Sanal teknolojinin, özellikle internetin gelişimi, çok önemli tarihi dönemeçlerden biri. Bugünkü konumuyla bile, yaşamımızın her anını ilgilendiren en büyük teknolojik devrimlerin tahtını sarsmaya aday...
Liberal ekonomiyle coğrafi sınırlar büyük ölçü de önemini yitirmişti. İnternet devrimiyle birlikte var olan sınırlar da yok olup gitti.
En gizli bilgilere ve dünyanın en ücra köşesindeki olup bitenlere, artık anında ulaşmak mümkün. Pentagon'un sırları, Saddam'ın gizli sarayları, sanal alemde elden ele geziyor.
Sanal teknolojinin gelişimi, yerleşik tüm kuralları altüst etti. Mali sektörler gibi en fazla etkilediği sektörlerden biri de medya oldu. Sektör olarak 20 yıl öncesinde hayal bile edemediğimiz noktalara geldik...
Bilim ve teknolojinin gelişimi ve yaygınlaşması da aynı tempoda gerçekleşti. Peki her şeyin böylesine olağanüstü bir değişim geçirdiği bu dönemde, eğitim sektörü bu teknolojik devrimin neresinde kaldı?..
Pek çok alanda olduğu gibi sanal ortamı eğitime taşıyan ilk ülke ABD oldu. Avrupa'da da sürekli yeni oluşumlar var. Olaya en sıcak bakan Almanya. Türkiye ise göstermelik bazı girişimler olsa da hala olayların çok uzağında.
Clinton'ın en büyük hayali, her öğrenciyi okulunda ve evinde internet bağlantılı bilgisayar sahibi yapmaktı. Nispeten de yerine getirdi. Bu konuda dünyada en iyi onlar. Sanal eğitim, en az 20 yılıdır ABD'nin gündeminde. Biz, girelim mi, girmeyelim mi, gireceksek neresinden girelim tartışmaları yaparken, onlar olayın bir başka yönünü tartışıyorlar. Tıpkı şu sıralar Almanya'da oldu gibi...
ABD'den Avrupa'ya taşınan tartışma konusu, sanal eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alıp almayacağı. Gelinen nokta: sanal eğitime kesinlikle evet ama kampüs eğitiminin yerini almasını beklemek hayalcilikten öte bir şey değil. Geçen yaz Berlin'de yapılan bir ankette öğrencilerin sadece yüzde 16'sının sanal ortamda eğitim görmeyi düşündükleri ortaya çıktı. Genel çoğunluk profesör karşısında arkadaşlarıyla birlikte yapılan eğitimden yana. Bir başka ilginç nokta ise sanal eğitimin okul çağındakilerden çok yetişkinlere yönelik olması halinde daha yararlı olacağı şeklinde...
Hiç hesapta olmayan bir başka nokta ise giderek sosyalleşen dünyada, sanal dünyanın insanları daha içe dönük hale getirmesi. ABD'li anne babalar artık bütün gününü odasına kapanıp bilgisayar ekranı karşısında geçiren çocuklar istemiyor. Bizde de bu yönde şikayetler giderek artıyor...
Yazacak daha çok şey bulunuyor. Zaman zaman bunları aktarmaya devam edeceğiz. Çünkü dışında kalmanın yaratacağı sorunlar, getireceği sorunlardan yüzlerce kat daha fazla...
Evet, yakın gelecekte pek çok ülkede olduğu gibi bizde de sanal yüksekokullar, dersaneler, online üniversiteler bir bir açılacak. Anadolu Üniversitesi ve ODTÜ'nün bu konuda müthiş birikimi, deneyimi ve ileriye yönelik projeleri var. Ha bu arada Bilgi Üniversitesi ve bazı web siteleri gibi yeterli altyapı oluşturmadan sadece ilk olmak için sanal aleme balıklama dalanlar da yok değil. Ama olsun!..
Özetin özeti: Eğitimde olduğu gibi, sanal dünyada olup bitenler de hükümetin hiç ama hiç umurunda değil. Bakalım ne zaman uyanacaklar!..
Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr