Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MEB kendi internet sitesinde açıkladı. 133 bin öğretmen açığı varmış. Yine Milli Eğitim’in verilerine göre 300 bin de öğretmen fazlası var.
Bu ne çelişki diyenlere 70 bin civarında sözleşmeli ve bir o kadar da ücretli öğretmen olduğunu da özellikle hatırlatmakta yarar var.
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu ile uzun uzadıya öğretmen atamasını konuştuk. O da bunalmış durumda. Geçmiş yıllara göre çok daha fazla kadro alınmasına rağmen ne açık kapanabiliyor ne de ücretli ve sözleşmeli kadrodaki öğretmenler asil kadrolara geçebiliyor.
Çubukçu, göreve geldiği ilk günlerde artık sözleşmeli öğretmen alımı olmayacağını ve yılda tek atama yapılacağını söyledi. Ama bu uzun ömürlü olmadı. Çünkü hem sözleşmeli alımına devam etti hem de haziranda ikinci bir alım yapmak zorunda kaldı.
Çünkü bunalmış durumda. Ne İsa’ya yaranabiliyor ne de Musa’ya. Eğitim sendikaları ve sözleşmeli öğretmenler artık sözleşmeli öğretmen alınmasın diye sert tepkiler gösterirken, atama bekleyen işsiz öğretmenler de ille de sözleşmeli alınsın diye istek üzerine istekte bulunuyorlar. Çünkü, açılan her kadroya önce sözleşmeliler atanıyor. Yani bir kadrodan ötekine geçiyorlar. Yeni alım ise çok az oluyor.
İşte bu yüzden öğretmen yetiştirme düzenine olduğu gibi öğretmen atama usullerine de kalıcı çözümler üretmek gerekiyor. Her şeyden önemlisi de en az 5 yıllık bir atama takviminin oluşturulması zamanı geldi de geçiyor.

Sorunlar neler?
Öğretmen atamaları konusunda herkesin kendine göre bir görüşü var. Ayrıca yine herkes, kendi açılarından baktıklarında yüzde 100 haklılar. İsterseniz gelin önce atama bekleyen öğretmenlerin sorunlarına bir göz atalım:
- 133 bin öğretmen açığı varken yeterince yeni alım yapılmıyor.
- Bazı branşlarda KPSS’de 43 puanlar atanırken, diğer branşlarda 86 puanlar atanmıyor.
- Söz verilmesine rağmen sözleşmeli kadrolara asil kadro verilmiyor.
- Ücretli öğretmen adı altında, eğitimle hiç ilgisi olmayanlar sınıflara sokulurken yüz binlerce öğretmen yıllardır işsizliğe mahkûm ediliyor.
- Öğretmenler önlerini göremiyor. Hangi atama döneminde kaç öğretmen alınacak, hangi puan diliminde kaç öğretmen var bilmek istiyorlar. Ama bırakın birkaç yıl sonrayı, birkaç ay sonraki atama dönemleri için bile her şey belirsizliğini koruyor.

Bakan ne diyor?
Bakan Çubukçu da atama bekleyen öğretmenler gibi gergin mi gergin. Bu konuda her yönden kendisine baskı var. Yaptıkları da eleştiriliyor, yapmadıkları da. Ürettiği çözüm yolları ise bir tarafı sevindirirken, öte tarafı üzüyor. İşte bazı satır başları:
- Maliye Bakanlığı ile mutabakata vardık. 70 bin sözleşmeli öğretmenin kademeli olarak kadroya geçmesi için yasal düzenleme yapıyoruz. TBMM tatile girmeden de çıkartmayı planlıyoruz.
- Artık sözleşmeli öğretmen alınmaması için çok yoğun baskı var. Ama öte yandan da ille de alınsın diyen yüz binlerce öğretmen söz konusu.
- İlle de sözleşmeli öğretmen alınacak ise temmuz’da yapılacak KPSS sonrasında alınmasını isteriz. Çünkü puanlar çok düştü.
- Bir takvim açıklayamıyoruz çünkü her yıl bütçeden aldığımız kadro çerçevesinde alım yapıyoruz. Ve kadrolar belli olduktan sonra branşlara göre dağılım yapılıyor.

İşin doğrusu ne?
Öğretmen atama sisteminin baştan aşağı yanlış olduğunu Bakan Çubukçu da söylüyor, bu yönde hazırlanan raporlar da ortaya koyuyor. Kadroların yetersizliğini ise bilmeyen yok. Ama bütün bunları çözmenin yolu, icraattan geçiyor.
Bakan Çubukçu elinden gelenden çok daha fazlasını yapmalıdır. Birileri öyle diyor diye yeni sözleşmeli öğretmen alımını askıya alması, yüz binlerce öğretmeni adeta kahretti.
Çıkacak yasa zaten sözleşmelilere kadro olanağı sağlarken, sözleşmeli kadroları kullanmak MEB’in uhdesindeyken, tüm branşlarda değil de sadece birkaç branşta puanlar kendi yanlış alım politikaları yüzünden dibe vurmuşken, bunun acısını hiç kimse 5-6 yıldır atama bekleyen gençlere çektiremez.
Özetin özeti: Çubukçu çok zor bir dönemde, çok zor bir koltukta oturuyor. Bir anne olarak bu güne kadar gençlerin halinden en iyi anlayan bakanlardan biri oldu. Ama birileri onu bu eksenden uzaklaştırmaya çalışıyor, sanki yıpranmasını istiyor. Atama bekleyen yüz binlerce öğretmenin ahı üzerine başarı inşa edilemez...