CHP’nin olası Milli Eğitim Bakanı Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu ile istediği üniversitede, istediği bürokrat ve danışmanları eşliğinde, eğitimin sorunlarını tartışmaya hazır olduğunu söyledi.
İnce, adres polemiği ile başlayan, KPSS ile derinleşen düelloya, yeni bir boyut getirdi. “Bakan Çubukçu, eğer bilgisine, birikimine ve yaptığı işin hakkını verdiğine inanıyorsa, gelsin Genç Bakış’ta sadece ve sadece eğitimin sorunlarını tartışalım. Kim haklı kim haksız, kim donanımlı kim sorunlardan bihaber, buna da öğrenciler, öğretmenler, veliler karar versin” dedi.
CHP Grup Başkan Vekili İnce, eğitimin hiçbir dönemde bu kadar ihmal edilmediğine de dikkati çekerek “Bakan Çubukçu’nun istediği bir üniversitede gerçekleşecek canlı yayında, ben tek başıma olacağım. Ama Bakan Çubukçu istediği arkadaşını yanına alabilir. Siyaset yok. Sadece eğitimi, öğretmenleri, öğrencileri, velileri ve ülkenin gerçeklerini konuşacağız. İstediği zaman ben bu randevuya hazırım” şeklinde konuştu...
Çubukçu bu resti görür mü?
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, Muharrem İnce’nin bu restini görür mü?
Normalde görmesi gerekir. Biri bakan diğeri milletvekili.
Bakan olarak konulara çok daha hâkim. Daha da önemlisi rakamlara bakıldığında “gurur” duyabileceği artıların sayısı, eksilerden daha fazla.
Onun da ötesinde onca bakanlık deneyimi var.
Tek dezavantajı, eğitime uzaklığı dense de, o artık geride kaldı. Eğitimi, artık öğrendi sayılır.
Göreve geldiği ilk günlerdeki gibi değil, şimdi saatlerce bu konuda konuşabilir.
Peki böylesi bir resti görür mü?
Eskiden olsaydı kesinlikle hayır derdik. Çünkü konulara vakıf değildi.
Şimdi ise böyle bir durum söz konusu olmadığı için İnce’nin aleni davetini reddetmesi bir “kaçış” olarak nitelendirilebilir ki, bu da tam seçim öncesi, her yere çekilebilir.
Galiba en iyisi bekleyip görmek...
Çelik, kesin kabul ederdi
Böylesi bir hodri meydan, bir önceki Bakan Hüseyin Çelik döneminde gerçekleşseydi, kesinlikle kabul görürdü. Ama şimdi ortada bir bakan varken, eğitimin sorunlarını eski bakanla konuşmak ne kadar şık olur?
Aslında, böylesi bir tartışma ortamı, seçim sathı mahalline girildiği şu günlerde, mevcut bakanlarla diğer olası bakanlar arasında da gerçekleşmelidir.
Konular, genelde liderler düzeyinde tartışılıyor. Oysa, bakanlar düzeyinde olmalı. İşte o zaman siyasi polemiklerin ötesine geçilip Türkiye’nin gerçek gündemi, derinlemesine konuşulmaya başlanır.
Hangi bakanlar hayır der
Genç Bakış’ta genelde zıt görüşten isimleri bir araya getirmiyoruz. Birini bir hafta, diğerini sonraki haftalarda konuk ederek, polemiğin ötesine geçip, konuların özünü tartışıyoruz. Ama seçim öncesinde bir kıyaslama söz konusu olduğu için liderler gibi bakanlar ve olası bakanlar düzeyinde de karşılıklı görüş alışverişi olabilir.
Örneğin önceki hafta konuğumuz olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bilgisi, donanımı ve konulara hâkimiyeti göz önünde bulundurulduğunda böyle bir hodri meydanı, kesinlikle görür.
Adalet Bakanı, Çevre Bakanı, Ulaştırma Bakanı, Sağlık Bakanı, Çiçek, Bağış, Arınç da ilk akla gelen isimler.
Belki de hepsi. İçlerinde çok çalışkan ve donanımlı olmalarına karşın konuşmayı pek sevmeyenler de var. Ama görünen o ki, CHP bu seçimde başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, Ak Parti kurmaylarına her koşulda hodri meydan çekmeye devam edecek.
Belli ki hedefleri, kovalayan bir CHP, kaçan bir AKP imajı yaratmak.
Başarılı olurlar mı bilmiyoruz. Ama bu konuda İnce-Çubukçu polemiğinin bir milat olacağı kesin.
Konu eğitim olduğu için gelişmeleri çok yakından izleyeceğiz. Düzeyli bir tartışma ortamı, bundan sonraki toplantılar için de özendirici olur.
İkili tartışmalarda kim kimi mat eder onu bilmeyiz. Belki de berabere biter. Ya da takım tutar gibi herkes yine kendi partilisini tutar, her koşulda onu galip ilan edebilir...
Ama öyle ya da böyle kesin kazançlı çıkacak bir kesim var ki o da kamuoyu olur...
Özetin özeti: Siyasette liyakatin önü ancak ve ancak şeffaflıkla açılır. Hak edenlerin hak ettikleri koltuğa oturmaları ve kısır tartışmaların ötesine geçilmesi de ancak bu hodri meydanların karşılık bulması ile mümkün olur...