden bir kaçı:
* Elektrik Alan ile Göl ve Akarsularda Ötrofikasyona Neden Olan Fosfat (PO4-3) ve Nitrat (NO3-) İyonlarının Sudan Ayrılması * Dedemden Toruna, Tohumların Korunması
* Kınkanatlı Böcek Yöntemiyle Su Toplama
* Vakumlanan Buharlaştırıcıyla Saf Su Üretimi
* Biyogaz Sürecinden Temiz Enerji ve Arıtılan Atıktan İyileştirilmiş Kömür Elde Edilmesi
* Atık Bitkisel Yağ, Biyodizele Nasıl Dönüştürülebilir
* Çevre Dostu Diş Macunu İçin İstridye Kabuğu
Gençlerin bilim aşkı
Türkiye ya da KKTC zor bilim toplumu olur diye yakındığımız çok oluyor. Ama gençlerin bu bilim heyecanını ve doğayı koruma, kollama konusundaki kararlılıklarını görünce, gurur duymamak elde değil. Önceki gün, Bursa’da Uludağ Üniversitesi Köyleri Kalkındırma Kulübü’nün söyleşisinde de aynı heyecanı görmüştüm. Bugün de Gaziantep’te bir başka heyecana tanıklık edeceğiz...
Dün akşam saatlerinde de KKTC ODTÜ öğrencileriyle sohbet ettik. Bilerek, isteyerek gelmişler. Sınavlar henüz başlamadığı için keyifleri yerindeydi. ODTÜ markasıyla bolmanın gururunu taşıyorlardı...
İstanbul dışına çıkıp, Ankara’nın bitmez tükenmez yanlışlarıyla uğraşmaktan uzaklaştığınızda, sadece sinir katsayınızı düşürmekle kalmıyor, moraliniz de yerine geliyor...
Mezunların durumu?
KKTC ODTÜ mühendislikte iddialı ama İktisat, İşletme, Uluslararası İlişkiler, Eğitim ve Psikoloji’de de fark yaratıyor. Bugüne kadar 902 mezun vermişler ve tamamına yakını ya çalışıyor ya da yüksek lisans ve doktora yapıyor. Dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul aldıklarını da özellikle vurguluyorlar.
Başta ODTÜ olmak üzere KKTC üniversitelerinin diplomalarının sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde tanındığını da bu arada hatırlatmakta yarar var...
Öğrenim ücretleri, kampüs donanımları, öğretim kaliteleri, öğrenci profili, barınma, yemek ve ulaşım olanakları açısından bakıldığında da artılarının giderek arttığını görmek sevindiriciydi...
Özetin özeti: ODTÜ, KKTC açılımı ile marka değerini daha da artırmakla kalmadı, dinamizmine yeni bir soluk getirdi. Darısı diğer üniversitelerimize...