Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Okul içi şiddet, Bakan Hüseyin Çelik'in öngördüğü gibi, yaramaz öğrencileri, açık liseye göndererek yani okul dışına iterek mi önlenir yoksa çok daha titiz çalışmalar mı gerektiriyor?En azından TBMM Araştırma Komisyonu'nun bu konuya yaklaşımı MEB'den farklı olmalıdır!Öğrencilerin, okul dışında geçirdikleri süre, okulda bulundukları zamandan çok daha fazla. 60 bin civarındaki okulun çok önemli bir bölümünde yarım gün eğitim yapılıyor. Yani öğrenciler ya sabahtan öğleye kadar okudular ya da öğleden sonra. Peki okul dışı saatlerde ne yapıyorlar? Pek çoğu sokakta. Oysa onları tam gün okulda tutabilsek ve geriye kalan boş saatlerini de sanatla, sporla ve diğer sosyal etkinliklerle doldurabilseydik, bırakın okul içi şiddeti, ülke genelindeki şiddetin oranı bu boyutlarda olur muydu? Hiç sanmıyorum.Gençlik ve spordan sorumlu bir bakanlık var. Ne yapıyor? Bakan Bey'i tanıyanınız var mı? Gençlik ve spor dışında her şeyle ilgileniyor. Aslında okul dışına itilen çocukların asıl muhatabı o. Yasalar bu görevi ona veriyor. Ama, ara ki bulasınız...Çocuklarımızı, hem okul içinde hem de okul dışındaki saatlerde başta spor olmak üzere, sosyal etkinliklere yöneltmek zorundayız. Ancak, tıpkı büyükler gibi onlar da spordan, sanattan, hobilerden uzak bir nesil olarak yetişiyor. Bunun kabahatlisini de uzakta aramaya hiç gerek yok. Suçu, anne babalara atmak işin en kolayı olur. Bu görev, Milli Eğitim Bakanlığı ile gençlik ve spordan sorumlu bakanlığın. Ama, biz kime havale ediyoruz? İçişleri Bakanlığı'na yani polise! Çocuklar, gençler suç işleyene kadar onlarla ilgilenmeyip, sorunlarına sahip çıkmayıp, ancak suç işlediklerinde onları fark edebiliyoruz. Tıpkı, okuma çağındayken okuma yazma öğretmeyip, yetişkinler ordusuna katıldıklarında, onlar için kampanyalar düzenlediğimiz gibi.Sayın Bakanlar, Anayasa'yı ve Temel Eğitim Kanunu'nu bir kez daha okusunlar. Siyasi iradenin, yani ülkeyi yönetenlerin görevi, çocuklarımızı, sadece aptalca sınavlara hazırlamak değil, onları her yönüyle donanımlı bireyler olarak geleceğe taşımaktır.Okullardaki Beden Eğitimi, Resim, Müzik dersleri neredeyse kaldırıldı. Birçok okulda o derslerde OKS'ye, ÖSS'ye hazırlık yapılıyor. Diğerlerinde ise zaten boş geçiyor. Ya öğretmen yok ya salon ya da gerekli malzeme. Olimpiyatlara ve dünya kültür başkenti olmaya hazırlanan İstanbul'da durum böyle ise gerisini artık siz düşünün. Okullardaki şiddet nasıl önlenir? Bugünlerde eğitim kurumlarında, ailelerde hatta TBMM'de en çok konuşulan konulardan biri de bu. Okuma çağındaki 25 milyon çocuk ve gencimizden, 7 milyonu zaten okul sisteminin dışında. Şimdi onlara yenilerini eklemek, var olan sorunların artmasından öte bir işe yaramaz. Çelik ve arkadaşları, okuldaki öğrencileri dışarı atma yerine, dışarıda kalanları, okula getirmek için projeler üretmeliler.Mevcut öğrencilere yer ve öğretmen bulamazken, bir de başımıza yeni öğrenciler çıkarmayın zihniyeti, sadece ülkedeki şiddeti artırmakla kalmaz, başka sorunlara da davetiye çıkarır. Örneğin gizli işsizlik gibi.Zorunlu eğitim çağında olan herkes, istisnasız okulda olmak zorunda. Bunun tartışması olmaz. Anayasa böyle emrediyor. Lise ya da üniversite çağındakilere ise ya en iyi şekilde eğitim olanakları sunacağız ya da en azından bir meslek sahibi olmaları için ortam yaratacağız. Sosyal devletin amacı ve hedefi bu olmalıdır. TBMM keşke şiddet komisyonundan önce, çocuklarımızı nasıl en iyi şekilde hayata hazırlarız komisyonu kursaydı. Ama, onlar da MEB gibi olayların arkasından geliyorlar. Özetin özeti: Hemen herkesin dilinden düşürmediği gibi ülkemizin en değerli hazinesi, gençlerimiz. Geleceğimiz de onlara emanet. Ama, bu hazineyi öylesine hoyratça koruyoruz ki, ona değer katacağımıza, sürekli erozyona uğratıyoruz... aguclu@milliyet.com.tr Daha çok spor