Abbas GÜÇLÜ
Bayramın ikinci günü. Ama hala bayram havası yok.
"Nerde o eski bayramlar" dediğinizi duyar gibi oluyorum. Eski mi iyiydi, yoksa şimdi mi kötü? Çok net anlaşılmış değil. Ama ortada görünen bir gerçek var ki, hemen her konuda eskiye duyulan özlem giderek artıyor.
Örneğin sanat dünyasını ele alalım. Nostalji kasetleri öylesine iş yaptı ki, bütün sanatçılar, yeni besteleri bırakıp, eskiye yöneldi. Bizi gerilere alıp götüren, o şarkıların güzelliği mi, yoksa bugünün sıkıntılarından bir kaç dakikalığına da olsa uzaklaşıp mazide kalan güzellikleri yeniden hatırlama isteği mi, belli değil...
Eski bayramlar, eski ramazanlar, eski programlar, eski dostluklar, eski kalite diye uzanan zincire neler eklenmez ki! Kış ortasında bütün meyve ve sebzeleri rengarenk görüntüleriyle tezgahta görebiliyoruz. Ama salatalığın, domatesin, elmanın hormonlanmadan önceki o dağal tadını bulabiliyor muyuz?..
Hemen her alanda herşeyin çok daha farklısı çıkmasına karşın, tatminsizliğin giderek artması, insanların beklentilerinin artmasından mı, yoksa gerçekten herşeyin eskiye göre daha fazla bozulmasından mı?..
Yıllarca sonra İstanbul'a gelenler,
"Nerede o eski İstanbul'un güzelliği" diye feryat figan ediyor. Tatile giden, her defasında daha bozuk moralle dönüyor. Gazetesini eline alan
"ah o eski gazetem" diyor
Otomobillerin gücü ve konforu, akıl almaz hız ve boyutlarda gelişiyor. Ama o ilk otobilin verdiği mutluluk ve tadı, hiçbiri vermiyor.
"Ah o eskiler" yok mu, herşey ne kadar mükemmel gitse de insanı mutlaka rahatsız edecek!..
İleriyi görmemezi engellemediğ, ağzımızın tadını bozmadığı ve yaşadığımız güzellikleri koruduğu sürece nostaljiye evet. Yaşamımızı renk katan onlar değil miydi...
Bizimle çalışmak isteyenler, bayram seyran dinlemeden kapımızı tıklatmaya başladılar. Kendileriyle pazartesi'den itibaren görüşmeye başlayacağız. İddialı olmak gerçekten güzel. Ama arkasının da gelmesi gerekir. Bu açıdan sizlere ufacık bir tiyo: Görüşmeye geldiğinizde eliniz ve kafanız önerilerle dolu dolu olsun. Sahip olduğunuz üstün yetenekler kadar, neler üretebileceğiniz de bizim için çok önemli. Gazetecilik tecrübesi, pek o kadar önemli değil. İstekli ve gayretli olmanız bize yeter. Gazeteciliği mutfakta ve haber peşinde koşarken zaten öğreneceksiniz.
İşte size hiçbir torpil gerektirmeden, sadece kendi yeteneklerinizi ortaya koyarak girebileceğiniz, geniş ufku olan bir iş imkanı. Yıllardır,
"İlla da ben gazeteci olacağım" diye gelenleri, olanaklarımız ölçüsünde kapıdan döndürmedik. En azından birşeyler yapıp, yapamayacaklarını anlayabilecekleri bir ortam sağladık. Şimdi ise artan başvurularla birlikte çıtayı biraz yükselterek, söz konusu görevleri en fazla hak edenlere vermek istiyoruz . Yeni arkadaşlara şimdiden hoşgeldiniz diyoruz...
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr