Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin oylarıyla seçilen medya, kültür ve sanat dünyasının zirvedeki isimleri, cumartesi akşamı ödüllerini aldı. Bu çerçevede bizi de ödüllendirdiler, kendilerine teşekkür ederiz...
Madalyonun görünen yüzünde mutluluk, fiyaka ve bol bol da ödül vardı. 52 değişik alanda tam 57 ödül. Ödülü alanlar da memnundu, verenler de. Alanlar ödül aldık diye fiyaka sattılar, verenler de medyada reklamımız oluyor diye sevindiler...
Organizasyonu gerçekleştirenlerin çoğu öğrencimdi. Törenden sonra sohbet ettik. Sizleri tanımazsam, neler okuduğunuzu, neler seyrettiğinizi, kimlere ilgi duyduğunuzu bilmesem ödüller benim için sürpriz olurdu. Ama pek çok isim, beni çok şaşırttı dedim. Önce oylamadan böyle çıktı deseler de ardından farklı yorumlar geldi.
Marmara böyle de İstanbul İletişim farklı mı? Alın birini vurun diğerine. Tıpkı diğer ödül veren kurumlar gibi. Örneğin bizim Gazeteciler Cemiyeti'ni ele alalım. Yılda bir tek yazı yazana kalkıp gazetecilik başarı ödülü veriyorlar. Bu nasıl başarıysa...
Değişik kurumlardan en fazla ödül alanlardan biri olarak, bu yazıyla gelecek yıllar için ödül alma olasılığımızı sıfıra indirdiğimin farkındayım. Ama bu ödül enflasyonuna da bir şekilde dur denilmesi gerekiyor.
Törende, gençlerden, üniversitelerden ödül almakla övünenlerin, gençlere, eğitime, üniversitelere ne verdiklerini, onlara yönelik ne yaptıklarını sordum. Bugün hala Milliyet'in dışında sürekli eğitim sayfası yapan yok. Kanal D'nin dışında da gençlere ve eğitime yönelik program yapan çıkmadı. Ama her ödül töreninde gençler, üniversiteler başımızın tacı, eğitim de ülkenin en önemli meselesi der dururlar. O zaman akla şu geliyor: Ya söylediklerinde samimi değiller ya da gençlerle dalga geçiyorlar...
İstanbul İletişimin ödül töreninde de madem gençleri bu kadar çok seviyorsunuz, neden onlara staj olanağı sağlamıyorsunuz demiştim. Çünkü biliyordum ki, öğrencilerin en önemli sorunu stajdı ve kapılar bir bir yüzlerine kapanıyordu.
Dahası: ödülün amacı teşvik olmalı. Abartılı bir şekilde bütün ödülleri aynı kuruma yönlendirerek diğerlerin yok saymak, hem diğer başarılı kurumlara, hem de sektöre yeni giren başarılı gençlere karşı büyük bir haksızlık.
Ayrıca şunu bir kez daha vurguladım: Yıllardır bu ödülleri almaktan gerçekten çok mutluyuz. Ama artık karşımızda başka rakipler de olsun ve ödülleri onlarla yarışarak alalım dedim. İnşallah bu kez de, bu sözler, gazete ve TV yöneticilerinin bir kulağından girip, diğerinden çıkmaz. Onlar hala sanıyorlar ki, eğitimin reytingi yok. Oysa, eğitim artık reyting de getiriyor, traj da. Daha da önemlisi prestijin en dikalasını kazandırıyor. Herkese duyurulur...
Özetin özeti: Her konuda olduğu gibi ödül konusunda da ölçüyü kaçırmamak gerekiyor.
Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr