Meğer yaz gelmiş de haberimiz yok. Bodrum Havaalanı'na indiğimizde yüzümüze vuran sıcak esinti, hasadı yapılan altın sarısı buğday tarlaları, yanık tenleri ve üzerlerindeki son birkaç giysiyi de atmaya hazırlanan turistler, aylardır İstanbul'da hiç alışık olmadığımız manzaralardı.
Önceki gün, öğle saatlerinde Bodrum üzerinden Muğla'ya gidip, akşam da Dalaman üzerinden yeniden kürkçü dükkanına yani İstanbul'a döndüm.
Muğla / Bodrum ve Dalaman arası müthiş. Yeşilin her tonu, birbirinden güzel koylar, yeni açan çiçekleriyle narenciye bahçeleri ve kilometreler boyunca size hoş geldiniz diyen zakkumlar yine İstanbul'da görmeye hasret kaldığımız güzelliklerdi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Muğla Şubesi'nce düzenlenen "Atatürkçü Eğitim ve Üniversite Önündeki Gençlik" konulu konferansta öğrenci, öğretmen ve velilerle bir araya geldik.
Tatil için bir yerlere giderken Muğla'da birkaç kez mola vermiştim. Bütün tanışıklığım o kadardı. Önceki gün biraz gezme olanağı buldum. Kıyıda köşede unutulmuş şirin bir kent.
Yolda bizi karşılayan arkadaşlara Muğla'nın neyi meşhur diye sordum. Bodrum'u, Marmaris'i, bir de şimdilerde Evren'i dediler. Turizmin kalbi olmasına karşın turizmin rantından hiç yararlanamadıklarından yakındılar.
Eğer Muğla'ya yolunuz düşerse evlerine, bezlerine, mantı ve kazandibine özellikle dikkatinizi çekerim...
Konferan yalaşık 40 bin nüfuslu Muğla'nın tek sinemasında gerçekleşti. Her ne kadar tıklım tıklım dolu olmasa da eğitim konusunda İzmir'den çok daha duyarlı oldukları kesin.
Muğla yıllardır CHP'nin kalesi olmuş. Fazilet hiç olmamış. Şehrin biraz dışında kalan Muğla Üniversitesi ile de diyalog sorunları var...
Konferansta lise yöneticileri ile görüştük. Onların da diğer kentlerdeki meslektaşları gibi en büyük sorunu, ortaöğretim başarı puanı nedeniyle kaçan öğrencilerdi. Bakanlığın bu konudaki duyarsızlığına bir türlü anlam veremiyorlar. Göz göre göre en iyi okullarımız heba oluyor diyorlar...
Konferansta uzun uzun Atatürk'ün eğitim konusundaki duyarlılığını ve ondan sonra gelenlerin ilgisizliğini anlattım. Devlet eliyle, devlet kaynaklarıyla nasıl Atatürk düşmanları yetiştirildiğinin örneklerini verdim. Bu konuda çok hassaslardı...
Aydın ve Muğla, sınavlardaki başarılarıyla hep dikkat çeken iller oldu. Öğrencileri, velileri yakından tanıyınca bunun boşuna olmadığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Eğitim, onlar için araç değil, amaç. Başarıya giden yolda mazeret üretme yerine hep daha fazla çalışmışlar.
Üniversite sınav sisteminin değişmesi için yüreklerini ortaya koyarak, her türlü etkinliğin içinde oluruz mesajını verdiler.
En fazla alkışı: Bizim ne dincilerimiz gerçek dinci, ne de Atatürkçü geçinenlerimiz gerçek Atatürkçü. Dinciler dinden, Atatürk istismarcıları da Atatürk'ten soğutuyor sözlerim aldı.
Özetin özeti: Muğla ADD'yi Atatürkçülük ve gençlik konusundaki duyarlılığı nedeniyle canı gönülden kutluyoruz...
Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr