Bir efsane daha sona erdi. Kendisiyle son röportajı biz yapmıştık. Vasiyet niteliğindeydi. Hemen her konudaki sorularımızı samimiyetle cevapladı. Başbakanlık yaptığı dönemlerde öğrenciyken kendisine çok kızdık ama Cumhurbaşkanlığı ve sonrasında, daha yakından tanıdıkça saygımız arttı.
Değişen biz miydik yoksa o muydu?..
Demirel’i yeni nesiller fazla tanımaz ama bizim gençliğimiz onunla geçti. Tıpkı şimdiki gençlerin Erdoğan’la büyümesi gibi. Milliyetçi Cephe olarak nitelendirilen MC’li hükümetleri döneminde bambaşka bir Demirel vardı. Seveni de çoktu. Kızanı da. O öğrencileri pek sevmez, öğrenciler de onu hiç beğenmezdi. Askerlerin demokrasiye sık sık müdahale ettiği dönemlerde en fazla sıkıntıyı o çekti. Ama olup bitenlerden hiç kırgınlık duymadığını, kızmadığını gördük. Biz sordukça, o “Dünü dünde bırakın, geleceğe bakın” dedi.
Son 10 yılda kendisiyle her biri 4-5 saati bulan 10’a yakın Genç Bakış yaptık. Uzun uzun sohbetlerde bulunduk, uzun seyahatler yaptık. Ve bu süreçte, kendisinden çok şeyler öğrendik. Her şeyden önce de sabrı, mütevazılığı, hoşgörüyü, farklı açılardan bakmayı ve en önemlisi de ne kadar çok şey bilirsen bil, daha çok çalışman gerektiğini...
İşte vasiyet niteliğindeki son röportajdan önemli satır başları...
Nasıl bir Türkiye?
- Evvela daha iyi yönetilen bir Türkiye istiyorum. Yani sokaktaki adamın “Sen bu Türkiye’nin yönetiminden memnun musun?” diye sorduğun zaman rahatça evet diyebildiği bir Türkiye.
- Halkının daha mutlu, daha memnun, daha hür, daha tok, şehirleşmiş bir Türkiye.
- Kimsenin hak aramada sıkıntısının olmadığı bir Türkiye. Bu para hesapları ve ekonomik kalkınma filan ikinci derecede gelir.
2023 vizyonu
- 2023’te de daha sonrası için de daha iyi yönetim istiyorum. Daha iyi yönetim derken bugünkü yönetimi filan kötülemiyorum. Ama yarın her şey bugünden iyi olacak.
- Akşam olunca herkesin kapısını kilitlemeden yatabildiği bir Türkiye. Gece sabaha doğru kapısı çalınırsa bunun polis olduğunu düşünmediği bir Türkiye istiyorum.
- Kalkınmanın nimetleri her yanına yayılmış ve sosyal güvenlik şemsiyesi herkesi kapsar hale gelmiş bir Türkiye istiyorum.
- 1950’de neredeyse sıfır sigorta varken bugün 76 milyon Türkiye’nin 60 milyonu sigortalı. Ben herkes sigortalı olsun istiyorum.
- Komşularıyla dost bir Türkiye istiyorum.
- Her seviyede okul, bu ülkenin çocuklarına götürülmüş olsun istiyorum.
Kişi başına 20 bin dolar
- 2023 yılında Türkiye’nin milli geliri adam başına 20 bin dolara çıkarsa bu çok güzel bir şey olur. Ama bundan mühimi, parayla yapılmasına lüzum olmayan moral hizmetleri.
- Kalkınma hızı yüzde 7 olmalı. Bunu yapabilmek için Türkiye kendi tasarruflarını kullanmalı. Ama Türkiye tasarruf kullanamıyor. Çünkü tüketim var. Daha çok tasarruf, daha çok yatırım lazım. Lüks hayata alıştık. O alışkanlığı bozmadan gerçekleştirmek gerek.
Gezi olayları!
- Yollar yürümekle aşındı mı? Bırakın adam yürümek istiyorsa yürüsün. Bırakın bu ülkenin insanları başı göğe değecek kadar hür olsun. Korkmayın bu ülkenin insanlarından.
- Ben en zor zamanlarımda da hep aynı şeyi düşündüm. Sokak hareketleri olurken de aynı şeyi düşündüm. Benim vatandaşıma sükunet lazım. Ama sükunet sessizlik değil.
- Gezi olayları toplumun tezahürleri. Toplumun boşalmaları. Her memlekette oluyor. Bunlardan rahatsız olabilirsiniz ama çok fazla abartmamak lazım.
- Hür basın, hür sendika, hür üniversite, hür kurumlar olması lazım. Bunlardan şikâyet varsa uygulama eksiklikleridir. Yoksa prensipte Türkiye’de bunların hepsi var.
Türkiye’nin bütünlüğü
- Benim de çok önem verdiğim şey, Türkiye’nin bütünlüğüdür ve vatanı kurtaracak olan milletin kendisidir. Vatan kurtarıcılarına filan lüzum yoktur.
- Türkiye’nin hem toprak bütünlüğü hem politik bütünlüğü muhafaza edilebilmelidir. Türkiye’nin birtakım sıkıntıları varsa bunlar çözülmelidir ama bunları çözeceğiz derken iç huzuru zedelememek lazım.
Haritalar değişir mi?
- Ortadoğu’da haritalar değişmez. Bu karışıklık bir yerde durur.
- Yarına güvenin. Bugün sizi sıkan şeylerin hepsi yarın geçmiş olacak.
- Avrupa’daki yarı başkanlık sistemleri, başkanlık sistemine dönerse, Türkiye de döner.
- Demokrasi eskidi diyenler demagoji yapıyor. Yerine ne koyacaksınız?
Kırmızı çizgiler
- Cumhuriyet büyük Atatürk’ün Türk milletine yaptığı rehberlikle kurduğu en büyük eserdir.
- Cumhuriyet büyük hadisedir. Eğer bugün ayağında çarık, yol yok, iz yok, hastane yok, şeklen mevcut ama yoksul bir Türkiye yerine 17. ekonomi olan bir Türkiye varsa bu büyük Atatürk’ün ve Cumhuriyet’in sayesindedir.
- Hukuk devleti, çağdaş hukuk devleti, laik hukuk devleti. Bunlar Cumhuriyet’in kırmızı çizgileridir.
- Çankaya’nın taşınmasını çok önemsemiyorum. Bunlar şekli şeyler. Mühim olan Cumhuriyet’in kendisidir ve ayaktadır. Ve Türk milleti Cumhuriyet’in değerlerinin ve temel prensiplerinin zedelenmesine razı olmaz.
- Hakkın, hukukun adaletin aranabildiği, bunların yerini zulmün ve keyfiliğin almadığı idare, işte bu da kırmızı çizgidir.
Arıza varsa giderilir
- Bugün, halkın bir Türk-İslam devleti talebi yok. Halkın Türkiye Cumhuriyeti’nden şikâyeti de yok.
- Eğer bugün birtakım itirazlar ya da eleştiriler varsa, hukuk devleti üzerine birtakım sözler söyleniyorsa bu aslında Türkiye’nin hâlâ dönüşüm içerisinde olduğundan dolayıdır. Türkiye’de eğer hukuk devleti iyi işlerse, bu arızalar giderilirse, adalet tam doğru sağlanırsa o zaman hukuk devleti ihtiyacı başka şekle gelir.
- Oyla gelen oyla gitmeli.
Laiklik dinsizlik değildir
- Laik devlete geçmek dinsizlik değildir. Herkes istediği şekilde din, inanç ve ibadet hürriyetine sahiptir. Laik Cumhuriyet kimin vicdan hürriyetini, ibadet hürriyetini, inanç hürriyetini ihlal etti?
- Bugün hâlâ birtakım sıkıntılar varsa, bu işin zorluğundandır. Ama Türk halkı hem laik devletin, hem Cumhuriyet’in ve hukuk devletinin değerini biliyor.
- Şartlar ne olursa olsun, sakın ola demokrasiden cayma. Ve sabret, her şeyin sonu selamettir. Ama kötülüğe razı olma, iyiliği ara.
Siyasetçiyi kötülemeyin
- Siyasetçiye güvenmek lazım. Kötü emsallere bakıp siyasetçiyi kötülemeyin. Siyasetçiye sahip çıkmak lazım. Siyasetçiye sahip çıkarsanız millet iradesine de sahip çıkarsınız.
- Müzeyi neden İslamköy’de yaptınız derseniz, burayı unutmayın, burada kuraklık var, burada yokluk var, sıkıntı var, insanları fukara. Bu ülkenin fukara köşelerini unutmayın, manasındadır o müze.
Özetin özeti: Geldi gitti ama görünen o ki hiç unutulmayacak.