Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Deneyerek öğrenme yöntemi ilk çağların öğrenme biçimiydi. MEB ise bu çağda hâlâ bu yöntemde ısrarcı. Sürekli deniyor. Olmuyor, bir daha deniyor. O bakan gidiyor, diğeri geliyor. Deneme turlarına bu kez de o devam ediyor...
Öğrenciler, sanki onlara göre, en değer verdiğimiz varlığımız olan çocuklarımız değil, deney laboratuvarlarında bu amaçla üretilmiş kobaylar.
Her yıl milyonlarcasının, hem de aileleriyle birlikte, yaşamlarını altüst ettiğimizin farkında bile değiliz.
Eğer öyle olmasaydı, haftalardır süren ve hiçbir işe yaramayan TEOG nakil turlarına aynen devam edilecek kararı alınmazdı.
Liselerde geçen hafta 20 bine yakın boş kontenjan vardı. Aradan bir hafta geçti, dün akşam açıklanan tabloya göre, hâlâ değişen bir şey yok.
Bir yer dolarken, öteki taraf boşalmış...
Bu sistemle, kayıtları, değil beş hafta, 500 hafta da sürdürseniz değişen bir şey olmaz. Ama MEB bunu hâlâ anlayamadı ki önceki haftaların güncellenmiş basın açıklamasını bir kez daha önümüze koydu!

Nakillere devam!
Okullar açılalı günler değil, haftalar oldu ama hâlâ taşlar yerli yerine oturabilmiş değil. Oturacağa da benzemiyor.
Niye mi?
İşte MEB’in dün akşam yayınladığı en son durum değerlendirmesi:
“Ortaöğretim kurumlarında bu hafta gerçekleştirilen nakil işlemleriyle birlikte Türkiye genelinde 18 bin 014 ilave kontenjan açılmıştır.
2 bin 794 İstanbul’da, bin 939 Ankara’da, 791 İzmir’de olmak üzere toplamda 18 bin 014 ilave kontenjan boşalmıştır.
Bundan sonraki nakil işlemleri Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre haftalık olarak yapılmaya devam edecektir. Neticelenmemiş nakil dilekçeleri sonlandırılmıştır. Nakil başvurusunda bulunmak isteyen veliler önümüzdeki hafta pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri kayıtlı oldukları okul idaresine yeni bir dilekçeyle müracaat edebileceklerdir...”

Değişen ne?
Pek çok okurumuz, eminim ki sürekli bu konuyu yazmamızdan sıkılmış ve eğitimin yazılacak başka sorunu mu kalmadı da sürekli bunu dillendiriyorsunuz diyebilir.
Haklılar, hem de çok haklılar.
Ama çocuklarımızı geleceğe hazırlayan mimarları, yani MEB kurmaylarını yakından tanımanın bundan daha çarpıcı örneğini bulmak zor.
Sürekli patinaj yapıyorlar, yol alamıyorlar, zaman kaybediyorlar, kin ve öfke tohumları ekiyorlar, güven erozyonu yaratıyorlar, zaten kıt olan kaynakları heba ediyorlar ve en acısı da bunun farkında bile değiller...
Bir haftalık kayıt sürecinin zaman kaybından başka bir işe yaramadığını hâlâ anlayamadılar.
Bir taraf dolarken, diğer tarafın boşaldığını hâlâ göremediler.
Yeni açılımlar getirilmezse, boş kontenjan açığının hiçbir şekilde kapanamayacağının kendilerine bin defa anlatılmasına rağmen hâlâ inatlarından vazgeçmediler...

Yeni TEOG takvimi
İnsanı en fazla enayi yerine koyan da ne biliyor musunuz, yeni TEOG takviminin açıklanması. Yani bu yıl ki sınav, kayıt ve nakil sistemi öylesine güzel işlemiş ki yeni öğretim yılında da yola aynen devam edilecekmiş.
Helal olsun, ne diyelim.
Artık bir deney laboratuvarına dönüşen ülkemizde, on milyonlarca çocuğumuz daha var, biraz da onları kobay olarak kullanalım.
Bu nesil dayanıksız çıktı, belki onlar, bu mucize sistemin önemini anlar ve nimetlerinden faydalanırlar...
Rahatsız olan mı var, bakın herkes, her şeyden fazlasıyla mutlu!..
Özetin özeti: Eğitimin ciddi bir iş olduğunu sanıyorduk. Meğerse hiç de öyle değilmiş.