TÜRK halkı birini sevdi mi, nasıl sevdiğini dün Barış Manço'yla bir kez daha gösterdi. Sevgisini hayattayken değil öldükten sonra doruğa çıkartsa da karşılıksız bırakmıyor. Barış Manço Türkiye'yi ve 7'den 77'ye Türk halkını çok sevdi. Onlar için hep daha fazlasını verme gayretini gösterdi. Türkiye de genci yaşlısı, kadını erkeği, köylüsü, kentlisi sanatcısı, cumhurbaşkanı ve medyasıyla onu bağrına bastı.
Sağlığında olduğu gibi, ölümünden sonra da gezisini sürdürdü. Gittiği her ortama matem yerine coşku götürdü. Göz yaşlarıyla değil alkışlarla uğurlandı. Herkesin onunla ilgili o kadar çok söyleceği sözü vardı ki, beş değil beş yüz tören bile yetmezdi. Önceki yıl Karne'de kendisini ağırlamış, bu enerjiyi nereden aldığını sormuştuk. "Güzel ülkem ve güzel insanlarından" demişti. Haklıymış. Aralarındaki gönül bağının ne kadar güçlü olduğunu dün bir kez daha gördük. Umarız, hemen herkes bu konuda kendisine bir ders çıkarır...
Diğer partilerden henüz bir ses yok ama, görünüşe göre CHP, 18 Nisan seçimleri için umudu gençlere ve kadınlara bağlamış durumda. Mehmet Kabasakal'ın koordinatörlüğünde hazırlanan gençlik projesi, cumartesi günü İstanbul'da Baykal tarafından açıklandı. Ama nedense gerektiği kadar ilgi görmedi.
Bir yandan gençler için neden proje üretilmiyor derken, öte yandan üretilen projelere kayıtsız kalmak ne kadar doğru bilmiyoruz ama, tanıtım konusunda CHP tam bir başarısızlık örneği sergiledi.
Kabasakal'a göre, gençlerin siyasete ilgisi, politikaya dinamizm getirecek. Eğer başta siyasi partiler olmak üzere Türkiye bir yeniden yapılanmaya gidiyorsa, bu gençlersiz olmaz. Ama bu yeniden yapılanma 80 sonrasında yaratılan, sadece kendisini düşünen, ülke sorunlarını göz ardı eden gençlerle olmaz. Yeni bir ruh yaratmak gerekiyor. Haklı ama, kendi partisi içinde heyacan yaratamayan bir proje Türkiye yi nasıl kucaklayacak.
CHP'nin gençlik projesi bir bütün olarak ele alındığında, içinde pek çok ciddi unsurlar ve yeni söylemler var. Ama bunun hangi kadrolarla uygulanacağı konusunda tereddütler bulunuyor.
Fethullah Hoca'nın en büyük destekçilerinden Adnan Polat'ı İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday gösteren bir parti bu değişimi, bu heyacanı nasıl yaratabilir? Ecevit'i Fethullah Hoca konusunda zehir zemberek eleştiren Baykal, Adnan Polat'ı içine nasıl sindirebiliyor? Bu konuda kafalar karmakarışık.
Böyle bir proje, CHP'nin elinde değil de, diğer patilerde olsaydı Türkiye'nin gündemine oturturlardı. Ama onlar, bırakın kamuoyunu, CHP'lileri bile haberdar edemediler.
Özetin özeti: İletişim çağında, dünyanın en iyi ürününü üreten değil, en iyi pazarlayan sonuca ulaşıyor. Anlaşılan, CHP'nin yanlışlar kervanı, her gecen gün daha da uzayacak...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr