Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üniversite konseyi başkanları, nihayet ciddiye alınmaya başladı. Cumhurbaşkanı ve YÖK Başkanı’ndan sonra CHP lideri de kendilerini kabul etti. Yarın da Başbakan Erdoğan’la birlikte olacaklar...
Dışarıdan bakıldığında, aman ne güzel öğrenciler nihayet ciddiye alındılar gibi gözüküyor. Ama madalyonun bir de öteki yüzü var.
Gül, Çankaya’da sadece Ankara’daki üniversitelerin konsey başkanlarını kabul etti. Kılıçdaroğlu’na ise sadece 27 temsilci geldi. Erdoğan’ın Erzurum buluşmasına da 40 konsey başkanı davetli. Oysa 150’yi aşkın üniversite var.
İşte bu noktada kesinlikle ve kesinlikle ayırımcılığa gidilmemesi gerekiyor.
Konsey başkanlarından bir bölümü gençliğin de verdiği enerji ile acemilikle buna dünden razı. Daha şimdiden bazıları kendilerini taraf, bazıları da bitaraf olarak görmeye başlamışlar. Eğer kendi hallerine bırakılır ya da bu yönde telkinler artarsa bir süre sonra onları aynı masa etrafında toplamak zor olabilir. Bu nedenle, aralarındaki bağı güçlendirmek için her davete hiçbir ayrım gözetmeksizin istisnasız hepsini birden çağırmakta sonsuz yarar var.

Çankaya’da salon mu yok!
Cumhurbaşkanı’nın Çankaya davetine neden sadece Ankara’daki başkanlar çağrıldı? Öğrencilerin en çok cevap aradığı sorulardan birisi de bu. Çankaya Köşkü’nde 150 öğrenciyi ağırlayacak salon mu yok? Elbette fazlasıyla var. Binlerce kişinin katıldığı davetler de veriliyor. Yani rahatlıkla hepsi de çağrılabilinirdi. Belki ilk olduğu için belki de farklı gerekçeleri vardır. Onları bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki o da bir sonraki davetin tüm öğrencileri kapsayacak şekilde düzenlenmesi!..

Başbakan’ın daveti
Başbakan Erdoğan’ın Erzurum’daki kabulüne 40 üniversitenin konsey başkanı davet edilmiş. Kim nasıl seçildi, hiçbiri bilmiyor. Genç Bakış’a geldiklerinde, en çok konuşulan konulardan birisi de buydu. Kimi bölgesel dağılıma göre, kimi de yandaşlar çağrıldı dedi. Bazıları da herhalde bir bildikleri vardır deyip öküzün altında buzağı arayanlara tepki gösterdi. Ama hepsinin birleştiği bir nokta vardı ki o da, anca beraber kanca beraber, hepsinin birlikte çağrılmalarıydı. Sanıyorum, bu konudaki serzenişlerini Başbakan Erdoğan’a da iletecekler.
Bu konudaki şikâyet konularından birisi de Başbakan Erdoğan’ın öğrenci konseyi başkanları ile birlikte, aynı anda, farklı sivil toplum örgütlerini de kabul edecek olması. Usul hakkında söz isteyip, ayrı ayrı görüşme isteyebilirler. Zaten doğru olan da bu olur...

Kılıçdaroğlu’na 27’si geldi
Önceki gün Ankara’da gerçekleşen Kılıçdaroğlu-öğrenci konseyi başkanları görüşmesine de katılım kısıtlı oldu. Resmi bir davet olmadığı için öğrencilerin hepsi çağrılmamış. Yani CHP’den bir davet değil öğrenci ziyareti şeklinde gerçekleşmiş. Başkanlar, CHP’yi ziyaret etmek isteyenler diye bir liste hazırlamış 30 kişi ismini yazdırmış. Ama bunlardan sadece 23’ü toplantıya katılabildi. Doğu Anadolu’dan gelecek 7 öğrenci ise parasızlık nedeniyle Ankara’ya gelememiş.
İşte bu noktada hem üniversite hem de CHP çok ayıp etmiş. Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a giderken, başkanlara ödenek veren üniversiteler, muhalefet liderine gidilince görünen o ki para yok demişler. Hadi onlar vermedi, peki CHP bu durumu daha önceden hissedip, öğrencilerin yol ve barınma masraflarını karşılayamaz mıydı? Eminim ki haberleri bile olmamıştır. Olmadığı için de öğrencilerle bir türlü sıcak diyalog kuramıyorlar. Tıpkı iktidar ve Çankaya gibi!..

Başkanlara düşen görev
Üniversite öğrenci konseyi başkanlarına en büyük tepki ise üniversiteli arkadaşlarından geliyor. Kendilerinden çok statükoyu savunduklarını söylüyorlar. İçlerinden bazıları öyle görüntü verse de elbette hepsi de öyle değil. Ama eninde sonunda onlar da sandıktan çıktı. Yani sandığa saygı duymaları gerekiyor. Aynı şekilde başkanların da o görevlere niye seçildiklerini kesinlikle unutmamalarında yarar var. Yoksa koca üniversitede yapayalnız kalıverirler...
Özetin özeti: Gençleri, hele hele üniversite gençliğini, bilinçli ya da bilinçsiz kamplara bölme adına atılacak her adım, en titiz olmamız gereken konuların başında geliyor. Hiç kimsenin bu konuda bir mazereti olamaz. Çünkü faturası hep ağır oldu!..