Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Öğretmenler, bu hafta yoğun bir şekilde Türkiye'nin gündeminde olacak. Her ne kadar Eğitim - Sen, 12 Eylül'ün bir ürünü diye 24 Kasım'ı Öğretmenler Günü olarak kabul etmese de, öğretmenler günü, yine bütün yurtta büyük bir coşkuyla kutlanacak. Tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi...
Bu arada öğretmenlik sıradan bir meslek olmaktan çoktan çıktı. Eğitim fakültelerine girmek artık hiç de kolay değil. Hele hele öğretmen olarak atanmak, zorun da ötesinde imkansız. Onbinlerce doktor, mühendis, ikisatçı, işletmeci, eczacı öğretmen olmak için yıllardır sıra bekliyor.
Peki öğretmenlik neden böyle birden bire cazibe merkezi haline geldi? Sağladığı ekonomik olanaklar mı iyileşti, yoksa toplumun gözündeki değeri mi arttı?..
Aslında ne ekonomik durumunda, ne de sosyal statüsünde önemli bir değişiklik söz konusu değil. O halde neden peşinde koşulan bir meslek haline geldi? Bunları bir bir ele alalım.
Öncelikle diğer mesleklere göre iş bulma şansı çok yüksek. Uzunca bir tatili var. Kolej ve dersanelerde yüksek üceretlerle çalışma olanağına sahipler. Genelde yarım gün çalışıldığı için özellikle evli ve çocuklu bayanların tercih nedeni. Sınırsız iş garantisi var. Ek ders ve özel derse artan talep, ek kazanç arayışı içinde olanlar için hala cazibesini koruyor...
Halen 600 bini aşkın öğretmen bulunuyor. Maliye Bakanlığı'ndan kadro sağlanırsa en az 150 bin öğretmen daha alınacak. Hele bir de zorunlu eğitim 12 yıla çıkarsa öğretmen ordusunun bir milyona dayanması işten bile değil.
Bakanlık bütçesinin dörte üçü öğretmen maaşına gidiyor. Dolayısıyla pasta hep aynı kalırken, paylaşan sayısı sürekli arttığı için, öğretmen maaşının alım gücü giderek azalıyor. Ama buna rağmen öğretmenlik yine de cazibesini koruyor. Yapılan anketlerde öğretmenlerin ya ikinci bir işi var ya da evlerine ikinci bir maaş giriyor. Bu yüzden de maaşı tatmin edici olmasa da, öğretmenlik ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Madalyonun ön yüzü bu şekilde. Arka yüzü ise yine sıkıntılarla dolu. Eğitim fakültelerinin içler acısı durumu, fen ve edebiyat mezunlarının önüne çekilen set, norm kadro rezaleti, yönetici atama kaosu, eş durumu tayinlerinin bir türlü gerçekleştirilememesi, kalabalık sınıflar ve en önemlisi de bakanlık tarafından adam yerine konulmamaları...
Özetin özeti: Öğretmenlik gerçekten yüce bir meslek. Onlar, sıradan insanlar değiller. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine yön veriyorlar. Onlarsız çağdaş Türkiye yaratmak da mümkün değil!..


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr