Milliyet Sanat Dergisi'nin okumayla ilgili yaptığı anketten çok ilginç sonuçlar çıktı. En çarpıcı olanı ise lise öğrencilerinin
"Neden okumuyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıtlar.
İsterseniz önce gençlerin neden okumadıklarına ilişkin gerekçelerini okuyalım. Ardından da, nerede hata yaptık diye uzun uzun düşünelim. İşte yanıtları:
. Okumanın zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.
. Okurken uykum geliyor.
. Kitaplardan dünü öğrenmek yerine, bugünü yaşamayı tercih ederim.
. Üşeniyorum.
. Okumak yerine spor yapmanın daha faydalı olduğunu düşünüyorum.
. Hayatın en sıkıcı olayı olduğunu düşünüyorum.
. Kitap okumak aklımın ucundan bile geçmiyor.
. Lüzumsuz görüyorum.
. Kitap lafı bile feci bunaltıyor beni.
. Derslerimi yapmaya vakit yokken ne zaman kitap okuyacağım?
. Kitap okumayı çok pasif bir eylem olarak görüyorum.
Öğrenciler, kitap okumasalar bile sorulara dürüstçe cevap vermişler. En azından bunun için sevinebiliriz. Asıl can alıcı sorunun cevabı ise karmakarışık. Okumadıkları için öğrencileri mi, yoksa onları bu noktaya getiren eğitim sistemi ve biz büyükleri mi sorgulamak gerekiyor? Bana kalırsa, bu işte en az kabahatli olan öğrenciler...
Öğretmenin, anne babaların, Türkiye'nin vitrinindekilerin kitap okumadığı bir ortamda, onlar kime özensinler de kitap okusunlar ki! Bakın bu konuda da çarpıcı yanıtları var:
. Fazla okumam. Ama yazın sahilde okumayı severdim. Babam bunun artistik olduğunu söyledi. Vazgeçtim.
. Arkadaşlarım, okuyorum dediğimde hep dalga geçtiler benimle. Bu da kitaplardan soğumama neden oldu.
. Nasıl kitap okunur, önce hangi kitaplardan başlanır gibi sorulara yanıt bulamadığım için okumuyorum...
Okumayan, yazmayan, özgürce konuşamayan birinin kendini ifade etmesi, derslerinde ve daha sonrasında da hayatta başarılı olması çok zor. Olanlar yok mu? Elbette var. Ama gidin konuşun, hep okumamanın, okuyamamanın ezikliği içerisindeler...
Özetin özeti: Okumaya mutlaka bir yerden başlamak gerekiyor. Yaşınız kaç olursa olsun geç kalmış sayılmazsınız. Bu konuda okullara öğretmenlere büyük görev düşüyor. Her gün derslerinin bir bölümünü gazete, kitap ve dergilere ayıramazlar mı?.. Ayıracakları bu zaman kesinlikle bir kayıp değil, hem kendileri, hem de öğrencileri için çok büyük bir kazanç olacaktır...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr